İlk dersim boştu ve böyle saçma bir bölüm yazasım geldi birden. Yani bölüm değil mektup. Ben de böyle mektuplu şeyleri severim o yüzden yazayım dedim. Okumasanız da olur ama okursanız şarkıyla okuyun kesinlikle. Ama tabii siz bilirsiniz.
Sevgili herkes,
Bir rüya gördüm. Hatta beş on dakika önce. Rüyamda ölüyordum. Ve benim rüyalarım genellikle gerçek oluyor biliyorsunuz. Bu mektubu da onun için yazdım size. Daha fazla üzülün diye değil ha aksine üzülmeyin çünkü ben üzülmüyorum diye. Eğer Bunu şu ana okumuyorsanız ne ala bana. Hala yaşıyorum demektir. Ama pek sanmıyorum. Bu sefer rüyam o kadar nettiki. Karnımdaki yarayı, birinin acımı almasını, etrafımda ayırt edemediğim sesleri çok net bir şekilde duydum ve hissettim.
Düşünüyorum... Eğer öldüysem çok üzülüyor musunuz diye? Sonra diyorum ki Umarım üzülmüyorlardır. Sonra diyorum ki Eğer üzüldülerse yani ne bileyim kimsenin benim için üzülmesini istemem. Hadi ama çocuklar buradan bile değilim. Aslında yokum.
Buradayken düşüncelerim o kadar karışıktı ki. Bazen keşke buraya ışınlanmayı dilemeseymişim diyorum. Hepinizin hayatınızla oynadım çünkü. Her şeyi değiştirdim.
Bazen de buraya iyi ki gelmişim diyorum. İyi ki sizleri görmüşüm tanımışım. İyi ki sizlerle vakit geçirmişim diyorum.
Ama şu an diyorum ki keşke buraya gelmeyi dilemeseymişim. Ve bu fikrimin bundan sonra değişeceğini de düşünmüyorum. Hayatlarınıza birden girdim. Hepinize yük oldum. Sizi aslında olmayan bir düşmanla savaştırdım. Ve bugün de öleceğim. Eğer üzülmediyseniz sorun yok ama üzüldüyseniz özür dilerim.
Ağlıyorum şimdi. Engel olamadım gözyaşlarıma. Ağlamamaya çalışıyordum bunca zaman ama şu an önemseniyorum. Umarım siz de ağlamıyorsunuzdur şu an. Evet öleceğimi bilmek beni çok korkutuyor ama üzüleceğinizi bilmek beni daha çok korkutuyor. Hani bir söz vardı ya "ölene değil arkasında bıraktıklarına üzülün" diye. Şimdi çok doğru geliyor bana.
Sizinle vakit geçirmeyi o kadar çok isterdim ki. Evet geri döneyi istiyordum ama bu sizinle zaman geçirmek istemediğim anlamına gelmez. Ayrıca orada ailem var. Ama şu an bunların hiçbir önemi ve anlamı yok biliyorum.
Burada geçirdiğim zamanları düşünüyorum da sizi o kadar özleyeceğim ki.
Bu mektubu asıl yazmamın sebeplerinden biri ise şu; büyük ihtimalle size veda edemeyeceğim. Eğer etme fırsatım olsa bile Bunu yapmayacağım. Çünkü vedaları hiç beceremem.
Stiles, seni çok seviyorum ve özür dilerim. Eğer böyle olacağını bilseydim başından beri benden nefret etmeni sağlardım. Üzüldüğünü tahmin ediyorum. Ama lütfen üzme kendini. En azından kendini üzmemeye çalış. Burada olduğum sürece kalbimin kabullendiği tek şeydi sana olan sevgim. Ve sürekli kalbimde kalacaksın Stiles. Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim ve sana duyduğum bu duyguları asla kelimelerle ifade edemeyecek olsam bile sana bu satırları yazıyorum. Seninle böyle vedalaşacağım hiç düşünmezdim. Ama bil ki kalbim sana asla veda etmeyecek.
Peter, bu mektubu okur musun bilmem ama yine de sana da değinmek istedim çünkü iyi ki tanımışım be seni Peter. Seninle çok eğlendim birlikte olduğumuz süre boyunca. Her ne kadar umursamaz görünsen de aslında insanları ne kadar önemsediğini biliyorum. Benim hakkımda çok şey bildiğini de biliyorum. Resmen zihnimi okuyorsun. Açıkçası rüyamı da anlamandan korkuyorum. Anlarsan da ne olacağını o zaman düşüneceğim.
Derek, seninle sürekli tartışıp dururduk ama her şeye rağmen seviyorum seni. Hani sana seni ilk gördüğümde "Peki seni ölmekten kim kurtaracak koca adam" demiştim ya öyle bir şey yok aslında. Seni kandırmıştım. Ve sana "Alfalar seni almaya gelince senin için hiçbir şey yapmayacağım. Sadece durup izleyeceğim" demiştim. Ama hepiniz için canımı verirdim.
Ve öldüysem üzülmeyin. Mesela ben Peter'ın ölümünü izlerken hiç üzülmemişti.
Hayır hayır sadece dalga geçiyorum. Biliyorum çok saçmaydı. Sadece şu an gece üç ve çok uykum var. O yüzden biraz saçmalamış olabilirim. Kusura bakmayın.
Şimdi düşünüyorum da keşke burada olduğun süre boyunca bazı şeylere kafamı takmayıp burada olmanın keyfini çıkarsaydım diyorum. Olanların pişmanlığını ve üzüntülerini düşünmeseydim. Siz de bu hatayı yapmayın lütfen. Şu andan itibaren beni unutun. Zaten buradan değilim hiç olmamışım gibi davranın. Geçmişi düşünmeyin. Ya da geleceği. Bu günü düşünün ve bugünü yaşayın. İşte o zaman yaşarsınız ki ben Bunun çok geç farkına vardım.
Öncesinde aklımı meşgul eden çok şey vardı. Bu rüyayı gördüğümde neyin gerçekten önemli olduğunu anladım. Size bencil sebepler yüzünden yazıyorum. Belki bu siz daha çok üzecek bilmiyorum. Sadece sizinle ne fark ettiğimi paylaşarak hayatıma ve hayatlarınıza anlam vermek istedim.
Etrafınızdaki insanların kıymetini bilin. Arkadaşlarınız ve akrabalarınız her zaman sevgi ve gücün sonsuz kaynağı olacak bu yüzden onları her zaman ulaşabileceğiniz insanlar olarak görmeyin. Mesela benim ailem ulaşamayacağım yerde. Onların kıymetini buraya geldiğimden beri bilmiyordum. Şimdi ise diğer ailemin kıymetini anlıyorum. Ben bu şeylerin farkına çok geç vardım ama siz yapmayın. Peter Derek'e onu sevdiğini söyle. Bir daha fırsatın olmayabilir. Ve sen de Derek.
Üzgün değilim çünkü son günlerimin anlamlı olduğunu düşünüyorum. Sadece her şeyin, tüm kötülerin bittiği günü görmek isterdim. Ama bunun pek gerçekleşeceğini sanmıyorum çünkü kötüler her zaman vardır.
Şimdi ise ölüyüm. Ama sizi seviyorum. Üzülmenizi istemiyorum ama üzülmeyin dememin de pek bir şeyi değiştireceğini düşünmüyorum. Her şeye rağmen iyi ki tanımışım sizi. Bana öğrettiğiniz her şey için teşekkür ederim.
~En sevdiğiniz insan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teen wolf•Stiles Stilinski
FanfictionEfsaneye göre, eski zamanlarda, antik Yunan'da insanların iki başı, dört eli, dört kolu vardı. Eski Yunan'ın ulu tanrısı Zeus, Olimpos Dağı'ndan dünyayı yönetirken, insanlar dört elle dört kolla birleşerek Zeus'a karşı gelmeye başladılar. Bunun üzer...