İşler karışacak gibi...

101 7 17
                                    


  Sonunda okulun önüne geldiğimde kendimi merdiven korkuluklarına doğru yasladım. Neredeyse geç kalıyordum, tabi bu benim için günlük rutin bir durum ama bu sefer 10 dk erken gelmeyi başardım. Bu en azından nefes alabileceğim anlamına geliyor.

 Kollarımı dizlerime yaslayıp nefesimi düzene sokmaya çalışıyorum şuan, evet evim çok yakın ama evimiz neredeyse beş kat ve asansör yok. Daha aşağı inmeden nefes nefese kaldığım yetmezmiş gibi okula kadar son sürat koştum. vücudum bu kadar esnekken ve uğurböçeği gibi güç isteyen bir görevim varken nasıl bu kadar çok yorulabilirim ben de bilmiyorum.

- Marinette ? 

 Ani gelen çağrı ile yerimde sıçrayıp bir adım geri atmaya çalışıyorum... Evet, çalışıyorum. Merdiven korkuluklarına dayandığım için geriye doğru yalpaladım tabi. Düşmeye tabi alışkınım ama yarım kat kadar bir mesafeden düşmek istemezdim. 

 Küçük bir çığlık atarak gözlerimi kapatıyorum istemsizce. Oysa bugün şanslı olduğumu sanıyordum bir de...

-...

Boş iç konuşmamın bu kadar uzamasına rağmen nasıl hiçbir acı hissetmiyorum ben ?! Elimi birazcık ileri doğru attığımda  yumuşak bir şey ile karşılaşıyorum... Lütfen tahmin ettiğim şey olmasın TT

 Yavaşça gözlerimi açarken bütün vücudum sanki taş kesilmiş gibi oluyor. Tanrım cidden 10 dk erken geldim diye sevinen bir kıza bu fazla değil mi..

- L... Luka !?

 Nerdeyse köprücük kemiğinde olan elimi anında çekiyorum. Sanırım artık isyan etmek falan bir anlamı kalmadı, ruhum gök yüzüne doğru gidiyor..

- M... Marinette ?!

 Elimi göğsünden çektikten sonra anca yüzüne bakabiliyorum. Her zaman ki gibi sakin ve sevecen bakışları vardı ama yüzü muhtemelen benim olduğum gibi kırmızıya boyanmıştı. Sonuçta bu pozda ve az önce yanlışlıkla yaptığım şeyden sonra herkes utanırdı... tanrım cidden niye bu kadar şanssızım TT

- Şey, ben özür dilerim düşmek üzere gibiydin 

 Beni bir adım çektikten sonra benden uzaklaştı. Hala şokta olsam gerek ki sesi sanki yanlış yapılmış düblaj gibi arkadan geliyor.

- Ah, ben de özür dilerim şey için...

 Elimi rast gele sallayarak yüzümü yana çeviriyorum, göğsüne dokunduğum için diyemem ya , nasıl diyebilirim ki.

- Ah neyse, sadece nasıl olduğunu merak ettim ,son buluşmadan sonra yani.

 Kaçak sinema olayından sonra pek konuşma sansımız olmadı, birkaç kere mesajlaştık o kadar.

- Ah evet ,iyiyim tabi ,bir sorun olmadan eve girebildim...

 Önüme gelen salık saçlarımı kulağımın arkasına attım. Garip bir şekilde çekingen hissetim kendimi. Luka'nın yanında genelde kendimi rahat hissederim tabi ama şuan gerginliğe biraz daha yakın sanki. Doğrusu bir süredir yanında geriliyorum hep, ilk tanıştığımızda da vardı biraz ama geçti sanıyordum ,şimdi birden bu kadar gerilmem garip geliyor tabi.

birkaç saniyelik sessizlik bile boğucu olmaya başladı bile..

- Ben şey..

 Birden bir adım daha bana yaklaşıp benim düzeltmediğim taraftaki saçlarımı düzelti. İstemsizce kafamı kaldırıp gözlerine baktım, genelde utandığım için etrafa bakmak gibi bir huya sahibim de.

- Tam olarak bunu sormamıştım ama iyi olmana sevindim.

 Dostum, Adrien'ın gülümsemesi bana güneşi hatırlatırdı ama şuan gördüğüm Luka'nın gülümsemesi bana sakin bir yaz akşamını hissettiriyor, sevecen ve rahatlatıcı.

My hero - lukanetteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin