Tansiyon

93 29 46
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


 Günlerden bir gün mutfakta hamur açıyordum. O esnada kolundaki gömleği yarıya kadar sıyırmış bir şekilde içeriye kayın babam girdi.

Kayın babam: Evladım şu tansiyonumu ölçer misin? Yardımın lazım.

Ben: Ama efendim ben tam bilmiyorum.  Kızlarınızdan birisi hemşirelik okuyor diye duydum. Neden ona ölçtürmek yerine bana geldiniz.

Kayın babam: Çünkü o.. Çünkü kızım benden para istiyor. Ayıp yahu şu köşedeki eczane bile ücretsiz ölçüyor. Kızı o kadar yıllarca okuttuk büyüttük bir tansiyondan da para almazsın be. Bu ne vefasızlık.

Ben: Otomatik ölçen dijital cihazlardan mı alsak size?

Kayın babam: Yok ben fısfıslı olanları seviyorum. Koluna takacaksın kemeri, diğer elinde pompası olacak. Kulağına da takacaksın steteskopu sonra dinleyeceksin. Tık tık atar o. O sırada küçük ve büyük tansiyonu anlarsın.

Ben: Ben bunu hayatta yapamam. Neden hala bu antika aletleri kullanıyorsunuz anlayamıyorum.

 Kayın babam: Çünkü bu tansiyon aleti babaannemden kalma.

Ben: Keşke onda kalsaymış. Size hiç geçmeseymiş...

Kayın babam: Anlayamadım!?

Ben: Şey diyordum. Eee rahmetli babaanneniz neden vefat etti acaba diyordum?

Kayın babam: Tansiyon hastasıydı.

Ben: Nasıl yani? Tansiyondan direk mi öldü? Yani bir sebebi falan olmalı. Hani tansiyon bir şeye sebep olmuştur diye düşünüyorum.

Kayın babam: Haa yok tansiyon hastasıydı ama tansiyondan ölmedi tabi.

Ben: Neden öldü o halde?

Kayın babam: Sudan sebepler...

Ben: Hadi ama merak ettim. Lütfen söyleyin.

Kayın babam: Sudan sebepler dedim ya. Bir gün sular kesilmişti Mardin'de ama çok uzun süre değil bir günlüğüne sadece.

Ben: Geçen haftaki gibi mi?

Kayın babam: Aynen öyle. Zaten rahmetli geçen hafta vefat etti.

Ben: Yaa gerçekten mi? Tam olarak hangi gündü cenaze? Bilseydim gelirdim. Sizi bu zor günde yalnız bırakmazdım. Destek olurdum en azından. Gerçekten çok üzgünüm.

Kayın babam: Evet evet. Gerçekten destek olurdun...

Ben: Anlayamadım kayın babacığım neyi kastettiniz acaba?

Kayın babam: Bak evlat dalga geçme benimle. Sen zaten o gün buradaydın unuttun mu?

Ben: Nasıl yani?

Kayın babam: Yanisi şöyle, motorunla gelmiştin. Kapıyı çaldın. Ve ben kapıyı açtığımda küstah küstah ben zaten kızınızla evliyim gibisinden bir şeyler dedin. Seni kovdum. Yılmadın. Gittin geri geldin ve birde pasta yapıp getirmişsin. Ulan hangi cenaze evine pasta yapılıp gidilir? Kutlamamı var buradaa!!

Ben: Eyvah. Rahmetli o gün mü vefat etmişti. Vah benim şu şansıma bak.

Kayın babam: Küstah herif.

Ben: Ama ben bilmiyordum ki. Vallahi bilmiyordum.

Kayın babam: Normalde seni hiç bir zaman affetmezdim ama..

Ben: Ama?

Kayın babam: Ama babaannem çok yetenekli bir aşçıydı aynı zamanda pastaları olağanüstü güzeldi. O öldükten sonra, en çok da bir daha pasta yiyemeyeceğim diye üzülmüştüm. Sonra sen çıka geldin. Ve pastaların hiç de fena değil. Bu yüzden afettim seni.

Ben: Oh sevindim. Ben size bol bol pasta yaparım.

Kayın babam: Yap tabi. 

Ben: Bu arada baba anneniz için bir fatiha okuyalım. 

Kayın babam: Olur tabi.

Dualarımızı okuduk ve mekanı cennet olsun dedik.

Ben: Bir gün mezarlığa mı gitsek? Böyle uzaktan dua okumaktansa gideriz mezarlığa başında bir yasin okuruz. Kenardaki ağaçlara su veririz sevaptır yani.

Kayın babam: Mezarlığa gitmeye gerek yok. Rahmetli dedim ya çok iyi bir aşçıydı. Yıllarca bu konakta yemek yaptıktı, mutfağına aşıktı...

Ben: Eeee...

Kayın babam: Vasiyet bu. Her ne kadar mantıksız da olsa yapmak zorundasındır.

Ben: Nasıl yani efendim?

Kayın babam: Yanisi manisi yok. Onu tam buraya mutfağın altına gömdük.

Ben: Yahu ne diyorsunuz siz?

Kayın babam: Vasiyet bu. Yapacak bir şey yok. O istedi biz de yaptık.

Ben: Ne yani ben şimdi bu mutfakta onun ruhuyla beraber mi olacağım hep?

Kayın babam: Ee evet. Nesi kötü bunun?

Ben: Nesi iyi yahu?

Kayın babam: Çok uzatma. Hadi tansiyonumu ölç. Sonra da şekerimi ölçersin.

Ben: Hayatta olmaz.

Kayın babam: Niye?

Ben: O şeker ölçme aletleri kanınızdan bir damlayı dışarı çıkarıp kanınızı tahlil ediyor.

Kayın babam: Evet öyle. Ha anladım. Canın mı çeker? E ne var canım bir damla ikram ederim sana. Bir damladan zarar gelmez.

Ben: Yok ondan değil. Beni kan tutar. Görünce bayılırım.

Kayın babam: Yok ya

Ben: Valla

Kayın babam: Evladım sen ne biçim vampirsin!!?

Ben: Valla ben böyleyim kayın babacığım...

Kayın babam: İyi peki tamam tamam... yapacak bir şey yok. Ben gideyim de bizim kıza ölçtüreyim. Ne yapalım parası neyse veririz artık... Hadi kolay gelsin sana da iyi günler.

_______________________________

Bölüm Sonu:

Lütfen Oy Vermeyi,

Yorum Yapmayı ve

Hesabı Takip Etmeyi Unutmayınız!

Gelecek Bölümde Görüşmek Üzere :)


Mardin'li Vampirin Töre CinayetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin