2.4

315 17 26
                                    

"Güzelim beraber yatalım..." Yoongi'nin üç saattir yaptığı ikna konuşmalarını görmezden gelmeye çalışıyordum ama çok zordu... karşımda kaşlarını çaresizce bükmüş, her an ikna edebilme heyecanıyla dudaklarını ısırıp yalaması ve ellerini hareket ettirerek kendini ifade etmeye çalışma çabası acayip tatlıydı ve şimdi yine o konuşmalardan birine başlamak üzereydi. "Bebeğim, seni çok özledim. Kollarımın arasında küçülmeni, yüzünü boynuma gömerken ellerini göğsüme yaslamamı, burnumu saçlarına daldırmayı, sıcaklığını... seni o kadar özledim ki yastığına tişörtlerinden birini geçirdim ve ona sarılıp uyuyorum. Beni kendinden mahrum bırakma. O kadar alışmışım ki ince ve naif bedenine geceleri uyurken kollarımı dolamaya, olmadığın her gece huzursuzlanıp uyanıyorum. Senin de çok uykun gelmiş, hadi gel odamıza gidip yatağımızda sarılarak uyuyalım." pekâlâ bu en uzun ve en ikna edici konuşmasıydı. İkna oldum mu peki?

Evet, Min Yoongi beni ikna edebilmişti sonunda.

Kanepede öne atılıp boynuna sarıldım ve dizlerine oturdum. "Evet çok uykum var. Uyuyalım bir an önce." beraber uyumayı kabul etmemle, benimle birlikte kanepede ayağa kalkıp bedenimi yukarı fırlatıp tutuyordu. "D-dur Yoongi! DÜŞECEĞİM MİN YOONGİ! T-TUT BENİ!" korkup evde çığlık çığlığa bağırdığımda sonunda durup koşaraka yatak odasınan girdi. "Sana yeni pijamalar aldım. Beğeniceğine eminim." beni yatağa bırakıp gardıroba koştu bu seferde. Daha etiketleri bile çıkmamış olan sevimli takımları önüme koydu. Tanrım, yine hepsi en kısa şortlardandı... gülüp incelemeye başladım. Biri sarıydı ve üstünde mor, sevimli bir ayıcık baskısı vardı. Bir başkası pembeydi ama gri detayları vardı kenarlarda. Aynı şekilde diğerinde de gri, sevimli kedi baskıları vardı. Bunlar gibi birkaç tane daha tatlı takımların arasında gözüme saten bir pijama takımı çarptı. Onu elime alıp inceledim. Diğerleri askılı olsa da bu kısa kolluydu ve düğmeleri vardı. Ayrıca rengi saks mavisiydi. Diğerleri genellikle canlı renkler ya da tatlı pastel renklerdi.

Ben hâlâ oldukça hoşuma giden pijamayı incelerken Yoongi elimi tuttu. "Bu pijamayı kendini hazır hissettiğinde giymeni istiyorum." kaşlarımı kaldırıp şaşkınca yüzüne baktım. "Anlamadım ne konuda hazır olmam gerekiyor?" Yoongi kulak mememi okşarken gülümsedi. "O geceden sonra cinselliğe karşı kendini kapattığını biliyorum. Hazır olman gerekmiyor, kendini zorunlu hissetme yani. Eğer denemek istersen bana söyleyemeyip utanacağını düşündüm. Uyumak için yatağa geçtiğimizde bu pijamayı giyersen ben mesajı almış olacağım. Ama kendini sakın zorlama tamam mı? Hiçbir zaman bir daha sevişmek de istemeyebilirsin denemek de. Ben yine senin yanında olacağım. İlişkimiz cinsellikten ibaret değil sonuçta. Seni her türlü seviyorum ben." gözlerimin dolmasını engellemek için dudaklarımı ısırırken Yoongi'nin boynuna doladım kollarımı.

"Ben de seni seviyorum."

Ensemdeki saçlarımı okşarken kulak arkama da öpücükler konduruyordu. "Shh, ağlama ama güzelim. Hadi uyuyalım artık. Hangisini giymek istersin?" pijamaları kastettiğinde gülüp geri çekildim. "Favorim turununcu bulutların üzerindeki boz ayı. Elle dikilmiş olduğu için çok güzel duruyor." turuncu hariç diğerlerini katlayıp dolaba kaldırdı. Ben de pijamalarımı giydim. Yoongi'nin gözleri anında bacaklarımı bulduğunda utansam bir şey yapmadım. Sevgilimdi sonuçta. Yatağa girip Yoongi'nin de ışıkları kapatıp yanıma gelmesini bekledim. Yerine uzanır uzanmaz beni kendine çekip sımsıkı sarıldı. Kollarının arasında olmak, yazlık pijamaların içinde olsam bile vücut ısısıyla her daim sıcak kalmak, kelebek öpücüklerini hissederken kokusunu solumak... çok güzeldi, çok güzel hissettiriyordu.

***

"Bebeğim, uyanma vakti." yüzümde dolanan parmaklar huylanmamı sağlarken gözlerimi araladım. Yoongi yanda dirseğinin üzerinde durup yukarıdan bana bakıyordu. Kollarımı boynuna dolayarak sırt üstü düşmesini sağladım. "Imm~ biraz daha uyuyalım~" ben Yoongi'nin üstündeyken bu sefer o beni devirmiş ve yerlerimizi değiştirmişti. Bu inatlaşma böyle sürerken yatakta bir sağa bir sola debelenip durduk. Kahkahalarımızın arasında zar zor konuştum. "Tamam tamam ayıldım. Kalkalım hadi." kollarını belimden ayırıp ayaklandı. "Sana köri aromalı yumurta rulosu yaptım. Koş yüzünü yıkayıp mutfağa gel." gözlerimi büyütüp heyecanla tuvalete gittim. İşlerimi hallettikten sonra merdivenlerden dikkatlice iniyordum ki son üç basamak kala dengemi kaybedip düştüm.

Unforgettable Night [YoonKook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin