Aradan iki gün geçmişti.Melis geçirdiği ameliyat sonrasında günden güne iyileşiyordu.Yanında en sevdiği üç kişi vardı ve bu ona moral oluyordu.
***
Ece'nin beklediği gün gelip çatmıştı. Yaptığı şey ile eski yaraları deşiyordu bunun farkındaydı sadece tek isteği o gün yemek masasında kalkıp ona söylemek istediği şeyleri artık yüzüne söylemek istiyordu. İçinde ona karşı aşk,sevgi,kızgınlık hatta nefret bile yoktu. Yıllarca içinde ona o an söylemek isteyip de söyleyemediği şeyleri biriktirmiş, ve bir gün karşılaşma umudu ile yaşıyordu.Asım... İlk kez hayatında büyük mutluluklar yaşadığı tek insandı. Onun yanında kendisi olabiliyordu. İçindeki çılgın kadın onunla birlikteyken dışarı çıkıyordu.
"Ece hanım bugün Asım bey ile Asya restoranda bir yemeğiniz var. Size hatırlatmak istedim."derken içinde ufak da olsa bir merak duygusu vardı. Daha önce hiç adını duymadığı,iş adamı bile olmayan bir insan ile Ece hanımın ne ilgisi olabilir diye,sonuçta Ece hanım üst tabakadan bir insan ve şuanda bir holdingin başında, Asım bey ise basit bir kemancı diye düşünüyordu.
" Peki Aslı sağol. Bu arada yemek saat kaçta?"
Dediği anda Aslı düşünce aleminden bir anda çıkıvermişti. Birden bocaladı,duymamış olduğunu belli eden bir ses tonu ile "efendim"dedi."Sen bugün hiç iyi görünmüyorsun,umarım önemli bir şey yoktur."
"Pardon Ece hanım sadece bir an dalmışım önemli bir şey yok. Yemek saat 3 de. İzninizle benim işimin başına dönmem gerek." bir tepki bekler bir yerinden kımıldamadı. Ece'nin tamam demesi ile odadan çıkıp masasına gitti.
Bugün bütün hesapların görüleceği o büyük gündü.
***
"Kızım şimdi daha iyi misin? Bir yerin ağrıyor mu?""İyi sayılırım anne merak etme sen."
"Nasıl korktuk anlatamam sana,eğer Kerem bizi arayıp haber vermeseydi hiç bir şeyden haberimiz olmayacaktı."
-Melis hamile olduğunu bilmiyordu ve bu yüzden annesi babası ve Kerem bebeğini kaybettiğini ona söylemediler. Böylesii onun için daha iyi olur diye düşündüler. Belki de yanılıyorlardı, bunu zamanla göreceklerdir. Ama Ayfer hanımın bu durumu hiçbir zaman söylemeye niyeti yoktu,ne olursa olsun kızı bu durumdan haberdar olupta üzülmemeliydi.-"Üzülme anne bak tam olarak sağlam olmasamda karşında duruyorum,sadece ufak tefek bir kaç sıyırık var onlarda zamanla geçicekmiş. Sadece tek merak ettiğim şey yüzümdeki bandajı hala niye çıkarmadıkları. Sen sebebini biliyor musun?" gözlerinde meraklı bir bakış vardı.
"Yok kızım bende bir şey bilmiyorum. Herhalde yüzündeki yaralar tam olarak iyileşsin diyedir. Zaten bir kaç ufak tefek sıyırıklık varmış doktor bey öyle söylemişti." kızından bu büyük gerçeği sakladığı için pişmanlık duyuyordu.
"Eminsin değil mi sanki benden bir şeyler sak-"
Kapı bir anda açıldı ve içeriye bir ayıcık girdi. Evet bir ayıcıktı pembe ve üzerinde de "Seni Seviyorum" yazıyordu. Melis bir anda gülmeye başladı, Ayfer hanım da kızına eşlik ediyordu. Daha fazla sabredemeyerek Kerem ayının arkasından çıktı.
Süprizzz diye bir anda bağırmaya başladı. Melis ise ona sevgi sözcükleri söylüyor ve ne kadar mutlu olduğunu dile getiriyordu.Kerem yatağın kenarına oturdu ve Melisi incitmeden ona sarıldı. 40 yılın özlemi içinde birikmiş gibiydi. Onu kaybetseydi ne yapardı,onu tamamlayan Melis idi. Adete kokusunu ciğerlerini kazımak ister gibiydi."Kerem napıyorsun sen."diye ona takılıyordu Melis.
" Sevgilimi özledim ve ona sarılıyorum. Ne yani sen şimdi rahatsız mı oldun bu durumdan? Benim sana sarılmamı istemiyor musun Melis hanım."
"Yok hayatım saçmalama,sadece biraz farklı geldin o kadar,yoksa istediğin kadar sarılabilirsin şapşal şey."
"Heh şöyle bakalım."ikisininde yüzünde gülümseme vardı. Sanki odada bulunana Ayfer hanımı unutmuş gibilerdi.
Hafiften bir öksürük sesi duydular ve aralarında sarılma faslını bitirdiler.
***
İşte şuan tam karşısında ve masada onu bekliyordu. Ece yavaş adımlar ile salına salına yürüyordu. Adımlarının sonucunda masaya ulaşmış ve Asımı düşüncelerinden uyandırmak ister gibi" merhaba"dedi.
Sandalyesine oturmuş Asım beyin karşılık vermesini bekliyordu.
"Merhaba Aslı hanım nasılsınız" diyerek elini uzattı. Ece ona uzatılan eli sıkmak yerine gözlüğünü çıkarıp masanın üzerine bıraktı,bir eli ile saçlarını dalgalandırdı.
Asım sanki Eceyi bir yerlerden tanıyormuş ama hatırlayamıyormuş gibi bakıyordu. Ece zamanla çok değişmiş daha seksi bir hal almıştı."İyim Asım bey siz nasılsınız. He bu arada adım Aslı değil Ece. Ece Üstün düzeltmek isterim." Asımın düşünceleri tam olarak yerine oturmuş ve karşısındaki kişiyi nereden tanıdığını kavrayabilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi'nin Gerçeği
Romance"Mavi ne de güzel yakışıyor sana, gözlerin adeta dibi gözükmeyen bir okyanus gibi. Alışılmışın dışında sevgilim. " "Gülümsediğin zaman dudaklarının kenarında oluşan ince çizgilerin üzerinde, bir ip cambazı gibi durmaya çalışarak ölüme meydan okuyoru...