"Sena kötü bir haber mi?"
Zeynep'in sesiyle telefonumdan gözlerimi ayırıp ona baktım.
"Yok değil yani şey...değil."
Sadece tek bir mesaj beni o an hayattan soyutlamıştı. Şaşkınlığımı atamıyordum. Koşarak otobüse gitmek istiyordum ama yaptığım tek şey tam 5 dakikadır mesaja bakmaktı.
"Cümle dahi kuramıyorsun Sena. Neler olduğunu soruyorum beni sürekli kestirip atıyorsun. Hayatına Berke girdiğinde itibaren değişmeye başladın. Çok sıkıldım senin bu tavırlarından. Bana ne olduğunu söyleyecek misin?"
Haklıydı. Zeynep haklıydı. Ondan her şeyi saklayarak devam edemezdim. Onu kaybedemezdim. Bütün doğrularımda ve yanlışlarımda hep o yanımdaydı. Cesaretimi toplayıp elimdeki telefonu hiçbir şey söylemeden Zeynep'e doğru uzattım.
"Sena bu...bu ne? Bu kim? Neler oluyor?"
"İnan ben de hiç birisinin cevabını bilmiyorum."
"Kalk çabuk gidiyoruz." dedi Zeynep. Bir anda ayaklandı ve beni de kolumdan tutup kaldırdı.
Hızlı ama dikkat çekmeyen adımlarla otobüse doğru yürümeye başladık.
"Zeynep ya başımıza bir şey gelirse?" diye sordum korkuyla.
"Saçmalama Sena. Hiçbir şey olmayacak."
"Umarım."
Otobüsün önünde durduğumuz zaman Zeynep'le ikimiz kısa süreliğine birbirimize baktık.
"İlk ben gidiyorum sen de arkamdan geleceksin Zeynep tamam mı?"
"Tamam dikkat et."
"Tamam."
Otobüse ağır adımlarla ve korkarak girdim. İçeride kimse yoktu ya da ben öyle sanıyordum. En arkaya doğru ilerlerken koltukların arasından bir anda çıkan Batuhan ve Emre yüzünden ufak çaplı çığlık attım.
"Sizin ne işiniz var burada Batuhan?" diye sordum tereddütle.
"Seni bekliyorduk."
"Ne? Nasıl yani? Telefonuma mesaj atan sen miydin?"
"Evet."
Batuhan'dan duyduğum cevap sonrasından üzerimden bir yük kalkmış gibi hissettim.
"Batuhan seni öldürmemem için sebep söyle bana ya? Niye ortamı durduk yere geriyorsun? Tanımadığım numaradan öyle mesaj alınca buraya kadar Zeynep'le nasıl geldik haberin var mı senin?" dedim bir anlık öfkeyle.
"Evet ya canımız çıktı buraya gelene kadar." diyerek Zeynep'de onayladı beni.
"Numaranı gezi için açılan Whatsapp grubundan buldum ve acil olarak mesaj attım. Çünkü gerçekten görmen gereken bir şey var." dedi ve oturduğu koltuğun üzerinde olan beyaz kağıdı alıp bana uzattı.
"Bu ne?" diye sordum.
"Aç ve oku o zaman anlarsın."
Ben kağıdı açarken Zeynep'de başını kağıda çevirdi ve merakla açmamı bekledi. Kağıdı açtığımda ise hiç beklemediğim bir yazıyla karşılaştım.
"Sen ve o yanındaki sürekli uyuyan gevşeği Sena'nın yanında görürsem başınıza geleceklerden ben sorumlu olmam."
"Yok artık!" diye bağırdı Zeynep.
İçimdekilerle savaşmaya başladım. Sustum ve sadece elimdeki kağıda baktım. Hayatıma, arkadaş çevreme müdahale etme hakkını bulan birisi vardı ve ben bu kişiyi adım gibi biliyordum. Bunca zamandır yaptığı bütün saçmalıkları, kıskançlıkları göz ardı etmiştim. Artık bazı şeylere dayanamadığımı hissettim o an. Gözümden bir damla yaş süzüldü ve bu beni daha da dirençli, öfkeli yaptı. Bir saniye bile düşünmeden cebimden telefonu çıkarıp Berkeyi aradım ve otobüsten aşağıya inmek için hızlıca arkamı dönüp ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bal Göz (Tamamlandı)
Teen FictionAşkın gözünüzü kör ettiğine şahit oldunuz mu ? Aşık olduğunuz için ailenizi , arkadaşlarınızı, hayatınızı kaybettiniz mi ? Saplantılı aşkın nasıl hastalık boyutuna dönüştüğüne şahit olmaya hazır mısınız? "Gözlerini gördüm ve başladı hikayem"