3.5

557 38 12
                                    

7 yaşında burnumu ısırıp yara yapan okul hayatımın ilk resminde bana o yarayı bahşeden kıza gelsin bu bölüm. Ey insafsız kız hiç mi acımadın lan burun ısırmak nedir lan 😭

Pazartesi
~~~~~

Ben harbi maldım. Artık bunu kendime kabul ettirmem gerekiyordu. Şahsen mal olmasam bu hayvanlarla neden kafa bulma planı yapayım değil mi. Neden sabahlara kadar içip sıçalım diyeyim değil mi ? Ya da gece daha baştan bok gibi geçeceğini belli etmişken neden ısrarla sürdürmeye devam edeyim. Biliyorum bunlar sadece bir malın yapacağı şeylerdi. Ve evet ben adeta bir maldım. Ve yine de bunu kabullenmeyip başkalarına mal diyordum.

" Tutun şu malı yine çöp kutusuna düşecek !"

Mert hızla yusufun yanına koşarken onları izlemeye başladım. Olanlar bok gibiydi. Saatler içinde yaşadığımız şu olaylar inanılır gibi değildi. Yorulmuştum lan. Ben belki dinlenirim derken daha beter yorulmuştum. Üzerime çöken ağırlığın altında eziliyor gibi hissediyordum. Şu an şu kaldırım kenarına çöküp saatlerce ağlamak istiyordum. Beter haldeydim.

Öyle altıncı hissi kuvvetli olan biri hiç olmadım. Ama bugünün kolay kolay geçmeyeceği belliydi. Bunun sebebi ecrinin saçlarımı kökten kesmeye çalışması değildi. Tamamen atlasın bana yazmasıydı. Buna ek olarak olanlar ise sadece dehşet vericiydi. Varlığı her an tetikte olmama neden olan insanın. Yokluğuyla sınanıyordum. Ama o akşam tüm bunlara inat varlığıyla sorun olan bir kişi vardı. Olmasaydı keşke.

Ecrin.

Küçük katliam.

Dokunulmaz iktidar.

Karşı konulmaz sevimlilik.

Hiç bitmeyen istekler.

Ve acı. Sınırsız acı.

Ecrini en son hatırladığım kadarıyla omuzlarımda bırakmıştım. O ara atlasın attığı mesajla o kadar sarsılmıştım ki (yani  bu sallanmanın sebebi atlas sanmıştım yanılmışım.) mecazen değil gerçek bir sarsılma yaşadığımın farkına dahi varamamışım. Ecrin omuzlarımdan atlayıp yusufun üzerine atlamış elleriyle çıkaramadığı için çilleri ısırmaya başlamıştı o anlar.

Yusuf sadece ağlarken mert bağırıp ecrini Yusuf'un üzerinden almaya çalışıyordu. Hırsla birlikte hem ağlayıp hem ısırmaya devam eden ecrin ise daha beter haldeydi.Tanrım bir yandan göz yaşları bir yandan salyaları akıyordu. Mertin bir işe yaramayan köpek kovar gibi el kol savuşturmaları faydasızca sürerken bana tekme atmış ve sonunda ayılmıştım.

Yusufu nasıl kurtardım bilmiyorum. Çünkü sadece ağlayan ve hiç kıpırdamadan duran yusuf tepki vermiyordu. Sanki biri elini kolunu bağlamış da kımıldayamıyordu. Ecrini ondan söküp alışım nasıl oldu bilmiyorum. Yusufun canı yanıyordu. Bence canı fena halde yanıyordu. Ben olsam bu acıya nasıl dayanırdım bilmiyorum. Kısaca canı yanan yusuftu değil mi ?

Neden deliler gibi ortalığı kasıp kavuran o bağırışları içli içli ağlayışları çığlıkları ecrin atıyordu. Neden ? Susmadan durmadan her bir yerden sıvı akıtarak ağlıyordu.

"Çağlar bana ver nolur çağlarr"

Ne istiyordu lan. Sussun diye çocuğun yüzünü mü sökecektim. Ecrin kollarımı ısırıp tırmalarken .Yusuf sadece ağlıyordu. Mal heralde geri gelecek diye yerinden dahi kalkmıyordu. Aklıma gelen çözümle ecrini annemin odasına götürüp yatağa bıraktım.

"Ecrin. Çağlar sana çil yapacak ister misin ? "

Büyümüş gözleri. İri iri açtığı o gözleri, tanrım ecrin gerçekten çok güzel ve tatlı bir kızdı. Sadece canavara dönüşmediği zamanlar. Bu arada makyaj çok güzel şeydi lan. Hele ki kızlar üzerindeki etkisi çok güzeldi. Ecrin usulca oturduğu yatakta benim kalemle yüzünün bulabildiğim her yerine nokta dokundurmamı  bekliyordu. Sessizdi mutluydu tatlıydı daha ne olsundu. Sonunda aynaya bakıp kendini beğenen ecrinle salona döndüğümüzde yusufun önünde durup.

"Ecrin abinin çillerini istiyor musun ?" Dedim

"İstemiyorum. Artık benimde lekelerim var" dedi.İnanın yusufun bir bakışı vardı ki sormayın.Ecrin susmuştu ama yusuf. Yusuf sanırım daha yeni başlıyordu. Şimdi oturmuş ecrinle birlikte ,mert'le Yusuf'un sarılıp birlikte ağlamasını izledik. Dehşet vericiydi. Şempanzeler doğaya ilk kez çıkıyormış gibi sesleri vardı. Dinlememeye çalıştık.Olmadı.

Ecrin ise yorulmuştu sanırım. Yanımda uzandı bir süre. Dizlerime kafasını koymuş sesler çıkararak uyuyordu. Böyle sakinken onu seviyordum. Çok sevimli duruyordu en azından bir süreliğine.

Bir süre sonra sadece tuvaletim gelmişti. Sadece çok fazla sıvı tüketimi yaptığım için. İnanın tutabilsem tutardım. Böyle olacağını bilsem altıma yapardım yine de ayrılmazdım yanlarından. Keşke yapsaydım.

5 yaşında bir katliam. Ve üç tane beyinsizi bir arada asla uzun veya kısa bir süre yalnız bırakmayın.Kamu spotu olarak bunu heryere basmamız lazım. İnanın bu hayat memat meselesi.

Ecrin emrenin gözünü oymaya çalışmış.
Ve diğer üç andavar ona yardım etmiş.

Söyleyeceklerim sadece bu kadardı. Hastaneye gitmemiz bandaja alınan göz. Nermin teyzenin ecrini bizden alması falan küçük birer detaydı sadece nermin teyzenin hız kesmeden annemi araması olayları bire bin katarak anlatması annemlerin eve dönmek için erken yola çıkması bizim korkudan eve değil de okula gelmemiz. Evin bok götürüyor olması. Emrenin ezilme tehlikesi geçirmesi mertin otobüse kusması yusufun yatak diye sürekli kendini çöp kovasına atması. Diyeceklerim sanırım sadece bu kadardı. Kısaca her türlü bok başımıza gelmişti.

Zehirlenmiştik sanırım. Mertin abisi kendi yaptığı içkileri bize gönderdiğinde  mutluydum. Bunların olacağını bilsem kendimi satar yinede orijinal içki alırdım. Ama bunu anlamam gerekiyordu emek emek hazırlanan tarhana paketlerinin yanında rakı yollanırsa bu olurdu. Sırf rakı koymak için dışarıda bırakılan turşunun lanetiydi bu. Biliyordum.

"Çağlar."

Adımı uzun zamandır bu sesten duymuyordum. Tonu bile başkaydı lan. Aşık olunası. İnsanın iliklerine kadar titremesine neden olan bir ezgisi vardı ve ben özlemiştim. Dibine kadar özlemiştim hemde. Kalbim ritmini şaşırmış gibi atarken kelebekler midemin içini istila etti.

Tanrım bir acı nasıl olur da bu kadar güzel olabilirdi.

PİCASSO 🍁/TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin