BAŞLANGIÇ

156 11 49
                                    


Hepinize merhaba.

Yeni bir hikayeye hoş geldiniz.
Umarım çok seversiniz.Umarım karakterler ile iyi anlaşırız.

Hikayeye geçemeden buraya bu hikayeye başlama tarihinizi atar mısınız lütfen?

Neyse hikayeye geçelim bakalım :))

☆☆☆

Yüzüme vuran sıcak rüzgar tenimi yalayıp geçerken derin bir nefes alıp ciğerlerime gitmesini izin verdim.Falezler'den gelen temiz Deniz kokusu da ciğerlerime uğlaşmaya başlamıştı.
Gözlerimi Deniz'den ayırıp etrafa bakınmaya başladım.Kimse yoktu.Hafta sonu olduğu için ve sabahın erken saatlerinde olduğumuzdan hiç kimse görünmüyordu etrafta.
Gözlerim tekrardan Deniz'e bakıp sonradan gökyüzüne çevirdim.Güneş doğmaya başlamıştı.Güzel bir görüntü oluşturmuştu gözüme.İnsanı rahatlatıp,birazda huzur bulmamıza izin veriyordu sanki gökyüzü.Acıları alıp götürebilyordu.Yaralar her an duruyordu bir köşemizde ama gökyüzü en azından birazda olsa huzur bulabilimemizi sağlıyordu.Güneş,Ay,Yıldızlar ve bizler.Kafanı biraz kaldırıp gökyüzüne bakınca hayatın halen iyisi ile kötüsü ile devam ettiğini gösteriyordu.Acıların fazlası ile var olduğu bir yaşamda ne kadar huzur bulabilirsek,kötülükten ne kadar arınabilirsek o kadar huzur bulup,kötülükten arınıyorduk.
Falezlerde bulunan bankta oturan bedenimi kaldırıp son bir kez Deniz kokusunu içime çekip,şahane görüntüsü olan gökyüzüne bakıp evime doğru gitmek için ilerledim.
Adımlarım hızlanmıştı.Evin yolunu neredeyse yarılamıştım.Evimiz yani annem ile abimle beraber kaldığım güzel yuvam Falezler'e uzak değildi bu da benim için bir şanstı.
Bende şansımı her zaman kullanıyordum.Eğer kullanmasam,bu güzel görüntüden mahrum kalsaydım büyük bir aptallık yapmış olurdum.
Başımı kaldırımdan kaldırıp önüme döndürdüğüm de evimi gördüm.
Evimiz iki katlı,yeşil ama pencere tarafları beyaz renkte olan şirin bir evdi. Etrafında birkaç tane bizim evimiz gibi evler vardı.Çoğunlukla boş yerler yada parklar vardı evimizin çevresinde.Pek oyalanmak istemedim ve giydiğim gri boru paça pantolonun dar cebinde bulunan evin anahtarını alıp ilk önce bahçe kapısından içeriye girip daha sonrada evin kapısını açıp evin içerisine girdim.Evimizin ilk girişinde geniş bir salon karşılıyordu bizi.Salonun hemen yanında amerikan mutfağımız görünüyordu ve giriş kapısının sol tarafında merdiven bulunuyordu.Merdiven ile üst kata çıkınca annemin,abimin ve en son benim odam görünüyordu.Her oda da bulunan orta genişlikte balkonlarda vardı tabii.
Kapıdan içeriye girdiğimde hiçbir ses gelmiyordu.Büyük ihtimal ile annem her zaman ki gibi erkenden -benden bile erken uyanıp- hastaneye gitmiştir. Abim de derin bir uykuya dalmıştır. Abim zaten küçüklüğünde bile böyleydi.Uykuyu çok severdi ve çok derin uyurdu.Aslında düşününce yaptığı mantıklı geliyordu bana.Uyuyunca herşey geçiyormuş gibi geliyordu.
Geçmiyordu tabii.Biliyorum ama yinede iyi geliyordu.
Abimin derin uykusunu bölmeyerek salona geçip deri, petrol yeşili ve petrol mavisi renk karışımı koltuğa oturup biraz dinlenmeyi planladım.Koltuğun köşelerinde bulunan küçük hardal rengindeki kırlenti alıp başım ile omzumun arasına koydum.Gözlerim bir anlığına kapanmak için can atmaya başladı.Uyumak iyi gelecekti.Sabahın en erken saatinde uyanmıştım ve uykumun olması gayet normaldi.Göz kapaklarıma kapanması için izin verdim ve onlar bir an bile beklemeden kapandı.

☆☆☆

"Uyansana,panda!"abimin tiz sesi kulağıma uğlaşınca ellerim ile kulaklarımı kapatmaya çalıştım. Ama abimin sesi her şekilde uğlaşıyordu kulaklarıma.
"Öldün mü?"
"Hı hı." Abime dudağımı sadece kımıldatarak cevap verip güzel uykuma devam ettim.Şu an beynim sadece uyumaya komutlanmıştı.
"Ne demek 'Hı hı.' Kafan mı güzel kızım? Uyan hadi! Bak saat akşamın yedisi olmuş."
Abimin sesini istemesemde duymuştum.İşittiğim ses ile gözlerimi yerinden çıkaracak derece açarak yattığım kırlentten kafamı kaldırıp koltuktan hızlıca kalktım.Aniden kalktığım için başım biraz dönmüştü.Abimin kolunu tutup şaşkınca ona baktım.Bir anda pencereden vuran güneş ışığı yüzüme çarptı.Anlamayarak diğer pencerelere bakındım.Tabii ya.Daha öğlen bile olmamıştı ki.Sinirli bakışlarımı abime döndürdüm.Gerçi bu bakışlarım sinirli değildi öldürücü bir bakıştı.Abim önceden yüzüne takındığı pis sırıtışı bakışım ile değiştirdi.
"Demek akşamın yedisi oldu saat,abi. Ha?"
"Ne yapacaksın,Deniz.Beni mi döveceksin? Hadi bir denesene,Abiciğim."sesi oldukça kendisinden emin çıkıyordu.Kahretsin ki haklıydı.Aramızda beş yaş vardı abim ile. Ama vücut yapısı oldukça iyiydi.Spor ile fazlası ile ilgili olması da ona bu vücut yapısını armağan etmişti.Abime bir yumruk sallasam yerinden milim bile oynamazdı.O dereceydi yani.
Sinirli bir şekilde nefesimi dışarıya verip yattığım koltuğu düzeltip Abime sinirli bakışlarımı yolladım.O beni takmıyordu bile.Abime gözlerimi devirip mutfağa doğru ilerledim.

KAYIP OLAN RUHLAR[Askıya Alındı/Devam Edecek]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin