[Konuk karakter yomamaUvU ]
⚡|Killua
Kraliçe Amaya bizi doğrudan Melek Krallığı'na gönderdi. Size bir şey söyleyeyim mi? Cadı Krallığı'ndan sonra Melek Krallığı'na gelmek adeta cennete düşmek gibiydi.
Şöyle ki, Kraliçe Amaya bizi doğrudan Melek Krallığı'nın meydanına ışınladı. İkimizde feci yorgunduk. Bir süredir uyumuyorduk ve kafayı bozmuş cadılar ile savaşmıştık. Bulutlardan yapılma zemine inince ikimizde göz kırpmak amaçlı kapattığımız gözlerimizi geri açamadık.
Uyandığım zaman kendimi buluttan yapılmış bir yatakta buldum. Doğrulup etrafa baktığım zaman yanımdaki yatakta Gon'un yattığını gördüm. Horul horul uyuyordu.
Yattığımız odanın penceresi yoktu. Sütunlar vardı. Sütunlar pencere görevi görüyordu yani. Oda beyaz ve altın sarısı üstüne kuruluydu. Küvet odanın içindeydi ve odanın her yeri ama her yeri buluttu. Meleklerin temsili işareti bu olmalı. Bulut.
Bu arada ben Melek Krallığı'nda olduğumuz için bu kadar rahatım. Her krallıktan kötülük gelir, Melek Krallığı'ndan kötülük gelmez. Adları üstünde, melekler.
Karnım guruldayınca daha fazla etrafı incelemedim. Yataktan atlayıp Gon'un yatağına ilerledim. Uyandırmak için elimi uzattığım zaman durdum.
Birden gözüme feci tatlı görünmüştü. Aralık dudakları, kapalı gözlerine vuran ışık yüzünden elmacık kemiklerine yansıyan kirpiklerinin gölgeleri, Cadı Krallığı'ndan kalma is kokusuyla harmanlanmış yeşil elma kokusu...
İç çektim.
Bir orman perisinin bu kadar güzel olması haksızlıktı. Tanrılar tarafından kutsanmıştı sanki. Yaşamı boyunca gördüğü muamele bu güzelliğinin suçuydu. Gon çok güzeldi. İnsanı kendine hayran bıraktıracak bir güzelliğe sahipti.
Gözlerim saçlarına kaydı. Bir süredir banyo yapmadığımız için, gerçi ben zaten yapamıyorum suya temas edemediğim için, saçları kirliydi. Büyük ihtimal bu onu rahatsız etmiyordu çünkü hiç şikayet ettiğini duymadım. Yinede kirli saçlarıyla bile mükemmel bir görüntüye sahip olmayı başarıyordu.
Yere diz çöküp sol kolumu Gon'un yatağına koydum. Ardından sağ elimi saçlarına geçirdim. Kirli olmasına rağmen ilk dokunduğum zamanki hissi hâlâ alıyordum.
Saçlarında olan elim bilinçsizce yüzüne kaydı. Ne yapıyordum neden yapıyordum bilmiyordum. Sadece ilk tanıştığımız andaki gibi ona dokunmak istiyordum. Sağ yanağını yastığa gömmüştü. Bende sol yanağını okşadım. Teni yumuşacıktı. Baş parmağım üst dudağına kaydı. Kiraz gibi dudakları vardı. Parlaktı. Asla kaybetmediği şeylerden biri de buydu. Dudakları kırmızılığını, parlaklığını asla kaybetmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peri güzeli ⌘ killugon ✓
FanfictionOrman perisi gibi değilsin. Daha güzelsin, bana özelsin.