-19-

64 11 60
                                    

Text mi yoksa düz metin mi daha iyi?
(Bu kitap için)

Bir önce ki bölümü okuduğunuz dan emin olun 💜

××

"Merhaba efendim" Namjoon saygıyla eğilirken Bay Kim bir baş selamı vermekle yetindi.

İkili masaya oturduğun da ortamda ki tek sevinçli olan kişi Bayan Kim'di, Bay Kim ikiliyi her saniye süzüyor ve odada gergin bir ortam yaratıyordu.

"Aigoo tabii ki Seon Hanım görüşmek üzere" Bayan Kim konuşmayı bitirmiş telefonu Namjoon'a uzatıp ,masaya oturdu.

"Namjoon, annen çok iyi birisi çok güzel anlaştık bu sebeple hafta içi buluşma kararı aldık. Sizde gelsenize, olmaz mı?" Namjoon sevgilisinin kulağına eğildi ve fısıldadı;

"Bizden çok daha hızlılar amına koyayım" Jin bu sözle konudan çok farklı bir yerlere gitmişti, kısık derin ve kalın sesiyle küfür eden bir Namjoon onu konudan alıp çok farklı sulara götürmüştü.

"Efendim okulun olmadığı zamanlar da, neden olmasın? Benim için uygun aiş" Jin elini tuttuğu sevdiğinin elini sıkmıştı. Namjoon sevgilisinin kızarmış yüzünü gördüğün de ne olduğunu anlasada , niye olduğunu bilmiyordu.

"Sence Seokjin-ah ? Gidelim mi?" Bay Kim bir anda ikimize gözlerini diktiğinde Seokjin panik yapıp çatalını düşürmüştü.

"Ben alırım sorun değil" Namjoon çatal alma bahanesiyle eğilip Seokjin'in aletinin üzerine bir öpücük bırakmış, ince şortunun üzerinden sıcak nefesini vermişti ardından yan tarafta ki çatalı alıp doğruldu.

Seokjin daha da kötü bir duruma düşerken Namjoon'a ölümcül bakışlar atıyordu. Joon ise sevdiğine sadece yan gülüşünü sunuyor ve gamzelerini belli ediyordu. Yani bu adam öyle bir gülüyor ki ta Neptün'den 'aa Namjoon gülüyor' deriz bu nasıl bir gamzedir? Seokjin'e sabır diliyoruz.

Seokjin az önce ki hareketine ters düşen yüze sahip sevgilisinin kolundan hafifçe çekmiş ve fısıldamıştı.

"İntikam alacağım" Namjoon'un gözleri büyürken Seokjin sırıtmış ve yeniden konuşmuştu "şu an değil, daha beter bir anda" Jin doğrulup annesine hitaben konuştu.

"Tabii annecim, olur niye olmasın" Namjoon'da kafasını sallarken Bay Kim derin bir nefes verdi.

"Namjoon, doymadın mı?"

"Hayır efendim doydum niye sormuştunuz?"

"Seokjin'e yiyecek gibi bakıyorsun da, nesiniz siz?" Seokjin sessizlik oluştuğunda söze atladı.

"Nasıl neyiz?"

"Arkadaş mısınız daha ötesi mi?" Seokjin 'çok daha ötesi' demek istese de yalan söyleyecekti.

"Arkadaşız baba"

"Yalan söyleme Seokjin kulakların kızarıyor"

"Ama baba-"

"Bakışlarınız belli olmuyor mu sanıyorsunuz? Sizi tanımayan insanlar bile anlar bunu ki ben senin babanım Seokjin"

"Özür dilerim baba"

"Özür dileyecek bir durum yok Seokjin, sen gay olduğunu söylediğin de hiçbir tepki vermedim hatırlarsın. Yönelimine tabii ki saygı duyuyorum, sadece hiçbir zaman benim tattığım şu hissi tadamayacaksınız"

"Hiçbir zaman baba olamayacaksınız, olsanız bile bu sizin öz evladınız olamayacak. Genleriniz de hiçbir sorun da yok hamile kalamazsınız, yani Namjoon oğlum seni tanımıyorum ama çok nadir birşey bu sanmıyorum" Namjoon kafasını sallayıp ellerini masaya yerleştirdi.

Bunları da beğenebilirsiniz

          

"Aranız da her türlü çekim olabilir ama ne yaparsanız bu hissi tadamayacaksınız sadece buna üzülüyorum. Çünkü ben oğlumu en güzel şekilde yetiştirmeye çalıştım büyüdüğünde çok güzel bir baba olsun diye...nereden bilebilirdim ki böyle olacak"

Ortamda sessizlik hakim sürerken Seokjin konuşmaya başladı.

"Baba, biz buna rağmen bu görünen gerçeklere rağmen birbirimizi bulduk ve sevdik. Sence gerçek aşk bu değil midir? Belki hayatın da en gerçekleşmesini istediğin şey olamayacağına eminsin ama buna inat seviyorsun. Gerçek aşk bu değil midir?"

"Evet oğlum gerçek olan bu , umarım mutlu olursunuz. Namjoon umarım Seokjin'i üzmezsin üzersen çükünü keserim"

Namjoon gözlerini belirginleştirdiğin de Bay Kim bir kahkaha attı.

"Şaka yaptım yavrum Tanrı aşkına" sonunda ortamın yumuşadığını anlayan Bayan Kim'de eşine uyarak bir kahkaha attı.

"Efendim ben gideyim, Bayan Kim ellerinize sağlık çok güzel olmuş. Bay Kim size de iyi sabahlar"

"Namjoonie hani biyoloji çalışacaktık?"

"Ah haklısın o zaman ben daha sonra gideyim, odandayım!" Namjoon yemek odasından çıkıp Seokjin'in odasına ilerledi.

Odası onun gibi mükemmel kokuyordu, yatağa ilerleyip Seokjin'in yastığını almış ve sarılmıştı. Kapının açılmasıyla direk doğrulsada sevdiği adamı görmesiyle geri yatmıştı.

"Ah Joonie ben varken niye yastığa sarılıyorsun?"

"Haklısın" Namjoon yastığı arkaya fırlatmış ve Seokjin için kollarını açmıştı. Jin kıkırdayarak sevdiğinin kucağına oturmuştu sonra da üzerine yatmıştı.

"Çok güzel kokuyorsun Seokjin-ah" Jin eğilip dudaklarını sevdiğinin boynuna sürttü.

"Seni seviyorum"

"Ben de seni birtanem" Seokjin Joon'un boynundan kafasını kaldırıp daha sonra kendisi de kalkmıştı.

"Hadi koca bebek ders çalışacağız" Namjoon gülümseyerek ayağa kalkmış sevdiğinin dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp masaya ilerlemişti.

"Bu arada masada yaptığının hesabını vereceksiniz bayım"

"Zevkle vereceksin Seokjin-ah yani vereceğim, hesap" ikili masaya oturup önlerinde ki kitapları açmışlardı.

>.>.>.>.>.>

Yaklaşık iki saat sonra Namjoon 'daha yeni başladık' dese de Seokjin iflas bayraklarını çekmişti.

"Joon acı sevgilineee~" Namjoon ışıltılı gözleriyle sevgilisinin yüzünü okşadı.

"Bebeğim ama haftaya sınav var"

"Aigoo senin niye notunun belli olduğu belli oldu , ben buna gelemem Namjoonie"

"Seokjin-ah! Hadi toparlan tamam bir ara veririz ya ben eve giderim yada beraber devam ederiz"

"Kalsan bile ders çalışacağız o yüzden git"

"Tamam" Namjoon atarlı bir şekilde kalkıp kapıya gidince Seokjin ona şaşkın şaşkın bakıyordu

"Hey hey her dediğimi bu kadar hızlı yerine getirme! Tanrı'm ben den daha alıngansın"

"Yavrum bana Amerikan dublajlı konuşma hıh!"

"Joonie ne yapıyorsun kendimi seme hissetmeye başladım bu nasıl iğrenç birşey gel şuraya ve bebeğinle ilgilen!" Esprisine ikisi de cümle sonunda bağrıyor sonrasın da kıkırdıyorlardı.

"Uwu bebeğim benim" Joon kollarını açıp Seokjin'i sarmaladı.

"Hyung~ bugünde kalsana" Namjoon içine düşen alevi es geçmeye çalışarak sevdiğini cevapladı.

"Hayır yavrum kalamam biliyorsun, hyung ne alaka?"

"1 yaş yok mu aramızda?" Seokjin Namjoon'un boynundan kafasını kaldırıp işaret parmağını -biraz- kaldırıp yanağına yaklaştırdı. Dudaklarını büzüp kafasını eğdi ve Joon'a baktı.

"Ah ben bu çocukla ne yapacağım?" Seokjin, Namjoon en güzel gülüşünü sunarken çıkan gamzesine işaret parmağını değdirmiş ve sevdiğini dahada çok güldürmüştü.

Eğilip gamzesine bir öpücük bırakıp yüzünü yeniden boynuna gömdü.

"İstediğin gibi seslenebilirsin Seokjin-ah"

"Hmm hmm" Namjoon sevdiğinin saçına bir buse kondurmuş ve duyduğu esneme sesi ile bebeğini kucağına aldı.

Onu yatağın içine bırakıp ince pikeyi üzerine örttü, gidecekken bebeğinin elini elinin üzerinde hissetti ve anında arkasını dönüp dizlerini büktü.

"Ne oldu birtanem?"

"Gitme, b-beraber uyayalım lütfen"

"Hmm nedenmiş?"

"Çünkü...-" kızaran kulaklarına baktığım da gülümsemesi yeniden peydah oldu Joon'un yüzünde "-çünkü senin kokun b-bana çok iyi geliyor" Namjoon hafif kıkırdayıp saçlarına buseler kondurdu bebeğinin.

"Buradayım bebeğim, kokumu unutamana asla izin vermeyeceğim"

××

Heyyo! Bölüm nasıldı?

Text mi daha çok seviyorsunuz yoksa düz metin mi?????

Lütfen cevaplayın...

Bir daha ki bölüm text 💜

Bir daha ki bölüm text 💜

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

❤️💛

Yazım hataları için özür dilerim, bakmadan attım...

Seokjin-ah 💜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin