Ayrılık Konuşması

810 87 7
                                    


Yeni gün yeni umutlar demekti. Defnenin kırılan umudu yavaş yavaş kendini topluyordu. Bunda en çok da Ece ile Kenan'ın  ilgisi vardı.

Defne gözlerini gezdirdiği odayı tekrar tekrar hafızasına kaydetti. Koca yataktan çıkarken üstündeki ince geceliği ile odada yalnız olmanın verdiği rahatlıkla giysi dolabına yürüdü. Her sabah yaptığı gibi dolabı açtı. Karşısına çıkan ütülü gömlek ve ceketlere yaklaşarak elinin tersiyle hafifçe dokundu. Burnu büyük bir istekle kokusuna alıştığı  gömleğe gitti. İşte buydu Defneyi hayata bağlayan şey. Bir adamın gülüşü, bakışı ve kokusu.. Bu adam ise kocasıydı.

Elleri gömleklerde gezerken kapısının tıklatılması ile yerinden sıçradı. Dolap kapaklarını hemen kapatırken odanın kapısı da aynı anda açılmıştı. Kenan'ın kafasını gören Defne şirince gülümsedi.

Kenan Defnenin uyuduğunu sandığı için kapıyı yavaşça çalmıştı. Akşam yatmadan önce takım elbisesini almıştı ancak kravatını unutmuştu. Defneyi uyandırmadan kravatını alıp dışarıya çıkmayı hedefliyordu. Kapıyı açtığında gözleri önce boş yatağa döndü. Yataktaki boşluktan sonra gözlerini dolabına çevirdi. Dolabın önünde ona şirince gülümseyen kızın gülümsemesinde kaldı gözleri ve daha sonra üstündeki ince gecelikte gezdi gözleri. Defnenin üstündeki açık ve ince gecelikle boğazı kurur gibi oldu. Gecelik kızın bütün kadınsı tatlı hatlarını gözler önüne sunmuştu. Gözlerini suç işlemiş gibi kızın vücudundan çekerek yüzüne çıkardı.

"Lütfen gir Kenan." Kenan duyduğu narin ses ile boğasını temizleyerek odaya girdi. Az önce temizlediği boğazına kızın tatlı kokusu dolmaya başlamıştı. Kenan ilk kez elini kolunu nereye koyacağını bilemiyordu.

Neden gelmişti bu odaya.. Bunu hatırlamak için zaman kazanmaya çalıştı.

"Günaydın Defne"

"Sana da günaydın Kenan."

Kenan bir süre saf saf kızın yüzüne bakarken aklında aynı soru dönüyordu.. Ne için gelmiştim? Hah! işe gitmem gerekiyordu benim..

"Ben dün gece kravatımı almayı unutmuşum. Onu almaya gelmiştim. Kusura bakma öyle kapıyı çalar çalmaz girdim ancak senin uyuduğunu düşünmüştüm."

Defne adamın konuşurken robot gibi gözlerini kırpmadan yüzüne bakması ile yüzünde bir şey olup olmadığını deli gibi merak etti. Ne olurdu uyanır uyanmaz önce banyoya gidip elini yüzünü yıkasaydı da daha sonra Kenan gelseydi. Acaba saçı nasıl görünüyordu. Kenan'ın dediklerini dinlerken bir yandan da eliyle saçlarını düzeltmeye çalışıyordu. 

Yüzüne tekrar tatlı tebessümünü koydu Defne. "Burası senin odan zaten. Sıkıntı değil istediğin zaman girip eşyalarını alabilirsin." 

Kenan gerilen vücudu ile olduğu yerde kalmıştı. Ayakları ne ileri gidiyordu ne de geriye.. Gözleri az önceki gibi kızın vücudunda tur atmamak için zorlanıyordu. Kendine hakim olmalıydı. İçten içe ne bu ergen tavırları diye kendisine kızmayı da ihmal etmiyordu.

Kızın yüzündeki tatlı tebessümü görünce kendini iğrenç hissetti. Kardeşinin kardeşine başka gözle bakmaya mı başlamıştı? Kesin uzun süre yalnız kalmasından kaynaklanan bir şeydi bu. Karşısındaki kız ona hala gülümsüyorken onun gözleri kızın vücudunda gezmek için can atıyordu. Kaşları istemsizce çatıldı. Bu derdine kısa sürede çare bulmalıydı..

Ayaklarını zorla hareket ettirirken kızın yanına yaklaştı. Yanına yaklaşarak çok saçma bir hareket yaptığını kızın tatlı kokusunu daha yoğun alınca anladı. Ne diye o kravatı akşam almayı unutmuştu ki? Ya da büroya bir günlük kravatsız gitseydi. Aklından bunlar geçerken elleri hızla dolap kapaklarına gitti. Gözleri kravatlarına takılınca bir duraksadı. Genelde kravatını zor seçerdi. Şimdi de bu karışık aklı ile ne yapacağını bilemeyerek kravatlarla bakışmaya devam ediyordu. 

❤ Yiğittürk Ailesi  ❤ Devam Etmiyor(boşunaokumayın)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin