Multimedya efe...
Odamın ışığını açtığımda karşı duvarda kırmızı renkle bir şeyler yazıyordu. Okumaya çalıştım. Duvarda" Benden kaçamazsın hera" yazıyordu. Gözlerim pörtlemiş bir şekilde koşarak merdivenlerden aşağı indim. Arada düşme tehlikesi geçirsemde neyse ki bir yerime bir şey olmadı. Aşağıda sadece mert vardı. Koşarak indiğim için nefes nefese kalmıştım. Yanına gittiğimde bana korkan gözlerle baktı. " Hera malmısın niye nefes nefese kaldın" dediğinde konuşmak yerine onu kolundan tutup odama sürükledim. Odama girdiğinde gözleri öcü görmüş gibi açıldı ve ağzından" siktir" kelimesi çıktı. Hemen cebinden telefonunu çıkarttı. Çok sinirli olduğu belliydi. Aşağı indi tabii bende peşinden. Konuştuğu kişi enesti. Bunu konuşmasından anladım. " Ne yapmaya çalışıyorsun lan sen? --- Aşkınında seninde ağzına sıçıyım enes. Ne işin var lan senin izmirde? --- Enes beni deli etme nerden öğrendin lan bizim burda olduğumuzu? --- Ebrar mı? Ne alaka lan ebrar? --- Siktir" deyip kapattı. Ebrar mı? ebrar ne alakaydı? Mertin gözleri faltaşı gibi açılmış yine birini arıyordu. Aradığı kişi cevap vermeyince hayatımda hiç duymadığım bi ton laf etti. Bu kez telefonu yere fırlatıp bana döndü. Gözlerinden ateş fışkırıyordu.
- Hera, ebrarı ara çabuk" dedi. Dediğini yapıp ebrarı aradım. Üçüncü çalışta telefonu açtı. Sesi korkunçtu.
- Ebrar,iyimisin?
- Hera senden nefret ediyorum. Hayatımı resmen siktin. Senin yüzünden tecavüze uğradım. Sırf senin yerini söylemedim diye. Sırf hera aşkın üzülmesin diye. Mutlumusun?" deyip telefonu kapattı. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Ne yani benim yüzümden ebrara tecavüz mü etmişlerdi? Tecavüz ebrarın en büyük korkusuydu. Artık ağlıyordum. Mert, abim ve efe bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Mert noldu diye bağırıyordu. Ama onu ne dinliyor ne de umursuyordum. Mert birden beni kaldırıp tokat attı. O anda kendime geldim. Biraz daha sakinleşip ebrara nolduğunu onlara anlattım. Efe ebrarı tanımadığı için pek fazla üzülmedi. Ama abim ve mert fazlasıyla şaşırmışlardı. Mert sinir krizi geçirmek üzereydi. Abim şaşkınlığını üzerinden biraz atınca beni odama çıkarttı. Duvarda ki yazıya takılmadı bile. Beni yatağıma yatırıp saçımı okşamaya başladı. Bu hareketle rahatlayacağımı biliyordu. Uyumaya çalışıyordum. O da yanıma uzandı ve bana masal anlatmaya başladı. Uyuyan güzel masalını gerçekten çok seviyordum. Bazı gecelerde onun sayedinde azıcık da olsa uyuyabiliyordum. En son duyduğum şey abimin 've son" demesiydi.
Abimin sesiyle uyandım. Etrafıma baktığımda güneşin yeni ışıkları tüm odayı sarıyordu. Demekki sabah olmuştu. Ne! Bir dakika ben sabaha kadar uyumuşmuydum yani!! Hayır bu imkansız ben.. ben uyumuştum. Uzun zamandan beri ilk defa deliksiz bir uyku çekmiştim. Abime baktığımda yüzünde tarifsiz bir mutluluk vardı. Bu gözlerinden belli oluyordu.
- Hera sen bütün gece boyunca uyudun. Ama şimdi kalkman gerekiyor çünkü yeni okula gitme vakti. Hadi kalk.
İlk defada olsa yatağımdan zorla kalkıp banyoya gittim. Duş aldıktan sonra üstümü giyinip aşağı indim. Geç kaldığımız için kahvaltı yapmadan arabaya binip okula gittik. Abim benden bir üst sınıftaydı. Okulla aramızda kısa bir mesafe vardı. Okulun önüne vardığımızda ağzım büyük bir "O" şeklini aldı. Bu okul benimkinden çok daha büyüktü. Ben olayın şokunu atlatamazken abim mert ve efe çoktan okula girmişlerdi. Bende arkalarından koşarak onlara yetiştim. Okul forması olmadığı için yine siyahlara bürünmüştüm. Okul içine girdiğim anda tüm gözler bana döndü. Bende abimin koluna yapışıp onunla birlikte yürüdüm. İnsanlar bana bakıp fısıldaşıyorlardı. Bu sinir bozucuydu. Müdürün odasını bulup sınıflarımız öğrendik. Ben efe ve mert aynı sınıfdaydık. Abim bir üst sınıftaydı. Hepimiz sınıflarımıza geçtik. Hala içimde bir kuşku vardı. Kızlar merte bakıp gülüşüyorlardı. Onlar için yavşama modu açılmştı.
Sınıfa girdiğimizde bi kızın gözleri beni süzüyordu. Yanında da sarı saçlı bi kız vardı. İkiside beni baştan aşağı süzüyordu. Korkutucuydu. Sırama oturduğumda mertte yanıma oturdu. O çok sakin görünüyordu. Sarışın kız birden gelip önümüze oturdu. Ve konuşmaya başladı.
- Merhaba ben ada senin adın ne" dedi bana bakarak.
- Hera dedim. Hera Aşkın
- Aslında kim olduğunu ikimizde çok iyi biliyoruz" dedi diğer arkadaşını göstererek" O güneş benim kardeşim olur kendileri. Ama o biraz çekingendir. İyi anlaşırsınız ama. Senin adın ne" dedi merte bakarak. Mert sırıtarak" mert" dedi. Kız tanıştığımıza memnun oldum diyip o kızın yani güneşin yanına gitti. Hem güneş hemde ada iyi kızlara benziyorlardı. Ama güneş biraz daha soğuktu sanki. Biraz da kibirli görünüyordu. Sonra yanlarına bi kız daha geldi. Güneşle ve adayla sarldı. Sonra bize daha doğrusu merte bakıp güldü. Mert telefonuyla ilgileniyordu. O yüzden ona bakmadı bile. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Kafamı sıraya koydum ve gözlerimi kapattım. Mertin elini sıraya vurmasıyla kafamı kaldırdım ve enes karşımdaydı!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Farklılık, dedim. Gerçekten yalnızlık mı?" (H.S)
FanfictionPsikopat bir çocuk ve hayattan ümidini kesmiş bir kız düşünün. İkisi de paramparça olmuş. Dermanlarını birbirlerinde arıyorlar. Biri platonik,diğeri aşık olmaktan daha doğrusu kaybetmekten korkuyor. İkisinin en büyük ortak özelliği uykusuz geceler...