~Giriş Bölümü~

68 11 11
                                    

Mira'dan...
Saatimi kontrol edip etrafa bakınmaya devam ettim. Gözlerim kaldırımla buluştuğunda kırmızı ışığın yanmasını bekleyen Ahsen ve Gizem'e doğru koşmaya başladım. Birkaç korna sesi, biraz bağırış... Umurumda mı? Asla.

"Kızım sen manyak mısın?"

Ne zaman ışıklara dikkat etmeden karşıya geçsem adam öldürmüşüm gibi davranıyorlar. Evet doğru değil, biliyorum ama işlek bir cadde değil ki burası. Üç beş araba geçiyor ve zaten ben sağıma soluma bakıp geçiyorum. Ben haklıyım beyler, dağılalım!

"Manyağım Gizo, sen de manyaksın. Akıllı adamın benimle işi olmaz bir kere."

Başını onaylamazca iki yana sallayıp devam etti.

"Hadi kendini düşünmüyorsun bari bizi düşün Mira. Yarışmaya iki hafta kaldı, ezilsen gitsen ne olacak?"

"Yarışma benden önemli yani? Doğru mu anladım?"

"Evet, gayet doğru anladın."

"O senin kaç yıllık arkadaşın, öylesine bir yarışmadan daha mı değersiz gözünde?"

"Yürü be Ahsen!"

"Öylesine bir yarışmadan daha değerli tabii ki ama bu öylesine bir yarışma değil."

Ahsen, ayıplar gibi Gizem'e baktığında keyifle ona dil çıkarıp geldiğim gibi koşarak bizim binanın önüne gittim.

Hızımı alamayıp duvara toslamayı çok isterdim ancak tosladığım İrem oldu.

"Yavaş olsana be! Hayret bir şey."

"Özür dilerim görmedim İrem."

"Gözün körse benim sorunum değil."

"Özür dilerim dedim."

"Bana bak ben senin arkadaşlarına benzemem. Ö-"

"Ne varmış benim arkadaşlarımda?"

"Bir şey yok ki bebeğim sorun da bu işte. Arkadaşların da senin gibi bomboş insanlar."

"Ya sen kendini ne zannediyorsun?"

Bir anda omzuma dokunan el ürpermeme neden oldu.

"Kız özür diledi İrem, daha fazla uzatmayalım."

"Sizinle konuşup seviyemi düşürmeye meraklı değilim zaten tatlım."

İrem ağır adımlarla yanımızdan uzaklaşırken gözlerimi devirdim ve Zeynep'e döndüm.

"Her seferinde bize sataşıyor ve sen de hep geçiştiriyorsun. Bırak kavga çıksın da görsün gününü.

"Sana milyonuncu defa söylüyorum, kavga çözüm değil. Bırak o bizi ezdiğini sansın."

"Zaten bizi ezdi."

"Biz onunla hiç savaşmadık ki ezmiş olsun."

"Çok havalısın ya. Cidden çok havalısın ama umarım geç kaldığımızın da farkındasındır."

"Sinem Hoca izinliymiş bugün. İlk ders iptal yani."

"E biz nasıl çalışacağız?"

"Yarışmaya hazırlanan gruplar için yeni hoca gelmiş, onunla çalışacağız."

"Zeynep, şimdi bir şey diyeceğim ama kızmayacaksın."

"Ne diyeceğine bağlı."

"Ben hareketleri birazcık unutmuş olabilirim."

"Çalış demedim mi sana?"

"Çalışamadım çünkü misafir geldi. Hoş geldiniz demek için girdim salona ama beni bırakmadılar. İlla ki bizimle otur dediler. Oğulları da çok yakışıklıydı kıramadım."

Bunları da beğenebilirsiniz

          

"Sonraki gün de çalışabilirdin Mira."

"O zaman da elektrikler kesildi."

"Dün?"

"Çok ödevim vardı onları yaptım."

"Ne kadar özgün bahaneler ya, gözlerimi yaşartıyorsun."

"Tabii kızım ne sandın."

"Şimdi çabuk dans kıyafetlerini giy. On saniye içinde salonda olacaksın. Bir, iki..."

"On saniye ne be?"

"Üç..."

Koşar adımlarla bizim binaya vardığımda hemen dans kıyafetlerimi giyip saçlarımı yukarıdan sıkı bir topuz yaptım ve kapısı aralık bırakılmış bale salonuna girdim.

Ahsen ve Zeynep bir köşeye oturmuş muhtemelen bizi çalıştıracak hocanın gelmesini bekliyorlardı.

"Selam amatörler! Balerinlerin kraliçesi geldi."

"Koreografinin hareketlerini biliyor musunuz sayın balerinlerin kraliçesi hanımefendi?"

Dirseğimi Zeynep'in omzuna koyup dublaj sanatçılarınınki gibi bir tonla yanıt verdim.

"Ah tatlım... Çok önemli işlerimden ötürü henüz koreografinize çalışamadım. Kusura bakmayın."

"Mira bu yarışma diğerleri gibi değil, balenin kalbinde eğitim alacağız kazanırsak. Dizilerdeki gibi bir dans okulunda hem de... Rüya gibi değil mi?"

"İstanbul yetmiyor mu ya? Çalışmayacağım demedim ayrıca Ahsen daha üç hafta var. Sadece henüz başlayamadım çalışmaya."

"Tamam ama lütfen biraz özen göster. Nina Ananiashvili edasıyla süzül sahnede. Sen tüpçü Himmet Abi gibi dans ediyorsun."

"Ben balerinlerin kraliçesiyim bir kere kendim gibi dans ederim. Kimse gibi değil."

Kapının gıcırdaması duyulduğunda ayağa kalktım ve hareketlere çalışıyormuş gibi görünmek için bildiğim tüm figürleri sıralamaya başladım.

Kapıdan giren orta boylu ve oldukça sempatik "yeni hoca" kapıyı kapattı ve kendini tanıtmaya başladı.

"Gençler, ismim Aslı. Yarışma sürecinde size yardım etmeye çalışacağım."

Kapı tekrar gıcırdadı ve bu sefer gelen pembe tütüsüyle oldukça garip görünen Gizem'di. Aslı Hoca başıyla Gizem'i selamladı ve konuşmaya devam etti.

"İlk dersimizde yarışma koreografisine çalışacağız ama önce biraz konuşalım istiyorum. Kendinizi tanıtır mısınız?"

Başıyla beni işaret etmesiyle öne doğru iki adım atıp söze girdim.

"İsmim Mira Bademci. On altı yaşındayım, yedi yaşından beri bale eğitimi alıyorum ve bir yıldır Pena'dayım."

"Memnun oldum Miracığım."

Gülümseyerek karşılık verdim. Nedenini anlayamadığım bir şekilde Aslı Hoca'ya çok kanım ısındı. Diğerlerinin de onu sevdiğine emindim.

"Adım Zeynep Dizdar. On sekiz yaşındayım. Sekiz yıldır bale yapıyorum. Bir yıl başka bir Gösteri Sanatları Akademisi'nde eğitim aldım. İki yıldır buradayım."

"Çok memnun oldum."

"Ben de hocam."

Bu sefer öne atılan Gizem oldu.

"İsmim Gizem Çağlar. On yedi yaşındayım ve on iki yaşından beri bale yapıyorum."

"Memnun oldum."

Ve son olarak Ahsen...

"Ahsen Ecer adım. Ben de on yedi yaşındayım, dört yaşından beri bale yapıyorum.

"Memnun oldum tatlım."

Aslı Hoca diğer hocalarımızdan daha genç, muhtemelen yirmili yaşlarının başında. Uzun sarı saçları ve güzel yüzü balerin olmak için doğduğunu düşünmeme neden oluyor.

"Benim ismim de söylediğim gibi Aslı. Soy ismim Aydın. Yirmi üç yaşındayım ve kendimi bildim bileli bale yapıyorum. Bale benim için bir hobiden ziyade kendini ifade etme şekli."

"Biz de çok memnun olduk hocam."

"Ve dersler dışında bana eğitmeniniz gibi değil bir ablanız gibi davranmanızı rica ediyorum. Bildiğiniz üzere yarışma için önümüzde iki haftalık bir hazırlık süreci var ve ardından İtalya'ya gidip yarışmaya katılacağız. Bu Dünya çapındaki en ünlü bale yarışmalarından bir tanesi. Yine bildiğiniz üzere ödülü İtalya'da üç aylık bir bale eğitimi. Biraz gayretle yapamayacağınız şey yok. Umarım başarılı olursunuz."

Umarım...

"Yarışma kuralları gereği grubunuza bir isim bulacaksınız ayrıca gençler. Aklınızda bir şey var mı?"

İki saniye düşündükten sonra bir dans grubuna konulabilecek en güzel ismi buldum.

"Hocam benim aklımda çok güzel bir isim var."

"Nedir?"

"Comolokko!"

"Ne?"

Ahsen'in, Zeynep'in ve Gizem'in bakışları bana çevrildi ve aynı anda, aynı tepkiyi verdiler...

"Dedim ya! Comolokko."

"Duyduk, ne olduğunu soruyoruz geri zekâlı."

"Grubun ismi işte."

"Anlamı ne Mira, anlamı?"

"He onu ben de bilmiyorum. Kulağa hoş geliyor ama."

Gizem beni hiç kale almayıp Aslı Hoca'ya döndü.

"Hocam isim bulmak için kaç günümüz var?"

"Yarışma gününe kadar bulabilirsiniz."

"Biz bulduk zaten hocam!"

"Kapasana çeneni!"

"Niye kapayacakmışım çenemi? Comolokko'dan güzel isim mi bulacaksınız?"

"Bulduğumuz isim kesinlikle senin bulduğundan daha güzel olacak Miralokko."

"Bu grubun ismi Comolokko olacak dedim Zeynep!"

"Hayır olmayacak."

"Hep senin istediğin olsun zaten."

"Duygu sömürüsü yapma!"

"Oylama yapalım!"

"Pekala! Grubun ismi Comolokko olmasın diyenler?"

Gizem ve Ahsen ellerini kaldırırken kendimi ihanete uğramış gibi hissettim... Halbuki onlar zaten beğenmediler ki bu ismi. Tertemiz deliriyorsun Mira Bademci...

"Oy çokluğuyla grubun adının Comolokko olmamasına karar verildi!"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 04, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sıfır BirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin