Acı kalben hissedilen en güçlü duygudur!
Hırsın kibrin kurbanı olmak bunun sonuçlarına katlanmak en beklenmedik şeydir.
Alparslan Elif'i alıp tekrar çiftlik evine döndü. Yol boyu radyo'dan çalan şarkı eşlik etmişti.
Elif eskilere Alparslan ise yanında ki kızın varlığına dalıp gitmişti. Kafasında yerine oturmayan bazı taşlar vardı.
Ve bunun neye veya kime sebep olduğunu bir türlü bulamıyordu. Bulmaca'nın yahut puzzle'nin eksik tarafını yerine koyamıyor buda huzursuz hissetmesine neden oluyordu.
"Rüzgar abimi aramak istiyorum" diye sessizliği böldü.
"Elbette çantanı ve diğer eşyalarını adamlar getirdi" bu Elif için iyi olmuştu.
"Peki işe ne zaman başlayacağım" sıkılmıştı.
Daha doğrusu düşüncelere dalmamak için meşgul olması gerekiyordu.
"Yarın pazar pazartesi başlarsın" kısaca cevap vermişti.
"Amcanlar gitti mi" yoldan kısa bir süre bakışını çekip Elife baktı.
"Hakan amcam yurtdışında Yekta amcam geldi. Karşı karşıya geldiniz bugün" ne düşündüğünü merak ediyordu.
Elif Yekta beyin bakışlarından biraz huzursuz olsada geçmişti. Sanki tanıdığına bakar gibi bakmıştı.
"Evet gördüm kaç amcan var ki" boğuyordu sessizlik Elif'i.
"Üç Yekta Hakan ve Doğu Doğu Amcam benden altı yaş kadar büyük en küçükleri o yani" ilginçti.
"Anladım" dedi.
"Peki senin" diyerek bilgi edinmek adına sordu.
"Bir amcam bir dayım var. Benden bir iki ay kadar büyükde ablam" bu kısma dikkat kesildi.
"Ablan mı" iyi de bunu Sedat bilse söylerdi.
"Eflin ablam evet babamın baskısından kaçıp gitti." Derken yutkundu.
"En büyükleriniz Rüzgar o zaman" teyit etmek lazımdı.
"Rüzgar abimle beş yaş fark var aramızda" Elifin zihnine bazı şüpheler eklenmiyor değildi.
"Peki Eflin senden nasıl bir kaç ay büyük oluyor" bu soruyla beraber duraksadı.
Sustu ne cevap vereceğini bilemedi.
Ama Alparslan çoktan ipin ucunu tutmuş çekiyordu.
"Görüşüyor musunuz peki" üç senedir haber almıyordu. Rüzgar abisi iyi olduğunu söylemişti.
"Hayır kaçtığı günden beri haber yok abimi aramış iyi olduğunu söylemiş o kadar." Alparslan arabasını kenara çekip Sedat'a mesaj attı.
"Neden durduk" Elif aniden duran Alparslan'a baktı.
Göz göze gelen ikili kısa süre sessiz kaldı. Alparslan Elif'in göz rengi'nin ne kadar güzel olduğunu düşünüyordu.
Bal rengi gözler gün ışığında daha güzel parlar diye düşünmeden edemedi. Ya o ince orta kalınlıkta ki kaşları dolgun vişne renginde olan dudakları yutkunma ihtiyacı hissetti.
Elif ise Alparslan'ın yoğun kara gözlerinden kaçınmak istercesine bakışlarını kaçırdı.
Neden öyle dikkatli dikkatli bakıyordu.
Sırtından omur iliklerine akan soğuk terle beraber iyiden iyiye yüreği sıkışan Elif nefes alamadığını hissediyordu.
Arabanın kapısını açıp kendini dışarı atan Elif temiz havayı ciğerlerine nüfus ettirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herdem!
General FictionGözün kör olur aşktan sevgiden derler ya benimki'de kör olmuş gözümün önünde ki kötülüğü görememiş kendimi kara batağın içinde bulmuştum. Sevdim dediğim adam bana yüreğime en büyük ihaneti yapıp çekip giderken benim ne halde olduğumu umursamamış ark...