0.3

90 14 7
                                    

Cem Adrian - Elbet Bir Gün Buluşacağız 🥀

bilinmeyen: elbet bir gün buluşacağız demiş zeki müren

bilinmeyen: biz ne zaman buluşacağız sevgilim

bilinmeyen: ben seni çok özledim de

bilinmeyen: bugün sensiz 13.gün

bilinmeyen: bugün tekrardan gideceğim evine, gireceğim odana

bilinmeyen: sonra da yanına geleceğim, yani mezarına

bilinmeyen: sana sözüm var ölmeyeceğim daha

bilinmeyen: bekliyorum

bilinmeyen: umarım erken gelir ölüm sevdiğim

bilinmeyen: sensiz geçmiyor günlerim, saatlerim

bilinmeyen: Dolunay ben seni çok sevdim |05.07|

Genç adam sabah erkenden kalkıp sevdiği kızın evine gitti. Onunla ilgili her şeyi çok özlüyordu. Dolunay'ın annesi her gün aynı saatte gelen bu genç adama kapıyı açtı ve gözlerinin içine baktı. Yemyeşil gözlerin içinde ki o kızarıklık ve etrafında ki mor halkalar Nuray hanımın yüreğini yangın yerine çeviriyordu. O da çok üzgündü kızını kaybettiği için. Ancak ellerinden gelen bir şey yoktu.

"Hoş geldin oğlum."

"Hoş buldum Nuray annem."

Genç adam kadının ellerini öperken Nuray hanım çenesi titreyen gözlerinden yaşlar akan bu genç adama dolan gözlerle bakıyordu. Kızını, can parçasını emanet ettiği bu genç adama şefkatli gözlerle izliyordu. Genç adam gözlerini silip ezbere bildiği o evin merdivenlerini çıkarken içinde yine aynı his vardı. Hüzün, mutsuzluk ve korku...

Sevdiği kadının kokusunu unutmaktan korkuyordu.

Genç adam odadan içeri girince gözlerini kapatıp derin derin nefesler almıştı. Sevdiği kadının kokusu hala duruyordu odada.

Yavaş yavaş yürüyerek bir kez daha tüm odayı incelemeye başladı. İlk önce masanın üzerinde duran anı defterini aldı eline. Defterden rastgele bir sayfa açtı, okumaya başladı.

21.04.2020
Dolunay Eroğlu

Bugün sevgili oluşumuzun üçüncü yılı, tanıştığımız ise altıncı yıl

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bugün sevgili oluşumuzun üçüncü yılı, tanıştığımız ise altıncı yıl. Artık ciddi düşünüyoruz. Bugün beraber konsere gittik. Yine omzumu yasladım ona, o kadar geniş bir omzu var ki uyumak çok rahat. Konser de biraz uyuklarken onun sesiyle gözlerimi açtım. Sahnenin ortasında bana bakıyordu. "Yanıma gel!" diye bağırdı. Utanarak kafamı kaldırdım ve tam karşısına geçtim.

Bana bizim şarkımızı söyledi. Çağan Şengül'ün Papatya'sını...

Bir kez daha aşık oldum ona. Bana öyle güzel baktı ki. Hasta olduğumu unuttum birkaç dakika için. O çok iyi, o çok güzel, o çok özel...

Gene yazacağım sana merak etme. Savaşıyorum, ölmek için bir sebebim yok. Aksine yaşamak için çok sebebim var...

Genç adam defteri kapatıp gözünden usul usul akan yaşları silmişti. Sevmek nasıl bir şeydi, ona Dolunay öğretmişti. Sevgisiz geçen hayatına aydınlık bir gün gibi girmişti. Ancak gidişi onu tekrar kara gecelere hapsetmişti.

Ayağa kalkıp odanın içinde bakabileceği her yere bir kez daha baktı. Değişen tek şey odanın kokusuydu. Gerisi hala aynıydı. Genç adam odaya son bir kez daha bakarken gözüne dolabın kenarında ki bir kağıt parçası çarpmıştı. Hemen onu eline alıp incelemeye başladı. Bu bir mektuptu, kendiniseydi.

--

Senin gidişin çok bir şeyi değiştirmedi, ruhumu götürdü sadece...

Papatyalar Ölünce Güzel Kokar Sevgilim'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin