Kitap Evreni

Yolsana

Artık başım dönmeye başlamıştı. Sanırım bir saattir böyle dönüyorum.

"Komutanım ben istifa ediyorum." dedim.

Sinirle "Defol. Gözüm görmesin seni." dedi.

"Aman, kıçım." dedim ve çimlerde oturan iki kadının yanına gittim.

"Yeni misin sen?" diye soran sarışın kadın ile "He yeniyim." dedim.

"Tanışalım o zaman. Ben İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth'im." dedi esmer kadın.

"Ha sen ölümsüz karısın." dedim.

Buruşmuş olan derisini gösterip "Ölümsüzlük deriye hiç iyi gelmiyor." dedi.

"Bende geçenlerde denedim. Bok gibi oldu." dedim.

Bu dediğime onlar kıkırdaşırken sarışın kadına "Sen kendini tanıtmadın." dedim.

"Asolistler en son sahneye çıkar." dedi.

Gözümü devirerek "Bende Çağda'yım. Dünyanın en mükemmel olan insanıyım." dedim.

"Hayır, ben daha mükemmelim." diyen sarışın kadına "Ay sen hiç aynaya baktın mı?" diye sordum.

"Ben her gün bakarım ama senin bakmadığın kesin. Varoş." dedi sarışın.

"Bana bak çakma sarışın! Senin ağzını burnunu kırarım!" diye bağırdım ve ayağa kalktım.

İkisi de ayağa kalkınca sarışın kadın "Ay serseri! Senin neren mükemmel?" diye sordu.

Onlara arkamı dönüp götümü salladım ve "Cevabını aldın." dedim.

"Gerçekten hoşmuş. Spor mu yapıyorsun kız?" diye sordu İkinci Elizabeth.

"Yok. Kalçalarım hep güzeldir. Spora gerek duymadım." dedim.

İkinci Elizabeth beğenerek "Maşallah." deyince esmere bakıp "Bazıları şimdi kıskanır. Daha yüksek sesle maşallah de." dedim.

"Sen benimle nasıl konuşuyorsun?" diye soran esmere "Sende esmer olabilmek için güneşe gitmişsin. Esmerlik değil yanıklık!" diye bağırdım.

Kadın çok da güzel esmerdi. Yine de onu kudurtmak çok eğlenceli.

"Ay kıskanç! Asolistim diye kıskandın hep." dedi.

"Sen kıskançlığın insan olmuş halisin. Hala bana mı laf ediyorsun?" diye sordum.

"Senin saçını başını yolarım!" diye bağırınca "Yolsana! Hadi yiyorsa yol! Zilli bok!" diye bağırdım.