72

52 0 0
                                    

"Anne?"

Tepki veremiyordum.

"Nasıl ya," dedi bir ince bir ses

"Annesi mi?"
Burcuydu.

Sadece ona bakıyordum, onu son gördüğüm anda hatırladığım halini ve şimdi ki halini...

Çok değişmişti.

Siyah saçları sarıydı.
Yüzü doğal ten rengini kapatacak kadar makyajlı.

Üzerinde beyaz bir gömlek, siyah bir pantolon ve kırmızı stiletto...

Nasıl?

Yönü bana dönüktü, yüzüme baktı.

Kağan tam yanımda  duruyordu. Telaşlıydı.

Adımlarını bana doğrulttu.

Kağan direkt olarak benim önüme geçti.

Dilimi yutmuş gibiydim.

Topuk sesleri yaklaştı, yaklaştı.

Durdu.

"Emir" dedi uyarır bir ses ile,

Kağan kafasını iki yana salladı.

"Buna izin vermem"

Güldü.

"Neye izin vermezsin?" Tekrar güldü.

"O benim kızım" tebessüm ettim.

"O benim kızım"

Kağan önümden tekrar çekildi.

Gözlerini bana çevirdi, kendimi sıkıyordum.

"Nil" dedi karşımdan yüzüme bakarak

"Çok güzelsin" dudaklarımı birbirine bastırdım.

Gözlerim doluyordu, bakışlarımı havaya kaldırdım.

Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

"Emirin haline şaşırmamalı" dönüp Kagana baktı.

"O, gerçekten çok güzel" gözleri tekrar bana döndü.

Baştan sona baktı. Tekrar Emire döndü.

"Seni çok iyi anlıyorum"

Mutlu gözüküyordu.

Mutluydu...

Nasıl?

Bana çevirdi tekrar bakışlarını

"Kızım," kafamı iki yana salladım.

"Bana Nil de"

Kaşlarını çattı,

"Sen benim kızımsın"

Bana biraz daha yaklaştı, bir adım geriledim.

"Yapma böyle" dedi yüzüme bakarak,

"Sen ölüsün" gözlerimden bir kaç damla yaş yanaklarıma süzüldü, oradan ceneme inip düştü.

Kafasını iki yana salladı.

Tekrar göz yaşlarım akacağı sırada ellerimi kaldırıp gözlerime bastırdım.

Sert bir şekilde yüzümü sildirdim.

Sinirli bir yüz ifadesiyle bakmaya başladım.

Bir adım ilerledim.

"Sen öldün"

Ellerini kaldırıp omuzumu iki yandan tuttu.

"Buradayım"

Güldüm.

FARKLI ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin