Bölüm 3

322 34 11
                                    


Güneşin anlatımından

Bu hayattan kurtulucam derken totem yapmış olmalıyım ki o günün akşamı o pislik üvey babam olacak adamdan da o berbat hayattan da kurtuldum.Ne yazık ki buna çok sevinemiyordum çünkü kurtuluşumu ilan edemeden başka biri tarafından işgal edildim diyebilirim hemde tanımadığım bir adam tarafından..
Şuan beni kurtaran adamın arabasındayım ve beni -dediğine göre- yeni evime götürüyor.Yeni evimden çok beni bekleyen belaları merak ediyordum doğrusu çünkü yaşadığım yer öyle normal evler gibi değildi. Beladan kastım ise bu adamın benden ne isteyeceğiydi.Hadi ama kimse iyilik meleği değildir.İşi olmasa eminim ki oda beni o piçler gibi düşlerdi.
Burnumun ucuna sanki tüyle deymişsin gibi kaşındığında dayanamayarak ince bir sesle hapşırdım.
Yan gözle bana bakarken gözü bacaklarıma kaydı.Ne var diyerekten bende baktığım da elbisemin bayaa toplanmış olduğunu ve elbisenin sakladığı morlukların meydana çıktığını gördüm.Hemen elbiseyi dizlerime kadar çekmeye çalışıp kendime çeki düzen verdim.
Arabayı büyük bir villanın önünde durdurup indiğinde benimde kapımı açıp inmemi sağladı.Elimden tutup beni de eve doğru arkasından sürüklediğinde sesimi çıkarmadım.Zile bastığında kapıyı hizmetli diye tahmin ettiğim bir kız açtı.Adam ona selam verip"Boş odalardan birini hazırla hemen"dedi.Hizmetli arkadan "peki efendim" gibi şeyler derken ben evi süzüyordum. Cidden buraya ev demek için bin şahit gerekirdi.Beni kocaman bir salona sürükleyip "otur" dediğinde sesimi çıkarmadan dediğini yaptım.Oda karşı koltuğa oturduğunda "Odan birazdan hazır olur dinlendikten sonra mı konuşmak istersin yoksa şimdi mi?"dedi.Ne konuşacağımızı merak ettiği için "şimdi" dedim ince sesimle.
Onaylayıp konuşmaya başladığında pür dikkat onu dinliyordum;
"Sana neden yardım ettiğimi merak ediyorsundur.Bu yüzden lafı fazla dolandırmıycam.Sen bundan sonra benle çalışacaksın karşılığında ise bu evde kalacaksın istediğin zaman koruma eşliğinde dışarı çıkabilirsin ama tabi ki önce benden izin almak şartıyla.Ne işi yapacağına gelirsek farkettiğin gibi ben ünlü bir iş adamıyım ve dostum kadar düşmanımda çok bu yüzden benim gücümü kimden nereden aldığımı akılları sıra bulmaya çalışıyorlar.Onlara istediklerini verip güç kaynağım olarak seni yani karımı göstericem. Böylelikle işlerime burunları sokmayacaklar.Elbette sana zarar vermek isteyen olacak ama korkma sana 5 tane koruma ayarlattım.Sadece seni korumakla görevliler.Şimdi şunu da belirteyim sana istediğim zaman istediğim yerde dokunabilir,öpebilirim.Unutma sen benim sahte de olsa karımsın. Dinlendikten sonra kafana takılanları sen bana sorarsın bu arada Adım Bartu.Bartu Koçer
Sana öncelikle iki-üç soru sorucam"dedi.
İçimdeki çığlıkları  susturup"tabi ki sor"dedim.
Merakla sorusunu beklerken o soruyla ağzım açılabilirmiş gibi daha da açıldı.
"bakire misin?"

Bartunun anlatımı

"Bakire misin?"

Sorduğum soruyla ben bile diken üstüne otururken kız ağzını ve gözlerini sonuna kadar açmış kızarmaktan morarmaya geçmişti. İster istemez yüz ifadesine gülerken aslında masum olduğu kadar çekici olduğununda farkına vardım.Düşüncelerime küfür ederek daha çok güldüm;
"Bakma öle şaşkın şaşkın sonuçta sahtede olsa karım olcaksın biri sana bir şey yaptı mi bilmem gerek"dedim.yutkunarak bana bakarken kısık sesle;
"Ben daha bir erkekle flört amaçlı bile konuşmadım"dedi.Kabul şaşırmıştım.O boyalar içindeki masum yüz zaten masummuş ama nedense bu işin içinde başka bir şey varmış gibi hissediyordum.Kafamdaki soru işaretlerini gidermek amaçlı sorumu küçük kıza yönelttim;
"Pekala.O zaman bana hayatını anlatır mısın? Her şeyi ile adından başlayıp yaşadığın her şeyi anlat"dedim.Gözlerini kaçırarak;
"Çok yorgunum dinlendikten sonra konuşsak olur mu?"dedi.Evet bu işin içinde başka bir şey vardı.Onaylayıp ayağa kalktım ve ;
"Hadi seni odana götüreyim"dedim.Oda ayağa kalkıp beni takip ettiğinde hazırladıkları odaya çıkıp kapıyı açtım ve içeri girmesi için kenara geçtim.Odaya girdiğinde hayran hayran odaya bakıp;
"Teşekkür ederim"dedi.Peki ne için?
"ne için?"dedim.Anlamadığımı belirterek bana dönüp tatlı tatlı gülümsedi;
"Hayatımı o zindandan kurtardığın için"dedi. Bir şey demeyip kapıyı kapattığımda neden bu içimde saçma bir his vardı?.Kafamı iki yana sallayıp baş belama bakmaya gittim.Ah yine ne haltlar yiyiyorsun acaba Göksu Hanım...

€€

Göksu'ya kızdan ve yaşananlardan bahsettikten sonra kızın ne yaptığına merak ettim için sessizce odasına girdim.Bundan sonra burası onun evi, onun odası olmasına rağmen resmen sığıntı gibi iki büklüm yatmış ama mışıl mışıl uyuyordu.Sessizce yatağa yaklaşıp yanına uzandığımda sayıkladığını farkettim. Yanına dahada sokulduğumda yanağından yaşlar süzülüp daha çok sayıklamaya başlamasıyla kaşlarımı çatıp yanağını ellerim arasına aldım.Yanağındaki yaşları sildiğim de gözlerini yavaşça açtı.Açmasıyla daha çok yaşlar süzüldü.
Gülümseyip onları da sildikten sonra "Daha iyi misin?" diye sordum.Kafasını olumlu şekilde salladığında merak ettiğim konuyu sordum;
"Evet küçük hanım dinlendiğine göre bana hayatını anlatabilirsin" dedim.Gözlerini kaçırınca oflayıp elinden tuttum;
"Hadi ama benden niye saklıyorsun eninde sonunda öğrenirim hem sen benim sahte de olsa karımsın" dedim.Söylediğim sözler onu gülümsetirken , gülümsemesi hoşuma gitmişti.Kendimi boşverip söyleyeceklerine kulak kesildim.
Ellerini kafasını altına yerleştirip tavana bakmaya başladığında bende aynısını yaptım ve ;
"Dinliyorum" dedim.Derince bir iç çekip konuşmaya başladı;
" Bir abim ve ablam vardı.Babam biz çok küçükken vefat etti.Annemde bize yalnız bakamadığı için hayvan herifin tekiyle evlendi.Annem evlendikten sonra zaten hayatımız zindana döndü.Her gün gelir önce annemi dövüp parasını alır sonra aynı şeyi bize yapardı. Abimle ablam çok karşı gelirlerdi ve bu yüzden sürekli dayak yerlerdi.Bir gün abimle ablamım dayanamadıkları için kaçtığını öğrendim.Onuda küçük bir kağıt parçasından öğrendim
"Kendine iyi bak küçük kardeşim seni seviyoruz meleğim ve bir gün seni bulucaz. Özür Dileriz.. Abin-Ablan"
yazıyordu.Çok ağladım tabii ama onlar adına da çok sevinmiştim.En azından onların hayatı kurtulmuştu fakat bunu bana yükleyerek yapmaları koymuştu.Çünkü daha o küçük yaşımda bile ne olursa olsun abim ablam beni bırakmaz güvencesi vardı.Ama beni ilk onların bırakması çok acıtmıştı canımı..
Sonra yıllar geçti ve süreç yine aynı  eve gelip beni dövmeye başlardı.Annem engel olmaya çalışınca annemi dahada ağır şekilde döver.  bir gün olaylar farklı gelişti beni döverken annemin tansiyonu yükseldi ve yere düştü ama o pislik durmadı önce beni sonra annemi dövmeye devam etti.En son annemin başına ardı ardına 5 tane tekme geçirdi.Annem ...O gün akşamı öldü" Gözlerini sıkıca yumup göz yaşlarını akıttı ve derince nefes alıp devam etti;
"Tek umudum kalmıştı .Abim ve Ablam..
Bir gün cesaret edip Cengiz'e sorduğumda önce bir hakaret edip  sonrada "öldü"deyip televizyon izlemeye devam etmişti.İnanmayıp ağlamaya başladığımda beni odaya kapatmıştı.Haftalarca orada kitli tutmuştu.Bense o haftalarda hep ağlamıştım.Sonra beni onların mezarına götürmüştü..O günden ağlamayıda, konuşmayıda bırakmıştım.Sadece o soru sorduğunda kızmaması için cevap verip susuyordum.Hayatım hep böle geçti benim dayak,işkence,hayal kırıklığı..."

•KUMAR•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin