GECE'NİN AĞZINDAN..
Alevler yavaş yavaş etrafımı sararken bilincimin kapanmaması için tüm gücümü kullanıyordum.
Bir kez daha kriz geçirmek istemiyordum. Krizlerimden sonra gözlerimi hastane kokusuyla açmaktan nefret ediyordum.
Krizlerimden nefret ediyordum.
Geçmişimden ve hayatımı mahveden alevlerden nefret ediyordum.
Alevlerin içinde dizlerimi kendime çekmiş, gözlerimi kapatmadan iyi şeyler düşünmeye çalışıyodum. Çünkü biliyodum. Eğer kötü şeyler düşünüp gözlerimi kapatırsam açacağım yer yine hastane odası olacaktı. Gerçi bu sefer ölecektim. Bu alevlerin arasından sağ çıkabileceğimi sanmıyordum.
Dizlerimi kendime iyice çektim kulaklarıma avuç içlerimi bastırdım gözlerimi kapatıp "İyiyim. İyiyim. İyiyim." Diye kendimi tatmin etmeye çalışıyordum. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Kafamın içinde her kriz öncesindeki gibi sesler belirmeye başladı. Bunlar eski anılarımın sesleriydi.
Annemin çığlıklarını duyuyodum.
Babamınsa yalvarışlarını dua edişlerini..
Yaklaşık 6 yaşında falandım. Mutlu bi ailem vardı. Kardeşim ben annem ve babam. Sonra nerden çıktığı bilinmeyen bir yangın yüzünden cayır cayır yanışlarını izledim.
Onlar uyuyordu, bense gece tuvalete kalkmıştım. Kardeşim 2 yaşında falandı. O yüzden annemlerin yanında yatıyordu.
Evimiz 2 katlıydı. Güzel bi evde oturuyorduk. Onların odası yukarı kattaydı. Bense aşağı katı daha şirin bulduğumdan orda uyumak için annemleri ikna etmiştim.
O sırada yukardan büyük bi çatırdı geldi. Yavaş adımlarla yukarı çıkarken, evin sıcaklığı artıyodu. Yada ben heyecandan öyle sandığımı düşünmüştüm. Zaten zor nefes alıp veriyordum. Sanki bi güç tüm oksijenimi çekmiş gibiydi. Merdivenlerden çıkarken turuncu bi ışık gördüm.
Biraz daha ilerleyince alevler görüş açma girmişti. Avazım çıktığı kadar bağırarak dışarı çıkıp komşulara haber vermiştim. Eve girmeme ne kadar izin vermeselerde aradan kaçıp yine çıkmıştım yukarı.
Annemin bağırışları daha da netleşmişti. Beni alevlerin arasından zorlukla seçmeye çalıştığını farkettim. Çünkü sesleri kesilmiş ve alevlerin arkasından bağırışlarımı duymuşlardı. Ben onlar beni merak etmesin diye bağırarak "İyiyim. İyiyim anneeee. Siz iyi misinizz ?" Diye bağırıyordum.
Ama o sırada aramıza tavandan koca bi tahta düştü ve beni tutup çeken bi elle kendimden geçtim. Gözlerimi açtığımda bembeyaz bi odadaydım. Başımda dikilen teyzemi görünce sevinmiştim. Teyzem bana herşeyi anlatırdı. Hem kıyamazdı da bana zaten hiç.
"Teyzoş annem nasıl. Boğazı çok ağrıdı mı ? Çok bağırdı o. Babam nasıl ? Uykusunun içinde uyandırılmaktan nefret eder o bize çok kızardı bu yüzden. Kardeşim nasıl ? Geceleri çok ağlıyor zaten, çok korkmuştur o. " Ben bunları söylerken, teyzemin gözünden bi damla aktı ve daha önce aktığı belli olan damlaların izlediği yolu izledi. Damlalar birbirini takip ederken teyzem bana doğru eğilip sarıldı. Çocuktum. Neler döndüğünü bi türlü anlayamamıştım. Sonra teyzemi ittirerek uzaklaştırdım ve "Teyze neden konuşmuyosun ? Küstük mü yoksa ? Annemler neden burda değil ? Bak şimdi hemen gelirlerse onlara küsmem. Eğer gelmezlerse küserim. Bak küserim valla billa baak. " Teyzem yüzüme dikkatlice baktı ve "Kuzum. Bundan sonra beraber kalalım mı ? Bizim evimizde ? İster misin ?"
Bense " Teyze istemiyorum ben sadece annemi istiyorum. Kollarına beni yine alsın istiyorum. Nerdeler teyze annemi çağır bana lütfen." Diyerek bu sefer ağlamaya başladım. Teyzemse "Bitanem. Onlar artık cennette. Onlar gitti. Hani sen mezarlıkları çok seversin ya gecem. Senin en sevdiklerin, sevdiğin yere gitti. Sen iyi ol. Ben seni onların yanına götüreceğim. Söz bak."İşte o zaman anlamıştım. Seni bırakmayız deyip hep koruyan bir ailem yoktu artık. Onlar beni bu kocaman dünyada tek başıma bırakıp cennete gitmişlerdi. Cenneti benden daha mı çok seviyolardı ? Neden beni değil de cenneti seçmişlerdi ?
O sırada bu anı bulanıklaşmaya ve yerini farklı bi anıya bırakmaya başlamıştı.
Kahkaha atan kendimi görüyodum. 16 yaşındaydım. Hayatımın baharında. Ve çok aşık olduğum çocukluk aşkım Kayra..
Ama Kayra 18 yaşındaydı. Benden de deliydi.Öyle güzel bir yüzü vardı ki, bembeyaz tertemiz.
Teyzemle yaşamaya başlamıştım. Bazı şeylerin acısı kalsa da çoğu şeyi atlatmıştım.
Anımdaysa ben teyzem Kayra piknik yapıp eğleniyorduk.
Sonra kayra bir anda beni evine davet etti.. Beraber uyuyalım demişti. Bense buna inanmıştım.
Ama hep saf bi kız olmak zorundaymışım gibi o eve gidip herşeyimi kaybettim o evde. Herşey yolunda giderken, kız olarak girdiğim evden kadın olarak çıkmıştım. Oysaki ben herşeyin yoluna girdiğini bu hayatta artık hep mutlu olacağımı düşünmüştüm.
O evde yaşanılan tecavüzden sonra, Kayrayı bi daha görmedim. Zaten sürekli kriz geçirdiğim için beni hastaneye yatırmışlardı.
Oraya yatırmaları birşeyi değiştirmemişti. Ne zaman kötüleşsem, duygusal acımı dindirmek için vücuduma fiziksel acı vererek kendimi rahatlatıyordum. Bu benim ilk vücuduma zarar verişim değildi.
Annemler öldüğünden beri kendime bunu hep yapardım. Zaten çocukken de düşüp dizlerim yarıldığında kendime daha çok acı vermek için yarama parmağımı bastırırdım.
Anılar bu sefer tamamen silikleşti ve yine alevleri gördüm. Artık yaşamak da istemiyordum zaten. 21 yıllık hayatımda annemler öldükten sonra hiç bişey yolunda gitmemişti. Artık onların yanına gitmek istiyordum. Yıllardır her gece rüyamda gördüğüm ailemin yanına gitmeliydim.
Ama o el yine izin vermedi buna. Sarsıldığımı ve alevleri yararak geçtiğimizi farkettim.
Gözlerimi açtığımda yakışıklı bi çocukla karşılaşmayı beklemiyordum. Ama o an çocuğun yakışıklılığı umrumda bile değildi. Benim o an tek düşündüğüm şey beni yangından kurtarmasıydı. Neden kurtarmıştı ? Ben ölmek istemiştim. Zaten yeterince ağırdı. Krizlerim, geçmişim.
İstemiyordum ki ben yaşamayı.
Çocuk sevecen bi yüz tipiyle "Neden kaçmaya çalışmadın yangından ? İstesen kaçabilirdin. Neden kaçmak yerine orda öylece oturup ölmeyi bekledin ? "
" Bunun senin ilgilendirdiğini sanmıyorum. Neden çıkardıysan beni ordan sanki. " deyip kalkmaya çalıştım beni yatırdığı çimlerden. Ama başım o kadar kötü dönüyordu ki kalkmak mümkün değildi.
"Aa ama haksızlık etme. Böyle bi güzelliğin heba olmasına göz yumamazdım. "
Deyip göz kırptı gizemli olduğunu düşünen çocuk. Göz kırpması beni rahatsız etmişti ama önemsememeye çalıştım.İçimden bir ses burdan uzaklaşmamı söylüyordu. Zaten benimde burda bu çocukla daha fazla durmak gibi bir niyetim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYUS
Teen FictionBir acı bu kadar acı olabilirdi. Bu kadar boğaz yakardı anca. Çarelerin bile çaresiz kaldığı bazı hayatlar vardır. İşte o hayatlar için, hayal kavramı anlamsızdır. Sadece acı kavramı anlam kazanır, kazanmak zorunda bırakılır.. Bi insan ne her zaman...