38.BÖLÜM

2.4K 199 39
                                    



Murad, elindeki kanlı kılıcıyla ifadesiz bir şekilde duruyordu karşımda.
Kılıcı boğazıma dayayan kişiye bakmak için gözlerimi sola doğru çevirdiğimde ise
Cihangir' in dehşet saçan gözleriyle göz göze geldim.
O gözlerde tarif edilemez bir acı yatıyordu.
Her ne kadar öfkesi bunu bastırmaya çalışsa da, bunu gözlerinde görebiliyordum.

" Sen.. Sen ne yapıyorsun? " diye sordum kekeleyerek.

" Bizi oyuna getirdin.. " ,
" İnanmak istememiştim ama sen bütün şüphelerimi haklı çıkardın! " dedi öfkeli bir şekilde.

" Ne şüphesi? " , " Hiçbir şey anlamıyorum " diyerek şaşkınlığımı bir kez daha belli ettim.

" Şu masum saf kız ayaklarını bırak artık! "
diye kükredi.

İrkilmiştim. Şuan ortada ne dönüyordu gerçekten hiçbir şey anlamıyordum.
Onu bu kadar öfkelendirecek, hatta beni öldürme boyutuna getirebilecek ne yapmış olabilirdim ki..

" Açık konuş " , " Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum " dedim sinirli bir şekilde.

Bu kez Murad devreye girerek,
" İçimize sızarak, bizi tuzağa düşürmeye nasıl cüret edersin! " diyerek hesap sordu.

Cihangir kadar olmasa da Murad' da öfkeliydi. Ve hesap sorarcasına, keskin bakışlarını gözlerime dikmişti.

Cihangir' in boğazıma dayadığı kılıç baskı yapmaya başlamıştı. Beni öldürmek istiyordu, ama buna cesaret edemiyordu.
Ya da erteliyordu.

" Beni öldürmeyi bu kadar çok mu istedin? " ,
" Beni seviyormuş gibi yapacak kadar.. " diyerek oda hesap sormaya başladı.

Ardından tekrardan konuşmasına devam etti.
" Davranışların, konuşman, cümlelerinin içindeki anlaması zor kelimeler..
Sen bu kadar farklıyken.. " duraksadı.
Casus olduğun gün be gün ortadayken, ben nasıl oldu da bunu şimdiye kadar anlayamadım  "  diyerek, ardı ardına öfkesini üzerime kustu.

Dur bakalım!
Bu diziyi daha önceden izlemiştim.
Ve şuan ikinci defa izliyor olmak, artık kabak tadı vermeye başlamıştı.

" Bak! Konu buraya nasıl geldi bilmiyorum ama şuan çok büyük bir yanlış anlaşılma var " ,
" Hem, sen nasıl böyle bir şey düşünebilirsin. Şimdiye kadar beni tanımış olman gerekirdi " diyerek sesimi yükselttim.

Bu yanlış anlaşılmanın bir an önce bitmesi gerekiyordu. Yoksa hayatı boyunca pişman olacağı bir şey yapacaktı.

" Tanıdığımı sanmışım " dedi tiksinerek.

Murad tekrardan araya girerek,
" Şehzadem, konuşmanızı bölüyorum ama
bu sorguya sarayda devam etmeniz şuan en doğrusu olacaktır. Lâkin, biraz daha oyalanacak olursak, birazdan burada olacak olan suikastçıların devamına karşı açık hedef haline geleceğiz " dedi.

Cihangir, Murad'ın sözlerinin ardından kılıcını indirerek yanıma geldi ve kolumu sertçe sıkmaya başladı. Canımı yakıyordu ve bunu bilinçsizce değil, bile isteye yapıyordu.

Gözlerine öylesine bir öfke hâkimdi ki, onlara biraz daha maruz kalacak olursam eğer bakışlarının altında, her an 40 parçaya bölünebilecekmişim gibi hissediyordum.
Onu daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemiştim. Bugün, onun bu güne kadar hiç görmediğim bir yönünü keşfetmek durumunda kalmıştım.
Ve bu keşfim, beni yavaş yavaş korkutmaya başlamıştı..

Nihayet, kılıçtan bile keskin olan bakışlarını saniyelikte olsa üzerimden çekerek, Murad' a doğru dönmüştü.

" Gidiyoruz. Ellerini sıkıca bağla " dedi.

GEÇMİŞE GİDEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin