VarYam 4 // Junior VarYam

1.3K 45 22
                                    

Nedim'in öldüğü günün gecesinde anca varabilmişlerdi Çukur'a. Cumali kendini Damla'nın kollarına atmış ve karısının onu odalarına götürmesine izin vermişti. Akın annesine bakıp bakıp başını çevirmiş ve Yasmin'in uyuduğu odaya gitmişti.

Efsun, Yamaç'a bakarken Yamaç Salih'e bakıyordu göz ucuyla. Ayakta tek başına duramıyor gibi sallanıyordu. Yamaç Efsun'a dönüp "Geleceğim ben çık sen." dedi. Efsun anlayarak başını salladı ve gülümsedi destek olurcasına. Efsun gidince Yamaç ellerini arkasına koyup Salih'e baktı. "Ne oluyor?"

Salih onun gözlerine bakmadan "Sen git Yamaç hadi, ben..." deyip durdu. Ne yapacağını o da bilmiyordu. Yamaç "Ablam üst katta, bizimkinin yanındaki odada. Oraya gitsene." dedi. Salih başını iki yana salladı. "Ben... Saadet... Hayır, babamın oğlu ben... daha değil." Yamaç ona daha da yaklaştı. "Sorun ne?"

Salih başını öne eğip "Yamaç ben... ben o Amca olacak herifi Saadet'e çok savundum ve bir gün ben... fazla ileri gittim, ben..." dedi. Yamaç "Ne? Sen ne yaptın?" deyince Salih "Ama bak... intikamını mı alıyorsun lan Erbaa'nın?" dedi. Yamaç Erbaa'yı hatırlayıp gülümserken "Hayır. Erbaa'da bana öğrettiğini yapıyorum. Hatasını kabul ettir, itiraf ettir, hayatına devam ettir." dedi. "Şimdi ilk adım abi. Ne yaptın?"

Salih acıyla gözlerini yumdu. Başını iki yana sallayıp "Yamaç söyletme bana." dedi. Ne zaman o anı hatırlasa akına Kasım ve annesi geliyordu. Kasım'a dönüşmekten o kadar korkuyordu ki...

Yamaç devam etti abisini sıkıştırmaya. "Ne yaptın?" Salih gözlerini açıp burnundan soludu. "Ben... elimi kaldırdım, oldu mu Yamaç? Sana sinirliydim, Cumali'ye sinirliydim, her şeye herkese sinirliydim ve bunu yaptım. Ve kendimden nefret ediyorum. Her şeyi, herkesi mahvediyorumdum ve ne uğruna? Buna değmeyecek bir adam uğruna."

Yamaç bir süre abisine baktıktan sonra "Ne düşündüğünü biliyorum abi." dedi. Salih inanmayarak ona bakınca Yamaç'ın gözlerindeki şey onu durdurmuştu. Yamaç hafifçe gülümseyip "Gerçekten biliyorum." dedi. "Ama sen o değilsin, sen hiçbir zaman o olmayacaksın. Lan ben senin ablamı nasıl sevdiğini gördüm, nasıl sinir krizlerine girdiğini de. Bir anlık biri diğerine baskın gelmiş sadece."

Salih omuzlarını düşürüp "Yamaç bana aşık olduğunu biliyorum ama her hatamı böyle iyileştiremezsin. Ben bir bok yedim ve Saadet bir şekilde beni affetse bile ben affetmem." dedi. "Ben boktan bi herifim. Zaten öyleydim, öyle olmaya da devam ediyorum ve bu haldeyken Saadet'in yüzüne bakamam."

Yamaç halıya bakıp "Ne olacak o zaman?" dedi. "Gitmeyecek misin karının yanına? Oğlunun?" Salih omzunu silkti. "Gideceğim elbet bir gün. Ama bu akşam değil Yamaç. Her şey bu kadar yeniyken... özür dilemenin bir yolunu bulmadan olmaz." Yamaç elini onun omzuna koydu. "Bulacağını biliyorum."

Salih ona gülümsedi ve "Bakışmaya devam edecek miyiz yoksa karının kızının yanına çıkacak mısın?" dedi. Yamaç elini çekip "Ha. Ha evet. Ben... sen nerede yatacaksın?" dedi. Salih "Koltuğa yatarım ben boş ver." dedi. "Hadi git sen de."

***

Yamaç yataktan tavana bakıyordu. Saat gece yarısını geçmişti. Efsun'un sakin nefes alış verişleri kulağındaydı. Ama aklında Salih vardı. Koltukta yatıyordu, beli ağrırdı ki. Ve acaba bir battaniye, pike bulmuş muydu? Üşüyor olabilirdi.

Yamaç bunları düşürken Efsun gözlerini açmadan Yamaç'ın göğsüne vurdu. "Tamam Yamaç hadi." Yamaç ona bakıp "Ne hadi?" dedi. Efsun "Aklın onda Yamaç. Git kontrol et." dedi. Yamaç Efsun'a bakıp bakıp kızın dudaklarını öptü. "Sen, benim başıma gelen en iyi şeysin." Efsun sırıttı. "Aynen. Pikeler dolapta."

Çukur One ShotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin