33. Sıradan İnsanlar Gibi

21.2K 1.7K 351
                                    

23.05.2021

***

İlker iyice sıcaklayan arabayla, pencereyi araladı. Hafif esen rüzgarın etkisiyle şimdiden rahatlamıştı. Sakince giderken şu ana kadar bir engebeye takılmamışlardı. Ta ki tümsekten geçene kadar.... 

Hızla dikiz aynasından arkaya baktı. Çiçek hafif sarsılsa da uykusuna devam etmişti ancak Berzan gözlerini açıp soluna baktı.

''Bu neydi ya.''

''Uyandırdım mı? Tümseği fark etmedim. Yoksa yavaşlardım.'' Berzan hafifçe gerinip soluna doğru kaydı. Hafifçe yan durup elini sevdiğine uzattı. İlker bir eli direksiyondayken diğer eliyle Berzan'ın elini tuttu.

Berzan hafifçe okşarken bakışlarını arkada uyuyan Çiçek'e çevirdi. Neyse ki horul horul uyuyordu. Ağzı hafif aralık, arada şapırdatarak uyumasına güldü. Çok tatlı görünüyordu.

Bu 4 günlük tatili değerlendirmek için, plan yaptıkları gece yola çıkmışlardı. Otel bulunmuştu ancak uçak saatini uyduramamışlardı. Bu nedenle arabayla gidiyorlardı.

''Otel iyidir değil mi?'' Berzan'ın sorusuyla göz devirdi. ''İyi dedim ya Berzan.''

Fethiye'ye gidiyorlardı. Orada, maalesef ki çok fazla denize sıfır otel bulunmuyordu. Uzak olan otellerin hijyen açısından puanları pek iç açıcı değildi. Bu nedenle kesenin ağzını açıp en iyi otellerden birine rezervasyon yaptılar. Hem çocuklar için çok fazla oyun alanı, hem denize sıfır olması iyi bir avantajdı.

''En iyi otellerden biri. Temizdir merak etme.'' Berzan başını sallayıp kafasını ön cama çevirdi. Güneş gözlerini kamaştırırken hafifçe kısmıştı gözlerini. İlker bunu fark ettiğinde önde ki paneli indirdi. Birazda olsa engellemişti. ''Teşekkür ederim.'' Berzan gülümseyerek İlker'e yanaştı ve yanağına bir öpücük kondurdu.

''Rica ederim.'' dedi aynı hülyalı tavırla. Berzan kıkırdarken, İlker yola bakıp hızla bir öpücük kondurdu sevdiğinin dudaklarına.

Sabahın erken saatleriydi. İlker'in uykusu bastırmıştı. Esneyip durunca Berzan kullanmayı teklif etti. ''Şunun şurasında bir saat kadar kaldı. Bir yerde durur kahvaltı yaparız.'' dediğinde onaylamıştı.

Yaklaşık bir saatin ardından güzel bir restoranda durmuşlardı. Tesiste kahvaltı yapmaktansa biraz daha merkezi tarafa sürüp, manzaralı bir yerde durmayı tercih ettiler.

İlker arabadan çıkıp gerinirken, Berzan da aynı şekilde çıkıp kollarını iki yana açtı. İki türlü de yorucuydu. Yolcu olmak da, sürücü olmak da...

Berzan homurdanarak: ''En rahatı Çiçek. Küçücük boyuyla koltuğa yayılıyor. Ben bu boyla kendimi katlayamıyorum.'' dedi.

İlker kahkaha atarken arkaya geçip Çiçek'i uyandırmaya çalıştı. ''Bebeğim hadi uyan, geldik.'' Çiçek homurdanıp, babasının elini savurdu. ''20 dakika daha.'' dedi ağzını şapırdatıp uyumaya devam ederken. ''5 dakika değil mi o ya?'' Berzan gülerken İlker'de kafa salladı. ''Bizim ki büyük oynuyor.'' Tekrar kızına dönüp saçlarını okşamaya başladı. Pekala böyle naif naif olmuyordu.

''Çiçek!'' Hafifçe sesini yükselttiğinde Çiçek homurdanarak doğruldu. Pencereden denizi gördüğünde çığlık atarak arabadan indi. Uca yaklaşıp, tepeden aşağıya baktı. ''Çok güzel!'' Babası elinden tutup restorana doğru yürüttü. ''Hadi kahvaltıya.''

''Baba denize girelim.''

''Önce bir şeyler yiyelim.'' Çiçek anında restorana koştuğunda İlker arkasından baktı. Berzan sırtından iterken: ''Bu çocuk beni çok yoruyor.'' dediğinde Berzan küçük bir kahkaha attı. Evet orası kesindi.

          

**

Kahvaltı sonrası otele doğru yola çıkmışlardı. Yarım saatlik yolculuk sonrası vardılar. Odaya yerleştikten sonra sahile inmişlerdi. Berzan etrafa iğrenmiş bakışlar atarken İlker kahkaha atıyordu. ''İstersen havuza gidelim.'' Berzan anında kafasını iki yana salladı. ''Hayır hayır! En azından deniz kendi kendini temizliyor. Havuz için bu mümkün değil.''

''Baba hadi!'' Çiçek denize koşarken, İlker peşinden gitti. Tişörtünü çıkarıp şezlonga bıraktı. Kızının peşinden giderken, Berzan da yandaki şezlonga havluları serdi. Kendisi oturup ikiliyi izlemeye başlarken, bir yandan da etrafı kontrol ediyordu. Neyse ki temiz gibiydi.

Hemen kremi alıp vücuduna sürmeye başladı. 

İlker kızının kollarından tutup zıplatırken, küçük kız kahkaha atıyordu. Berzan bir süre sevgilisini izledi. Siyah şortu ve gözlükleriyle çok yakışıklıydı. Tamam sahildeki çoğu kişi aynıydı. Ancak İlker aralarında parlıyordu. Mükemmel vücudu ve gülüşüyle birçok kişinin kendisine bakmasını sağlamıştı.

Berzan kıskançlık duygularıyla kaşlarını çatıp homurdanırken, son zamanlarda daha çok hissettiği bu duygularla kafasını iki yana salladı.

''İyice sıradan insanlara benzedim. Onlarla aynı duygular, aynı aktiviteler...'' Tabi ki ister istemez mutlu olmasına sebep olmuştu. Normaldi işte. Herkes gibi...

İlker ve Çiçek bir süre daha yüzüp Berzan'ı çağırdı yanlarına. Berzan anında reddederken Çiçek sudan çıkıp şezlonga koşmuştu. ''Ayy yandım.'' Berzan'ın kucağına atladığında gülüp, kollarının arasına aldı genç adam. ''Berzancığım sen de gel.''

''Böyle iyi Çiçeğim.'' Çiçek itirazlara başlayınca ofladı. Şu an bu kadar kalabalık bir denize girmeye niyeti yoktu. Ancak bu kızı da kırmak istemiyordu. Ki birazdan daha da kalabalıklaşacağına emindi.

''İyi. Hadi gel bakalım.'' Çiçek kumlara bastığı anda çığlık atarken Berzan onu kucağına aldı. Çocuktu işte. Her şeyi abartı duygularla yaşıyordu.

Suya girdiğinde serinlik hoşuna gitmişti. Göbeğine gelene kadar ilerledi. Tabi ki Çiçek'in boyunu aşıyordu. Bu nedenle bırakmadan yüzdürmeye başladı.

Az sonra İlker'de yanlarına geldi. Biri bir kolundan, diğeri diğer kolundan tutup ilerlemeye devam ettiler. Çiçek ayaklarını suda çırpıp keyifli kahkahalar atarken ikili de aynı şekilde gülüyordu. Bu kızın gülüşü bulaşıcıydı. Bunu anlamışlardı. 

**

Denizden sonra duş alıp ortak alana geçmişlerdi. Hava hâlâ kararmamıştı. Saatleri varken Çiçek'i oyun odasına göndermişlerdi. Berzan ve İlker ise havuz başındaki dinlenme alanlarındaydılar.

İlker gidip havuz bardan iki içecek aldı. Berzan'ın yanına oturup içeceği verdi. Rengarenk içeceğe bakıp yüzünü buruşturdu genç adam. ''Bakma öyle. Serinlemen için getirdim.'' Berzan bir yudum alıp masaya bıraktı. Neyse ki tadı iyiydi.

''İyi. Kötü değil.'' İlker buna da gülüp etrafına baktı. Kimsenin bakmadığını görüp sevgilisinin boynuna öpücük bıraktı. Berzan bakışlarını ona çevirdi. Kolunu koltuğun arkasına atıp İlker'in ensesini okşamaya başladı. 

İlker anında sevgilisinin omuzuna yasladı başını. ''Yorgunsun değil mi?'' İlker gözlerini kapatıp ağzından hafif mırıltılar çıkararak onayladı.

''Odaya gidelim mi?'' İlker kıkırdayıp kafasını hafifçe kaldırdı ve Berzan'ın çenesine ufak  bir öpücük kondurdu. ''Beni odaya mı atmaya çalışıyorsun sen.'' dediğinde, Berzan dudaklarını ısırdı. Bu hareketiyle yutkunan İlker'in ardından kahkaha attı. ''Bence şikayetçi değilsin.''

STERİLİZE AŞK | bxbWhere stories live. Discover now