[Un]

59.1K 817 519
                                    

Sokak ortasında kaldırıma oturmuş bir şekilde hüngür hüngür ağlarken utancımdan kimsenin yüzüne dahi bakamıyordum.

Diz kapaklarım zangır zangır titrerken elime küçük, bir sapı kopmuş olan çantamı alarak ayaklandım.

İnsanlar bana acır gözlerle bakarken hiçbirine maruz kalmak istemediğimi bir kez daha kendime hatırlatarak saçlarımı önüme doğru aldım.

Küçük iç çekişlerimi ve ağlayışlarımı kimsenin duymaması adına dudaklarımı birbirine bastırdım.

Bir taraftan kirlenmiş, toz toprağa karışmış elimi yüzüme gözyaşımı silmek adına sürerken diğer elimle çantamı taşımaya çalışıyordum. Ancak titreyen diz kapaklarım ve sürekli hıçkırmam bana hiç yardımcı olmuyordu.

Kızarmış göz bebeklerimi utana sıkıla insanlara doğru kaldırdığımda tüm mahallenin bana garip bakışlarla baktığına şahit olduğumda tekrardan kafamı aşağı çevirerek hızlı yürümeye çalıştım.

Mahallenin sonuna doğru geldiğimde önümü hala gözlerimin dolu olması sebebiyle net göremiyordum.

Issız, sadece yarım yapılmış inşaatların olduğu yerden geçerken içim cız ediyordu.

Her yeri dolanarak çok oyalansam da işlek ve lüks olan bir yere geldiğime gördüğüm insanlarla emin oldum.

Ağzım şaşkınca aralanırken etrafta olan bir sürü süslemeler, veyahut ışıklandırmalar gözümü alıyordu.

Büyülenmiş gibi bakarken gözlerimin her yeri santim santim görmesini her şeyden çok istiyordum.

Kumaş güzel desenli pantolon üstüne şık saten gömlek giyinen güzel kadınlar, jilet gibi takım elbiselerin içinde olan adamlar iki metre ileriden bile ne kadar varlıklı olduklarını belli ediyordu.

İnsanları beğeniyle süzdükten sonra bakışlarım kendi üstüme doğru düştü.

İnşaattan dolayı kir ve toz içinde kalan dikişleri kopmak üzere olan siyah pantolonum, üstümde belirli bölgelerinde yırtıkları olan kazağımla ve bir sapı olmayan eskimiş çantamla gereğinden fazla dikkat çekiyordum.

Etrafı iri gözlerimle incelerken böyle ışıltılı bir yere hayran kalmamak elde değildi.

Derin bir nefes vererek buz tutmuş bir elimi kazağıma koyarak kendimce ısıtmaya çalıştım.

Caddede insanların garip bakışları eşliğinde ilerlerken küçük, minimal bir pansiyon görmem ile gözlerim umutla parıldadı.

Hızlı adımlarla içeri geçerken yüzüme gelen sıcak hava dalgaları beni ufacıkta olsa ısıtmaya yetmişti.

Kasada ayakta duran sarışın kadını fark ettiğimde yanına vararak gülümseyerek konuştum.

"Merhaba efendim. İsmim Lily. Bu akşamlık bana verebileceğiniz bir odanız var mı ?"

Kadının bakışları kısa bir süre ekranda izlediği TV şovundan ayrılarak bana doğru döndü.

Üstüme kısa bir bakış attıktan sonra TV programını izlemeye devam ederek konuştu.

"Yanında ne kadar nakitin var ?"

Bir kolu kopuk olan çantamı hızlıca açmaya çalışırken yere doğru düşmesiyle ellerim telaşla titredi ve yere doğru eğilerek mırıldandım.

"Çok afedersiniz, hemen topluyorum."

Sanırım hala bana bakmıyor olacak ki, hiçbir cevap alamamıştım.

İki üç parça olan kıyafetimi çantama geri sokuştururken çantamda son kalan paraya göz attım.

"Sadece 27 dolar 15 centim var efendim. Yeterli miktarım var mı ?" Dedim paralarımı masaya koyarken.

Kadın bir masaya bir de bana baktıktan sonra "Üzgünüm tatlım, geceliği 90 dolar." Diye eklediğinde gözlerim doldu.

"Biraz indirim yapamaz mısınız ?" Dedim titreyen sesimle mırıldanarak.

"Ne kadar indirim yaparsak yapalım, senin ödeyebileceğin bir miktara indirebileceğimi düşünmüyorum."

Çantamı tekrar elime alarak paramı küçük cebine sıkıştırdım.

"Anlıyorum efendim, teşekkür ederim. İyi günler." Dedim ağlamamaya çalışan ses tonumla. Ardından sendeyelen adımlarla pansiyondan çıktım.

Ne kadar tekrar ağlamamaya özen göstersem de olmamıştı ve gözlerim tekrardan dolmaya başlamıştı.

Pansiyonun önünde dizlerimin üstüne çekerek kaldırıma oturarak hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Bir taraftan kirli, ince kazağımın koluyla burnumu silerken bir taraftan önüme gelen uzun düz saçlarımı kulağımın arkasına almaya çalışıyordum.

Çok geçmeden önümde duran iki çift ayakkabı ile kaşlarım çatıldı ve kafamı hafifçe kaldırdım.

Gördüğüm iki tane kibar görünümlü beyefendiler ile kirpiklerimi kırıştırdım.

Şaşkınca ikisine bakarken esmer olanın konuşması ile çantamı sıkı sıkıya tutarak titrek bir nefes aldım.

"İyi misiniz küçük hanım ?"

Lily | B × G × B Where stories live. Discover now