Sabahtan beri bir acele içindeydik, hazırlanmak saatlerimizi almıştı. Yılbaşına kadar olan iki gün düşündüğümüzden de çabuk geçmişti. Kafe o kadar yoğundu ki bugün partiye gidemeyeceğimizi bile düşündük ama hazırdık. Luna çok güzel görünüyordu ve bunun farkında değildi. İltifatlarımdan sıkılmıştı.
"Beyaz elbiseyi mi giyseydin acaba?"
Aynadan kendime bakıp bedenime dokundum. "Siyah daha iyi değil mi? Beyazla herkesin içinde sırıtırım."
"Haklısın... Beyaz uzundu zaten. Rahat edemezdin. Justin dışarıda bekliyormuş bizi, hazırsan çıkalım."
Rujlarımızı tazeleyip montlarımızı giydikten sonra dışarı çıktık. Ben arka koltuğa, Luna'ysa öne yerleşmişti. Arabanın içindeki muhteşem parfümün kokusu Justin'dendi.
"Bu iki kadına eşlik ettiğim için gecenin en şanslı erkeğiyim."
"Seninle üçlü yapmayacağız Justin." Luna'nın bıkkınca kurduğu cümle hem Justin'i hem de beni güldürdü.
"Çok şık görünüyorsun." dedim Justin'e.
"O senin güzelliğin." Arabayı çalıştırdığında ona Daria'nın attığı konumu gösterdim. Fazla uzak değil, deniz kenarında bir mekandı.
"Gergin görünüyorsun." Dikiz aynasından bana bakan Justin'le gözlerimiz buluştuğunda iç çektim. Öyle mi görünüyordum?
"Değilim aslında."
"Zayn de orada olacak mı?"
Umarım bir sorun çıkar ve gelmezdi. Ama benim orada olduğumu öğrendiyse her şeyi bırakıp geleceğine emindim.
"Muhtemelen. Onu görmek istemiyorum, gergin görünüyorsam buna hazır değilim diye."
"Bunun için hazır olmana gerek var mı ki? Hiçbir zaman olmayacaksın. Yeni bir yıla giriyoruz, bu gece onu arkada bırakmalısın."
"Söylendiği kadar kolay değil."
"En son bir yıl önce sevgilim oldu. Nasıl bir şey olduğunu pek hatırlamıyorum ama zor olmamalı."
"Neden ayrıldınız?"
"Benden sevgili olmazmış falan. Umrumda değildi zaten. Tek bir kadına ait olmak mı? Dışarıda binlerce güzeli varken kendimi bir tanesine ayıramam."
"Bak gerçekten senin beynin yok." Luna sessizce dinlediği konuşmaya dahil olduğunda haklı olduğunu düşünüyordum.
"Ben buna cömertlik diyorum güzelim."
"Hangi aptal, aptal olduğunu kabullenir ki zaten? Haklısın."
Onların kısa atışması bittiğinde mekana varmıştık. Dışarıda fazlasıyla lüks arabalar var, içeriden ışıklar ve sesler yükseliyordu. Bir iki çift dışarıdaydı.
Justin'in söylemesiyle kabullendiğim gerginliğim iki katına çıktı. Arabadan kendime bu gece için şans dileyerek indim, çünkü o burada olursa şansa ihtiyacım olacaktı. Personel odasına girdiği günden bu yana beni farklı numaralardan aramayı sürdürdüğü için telefonumu yabancı aramalara kapatmıştım. Yani ona dair hiçbir iz yoktu, bende açtığı yaralar hariç.
"Bayağı pahalı bir yere benziyor. Arkadaşlarınla tanışmak için sabırsızlanıyorum."
"Sana hak vereceğimi düşünmezdim ama ben de."
"Ne?" dedim dalgın bir şekilde. Üç salak yanyana dizilmiş mekanı izliyorduk ve bunu bizden başka yapan kimse yoktu.
"Yok bir şey. İçeri girelim hadi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
common • zayn
FanfictionHer ne pahasına olursa olsun beni istiyordu ve o istediğini almanın bir yolunu hep bulmuştu.