1

10.2K 327 169
                                    

Hoşgeldiniz!!!

Evet yeni bir kurguya başlıyorum. İnşallah sevilir. Birçok olayı burada toplamaya çalışacağım. Çoğu abi kurgularından farklı olacağını umuyorum.

Oy verip yorum yapar mısınız?

İyi okumalar dilerim 🦋🦋

🦋🦋🦋🦋





Kafamın içinde dönüp duran sayılar dikkatimi toparlamamı zorluyordu. Kaşlarımı çattım ve kendimi toparlamak için  havaya baktım.

Denizin önü, kapıyı andıran ve çiçekler ile süslenmiş çok güzel gözüken bir süs, yuvarlak mumların üstü yanıyor ve harika gözüküyorlardı.

Ve önümde diz çökmüş, elinde yüzük kutusu ile bekleyen tüm yakışıklılığı ile bana bakan daha önce hiç tanımadığım adam...

Yutkundum. Ve dudağımı ısırdım. Ne söylemem gerekiyordu?

Bence benim bir süre daha matematik hesabı yapmam gerekti.

Derin bir nefes aldım ve etrafıma baktım. Karşımda diz çökmüş adam ciddileşmişti. Rüzgar üzerimdeki elbiseyi harekete geçiriyordu. Başımdaki papatya tacı ise işin cabasıydı.

Gözlerimi doldurdum ve onun yüzüne baktım. Ellerimi yüzüme götürdüm.

- HAYIR! HAYIR! HAYIR!

Büyük bir alkış tufanı koptuğunda gururla gülümsedim. Bakışların ardında gördüğüm tanıdık bakışlar bir süre içimi ürpertse de şimdilik sevinmeliydim. En azından birazdan yiyeceğim azarı düşünmek istemiyordum.

Bir saat nutuk çekeceklerdi. Acıma yoktu, insaf yoktu, bir değil, iki değil, üç kişilerdi. Onların da arkasında da üç kişi vardı. Hayır ya dört kişi. Ya da beş mi demeliyim?

Ve hiçbirine durumumu anlatamıyordum. Aslında o iki kişi beni çok iyi anlıyordu ama işlerine gelmiyordu. Pislikler!

Alkış tufanı sona erdiğinde gururla karşımdaki adama baktım. Bana gülümsüyordu. Ben de ona gülümsedim. Ayağa kalktı ve üzerini silkeledi.

- Sonunda! Gün boyu bu anı bekliyordum.

Alayla güldüm.

- Sen dua et, bir hafta süründürmedim seni!

Ciddi ciddi bana baktı ve yanımdan ayrıldı. Yanıma gelen makyöze göz devirdim. Her ara vermede gelmese olmuyordu.

Arkadan büyük ve gürültülü ses geldiğinde ne olduğunu anladım. Kısa süre sonra Can kaşlarını çatarak yanıma geliyordu. Arkadaki Cem' i de görmek mümkündü. Yani bu demek oluyordu ki, benim kaçmam gerekti.

Arkama konan sandalyeye oturdum ve yanıma gelen iki koca adama baktım. Sadece aynı yaştaydık. Ama onlar anneme ben ise teyzeme çekmiştim. Çünkü ailede baska kimse kalmamıştı çekecek.

Annem mankendi. Babam ise tasarımcı. Bana annemin fiziği gelse de boyu yanıma bile uğramamıştı. Can ve Cem ise tam tersi, manken gibi fizikleri vardı.

Adeta korumam gibi ikisi de iki farklı yanıma geçti. İkisi ile hiç iyi anlaşamazdım. Onlar tek, ben onlarla çift yumurta üçüzüydüm. Sürekli kavga ederdik. Kimse onlarla üçüz olduğumu anlamazdı. İkisi birbirlerine ölesiye benzerken, ben hiç onlara benzemedim.

Abilerim Ve Üçüzler...Donde viven las historias. Descúbrelo ahora