𝐌𝐀𝐅𝐈𝐀 / 𝒯𝒶ℯ𝓃𝓃𝒾ℯ

14.

𝑱𝒆𝒏𝒏𝒊𝒆'𝒅𝒆𝒏

Doktor gelip ayağıma bakmıştı artık yürüye biliyordum.

Geçen gün olanlar aklıma geldi. Tüklerim diken-diken oldu. Yoongi benden hoşlanıyormudu ?
Ne biçim bir hoşlanmaydı anlayamıyordum. Ya seviyordu yada  sövüb incitiyordu. Şaşırmamalıydım zaten. Bana psikopat olduğunu söylemişti İU.
Ya ondan hoşlanmadığım için bana zarar verirse ya da başka bir şey yapmaya kalkışırsa...Ne yapacaktım ki?  Tam bir çaresizlik içindeydim.. Her gün kendi kendime nefret ediyordum.

Birde Taehyung vardı.. Maalesef ondan hoşlanıyordum. Ona karşı bir şeyler hissediyordum , onu görünce kalbim deli gibi  çarpıyordu.
Bana her baktığında... Ah bunu sözlerle ifade edemem...
Beni kaçırmasına rağmen ondan hoşlanıyordum. Onu bıçaklamama rağmen bana iyi davranıyordu.
Belki oda benden hoşlanıyordu... Ama hayır olamazdı. Çünkü İU söylediği gibi bu insanların sevdiği kimse olmamalı , onların zayıf noktası olmamalı. Eğer beni severse ben onun zayıf noktası olurum..
Bidakka.. şimdi  ben Yoongi'nin zayıf noktası mı oldum ?

Bunları düşünürken Tae içeri girdi.
“Sana yemek getirdim hadi gel ye”.
“Tae bana neden iyi davranıyorsun?  Neden bu kadar iyisin?  Evet sen beni kaçırdın ama sen de bir çalısansın, sana dediklerini yapıyorsun..  Ama ben seni bıçakladım ben sana zarar verdim. Bunlara rağmen sen yinede bana iyi davranıyorsun..  Bunların bir nedeni mi var? Benim bilmediğim bir şey mi var?  Ne olur bana söyle..Aklımda deli sorular var. Sorular beni mahvedecek..”

Yanıma yaklaştı ve dedi. “Yeter artık bu kadar soru sorma. Ben de bir şey bilmiyorum. Bana seni kaçırmamı emrettiler ve ben de emrimi yerine yetirdim. Başka bir şey sorma bana! Gel de yemeğini ye.”

“Hayır ama nasıl olurda bir şey bilemezsin? Eğer yalan söylüyorsan yalan söyleme yalvarırım ne olur” dedim çaresizce.. Kolundan tutub kendime çekdim. İstemsizce dahada yakınlaştım.

“ Jennie beni sinirlendiriyorsun.. Sana bu kadar soru sormamanı söylemiştim.. Aksi takdirde seni başka yolla susturucam!”

Sözlerini aldırmadan gözlerim dolarak devam etdim
“ Anla beni anla artık... Dayanamıyorum usandım yeter artık.. Ölmek istiyorum yaşamak istemiyorum.”

“ Jennie kes sesini öyle söyleme!!” sinirle bana bağırdı. 
“ Doğru söylüyorum!. Kimse beni sevmiyor,  beni seven kimse yok. Babam bile beni sevmiyor eğer sevseydi beni şimdiye kadar bulurdu. Yaşamamın anlamı yo..”

Lafımı bitiremedim. Beni susturmuştu.. Dediği gibi tam başka bir yolla beni susturdu. Beni öptü.. Dudaklarıma yapışarak konuşmamamı sağladı.. Birşey yapamadım.

Daha sonra dudaklarımı dudaklarının arasına alıp  öpüşmeye başladı. Ben şoktaydım , karşılık vermiyordum. Karşılık vermediğimi görünce dudağımı ısırdı. Daha sonra gözlerimi kapattım ve karşılık vermeye başladım. Delicesine dudaklarımı öpüp ısırıyordu.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırdıktan sonra yüzüme baktı. Yüzümü okşadı ve dedi. "Bir daha öyle lafları ağzına almayacaksın, benim yanımda öyle konuşmayacaksın! Ne zamana kadar ki ben  yaşıyorum sana bir şey olmayacak, sana söz veriyorum. İnan bana seni kim sevmesede ben seviyorum sana deli gibi aşığım seni çok seviyorum"

Söyledikten sonra yeniden dudaklarımı öptü yüzüme öpücükler kondurdu.. "Eğer beni seviyorsan bana karşı hislerin varsa bana söyle yok eğer beni sevmiyorsan sevgini kazanmam için bana zaman ver..
Seni çok istiyorum sen benim olmazsan seni başkasına veremem! Ama sana beni sev söyleyemem.  Bana zaman ver sevgini  mutlaka kazanacağım.."

Söylediklerine gözlerim dolmuştu
"Ben de senden hoşlanıyorum, Tae" dedim. "Ben de seni seviyorum sana karşı farklı hisler besliyorum , şimdiye kadar hiçbir erkeğe karşı böyle olmadım böyle hisler beslemedim.."

Gözlerime baktı eliyle yüzümü okşadı ve söyledi:

" O zaman çık benimle.."