Merhabalarrr^^
Pusula'nın en uzun bölümü oldu sanırım bu bölüm.
Keyifli okumalar dilerim^^
40. Bölüm: Sürükleniş.__
_Eve girdiğimde babaannem ve dedemin endişeli ifadelerinin altında, korku da vardı. Onlara yalan söylemek istemiyordum ancak doğruyu nasıl anlatacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir toplantı için şehir dışına çıktığımı ve iş yüzünde bazı sorunlar çıktığı için ikinci bir toplantı için bir gece daha şehir dışında kalmak durumunda olduğumu ve telefonumun da aniden yere düşüp kırıldığı için haber vermediğimi açıklamıştım. Bu yalanın rengi tam olarak neydi bilmiyordum ancak şakağımdaki küçük yaranın ne şekilde olduğuna odaklanmaktan yanımda bulunan kişi ve kişilerin de telefonları olup olmadığını sormamışlardı. Zira kendi telefonum yere düşüp kırılmış olsa bile(?) elbette telefonu olan birileri olmak zorundaydı. Eğer bunu soracak olsalar, derhal başıma aldığım darbeden dolayı hafızamı kaybettiğimi söyleyebilirdim.
En fazla ne kaybederdim?
Şakağımdaki yaranında görünmez bir kaza olduğunu açıklamıştım ama inanıp inanmadıkları hakkında en ufak fikrim yoktu. Bilmiyordum. Belki de torunlarının psikolojik olarak iyi olmadığını bile düşünmüş olabilirlerdi.
Bana yöneltilen soruları hangi renk olduğuna kesinlikle akıl sır erdiremeyeceğim yalanlarla karşılık verdikten sonra içimden beni affetmelerini dileyerek odama çıktım. Odama çıkarken akşamki davete gideceğimi söylemeyi ihmal etmemiştim. Magazine yayılan fotoğraflardan ya da herhangi bir haberden haberleri yoktu anladığım kadarıyla ama en geç bu gece olacağına emindim.
Odama geçtiğim an soluklanma ihtiyacı hissetmiştim çünkü daha günün başında olmama rağmen çok yorulmuştum. Belki de bu yorgunluğum tamamen gereksizdi. Yani sonuçta sadece, şu anda hangi medyalarda ve hangi açılarla paylaşıldığına kesinlikle emin olmadığım fotoğraflarım vardı. İkinci olarak katılmam gereken bir davet vardı ve bu davet beni gerçekten şimdiden germişti. Üçüncü olarakta dedem ve babaanneme yalan söylemiştim. Sanırım durumum içler acısıydı!
Oğuz. Onunla da konuşmamıştım. Daha doğrusu tüm bu hengamenin içinde yeni bir telefon almaya bile fırsatım olmamıştı. Muhtemelen o haberlerden haberdardı ve benimle konuşmak için zaman kolluyordu.
Sakinleşmek maksadıyla uzun bir duş alıp eşofmanlarımı giyindim. Mutfağa inip bir şeyler atıştırdıktan sonra tekrar odama çıkmıştım. Biraz uyumak istiyordum. Daha öğlen bile olmamıştı. Bu gece için güç toplamaya ihtiyacım vardı. Yataktan aniden doğrulduğum kaşlarım çatılmış bir şekilde komidine bakıyordum. Elime aldığım gün içimin üşüdüğünü hissettiğim günden beri Pusula'mı elime alırken garip hissediyordum. Güç toplamaya ihtiyacım vardı. Pusula'mı ve anne babamla çekindiğimiz fotoğraflar kucağımda, her dakika daha artan yağmurun şiddetli sesiyle gözlerim kapanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA
Mystery / Thriller"Herkesin bir hikâyesi vardır ve, bazen bu hikayenin ucundan tutmak, o hikâyeyi yaşamaktan daha zordur." __ "Sen hep, en etkilendiğim bir kitap satırı gibi olacaksın benim için. Bıkmadan defalarca okuduğum, aklımdan çıkmayacağını bildiğim halde ezbe...