(8) tamamen korkutucuydu

470 112 108
                                    

8. Bölüm

Jimin her zaman korkmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Jimin her zaman korkmuştu. Çok fazla endişesi ve güvensizliği olan bir insandı. Jaebum ise kendine güvenen, herkesin hayranlıkla baktığı doğuştan bir liderdi. Ama onda değişmeyecek tek şey ne kadar tuhaf ya da en azından Jimin'in gözünde, tek gecelik bir ilişkinin nasıl olması gerektiğini kesinlikle anlamayan bir insan olduğuydu. Sonrasında Jimin'i, aynı yatağı paylaştığı Youngjae adında bir oda arkadaşıyla tanıştırmıştı (ki Jimin ilk başta bunu biraz şaşırtıcı bulmuştu ancak Jaebum'u belinden dürttüğünde 'hayır, Youngjae ve ben geceleri eskrim yapmıyoruz' cevabını almıştı). Bir de üniversitede tanıştığı Hongkong'dan Jackson diye biri ve Jimin'in adını bile doğru telaffuz edemediği başka bir Taylandlı öğrenci vardı.

Jaebum garipti çünkü sabahın üçünde elinde bir torba kızarmış tavuk ve iki şişe muzlu sütle Jimin'in dairesinin önünde haber vermeden belirebiliyordu. Kesinlikle garipti çünkü bazen Jimin'in yatağında bir gece dahi geçirmeden seks kokulu vücudu ve morluklarla kaplı boynuyla oradan ayrılıyordu. Sık sık Jimin'in yatağında uzanıyor ve ona kendisinin arkadaş olarak adlandırdığı diğer insanlardan farksız davranıyordu. Hatta bir ya da iki kez Jaebum'un ondan istemesi üzerine hafta sonları dışarı çıkmışlardı, Hongdae sokaklarında tıpkı normal arkadaşların yaptığı gibi el ele tutuşmadan veya yanakları kızarmadan vakit geçirmişlerdi.

Sonra ise Jimin farkına dahi varamadan, gökyüzü yine evini işgal etmişti; yıldızlar aniden daha parlak yanıp sönüyor ve rüzgâr daha sert esiyordu. Jimin çok geçmeden bunalmış ve bir kez daha kaçınılmaz olandan korkmaya başlamıştı.

İlk tek gecelik ilişkilerinden dört ay sonraydı ve Jaebum, Jimin'in yatağının dibinde oturuyor (elbette Jimin'in evindeydiler, çünkü bunu Jaebum'un evinde hiç yapmamışlardı), Jimin yatakta uzanmış hayat kararlarını sorgular bir şekilde tavana bakarken rastgele telefonunda geziniyordu.

"Ben sadece bir süreç miyim?" diye sordu Jimin.

Jaebum'un gözleri hâlâ telefon ekranına kilitliydi ama yine de Jimin'e cevap verdi.

"Ne demek istiyorsun?"

Jimin doğruldu, doğruca yatağa oturdu ve Jaebum'a baktı. Sormaktan nefret ederdi. Bir zamanlar böyle devam edebileceğini, istediği kişiyle birlikte olabileceğini ve onunla iyi geçinebileceğini düşünmüştü, ama söz konusu kişi sürekli geri geldiğinde, ona olmaktan korktuğu bir şeymiş gibi davrandığında, bu çok zordu.

"Bu ne Jaebum?" diye sordu.

Sesi sonunda çocuğun dönüp ciddi bir şekilde ona bakmasını ve sorusunun derinliğini fark etmesini sağladı.

"Senin buraya gelmen, beni arkadaşlarınla ​​tanıştırman," dedi Jimin yumuşak bir sesle. "Bu ne?"

Jaebum hâlâ yerde oturuyordu ama Jimin onun parmaklarının nasıl hareket etmeyi bıraktığını ve sırtının nasıl sertleştiğini görebiliyordu.

love is patient, love is kind. (same love, 2) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin