Uyandığımda yatağımdaydım ve Mert yanımda değildi. Sanırım gitmişti. Kalkıp yatağımı düzelttim. Karnımın ağrımasından, acıktığımı anlamıştım. Bu aralar az yemek yiyordum. İştahım yoktu. Mert'i görünce zaten O'ndan başka bir şey düşünemiyordum. Aç olduğumda açlığımı unutuyordum. Bugün güzel bi kahvaltı hazırlayıp, çok güzel bi kahvaltı yaparım. Bi haftadır alışverişe gitmiyorum. Evde pek sebze, meyve kalmamış. Marketede giderim. Sonrada Mert'le vakit geçiririm.
"Günlük planımı yaptığıma göre harekete geçebilirim artık!" diyip merdivenlerden inmeye başladım. Dün Mert mutfağı topladığı için gayet rahat bi şekilde kahvaltıyı hazırladım. Çayın altını kapattıktan sonra kapı çaldı. Mert'in geldiğini düşünerek kapıya koştum.
Kapıyı açtığımda Can'ı karşımda buldum. Selam vermeden: "Bugün planın var mı?" diye sordu. Aslında bi planım vardı. Ama o an şaşkınlıktan hiçbir şey söyleyemedim.
Benim konuşmama fırsat vermeden Mert: "Evet var. Hemde benimle." dedi. İşte benim Kahraman'ım yaa :D
Kimseye hayır diyemediğim için çoğu kez istemediğim yerlere gitmek zorunda kalıyordum. Belkide bu seferde hayır diyemeyecektim ve Can'ın planına dahil olacaktım. Ama benim kahramanım beni bu dertten kurtarmıştı.
Gerçekten bi plan yapmış mıydı acaba? Yani tamam gerçekten romantik birisi. Ama her gününüde benle geçirmesi, ne biliyim biraz tuhaf geliyordu. Gerçi babasından ayrı yaşıyordu ve anneside yoktu. Sanırım bu yüzden her gün benleydi. Gerçi hoşuma gidiyordu böyle olması. Bana gerçekten değer veren birini yanımda görmek harikaydı tabiki.
Can : "Anladım. Ne diyim başka birini buluruz." dedi. Amacı benimle vakit geçirmek değildi bu çocuğun, bi kızla vakit geçirmekti. Söylediklerinden de anlaşılacağı gibi Can arkadaş olunabilecek bi insan değildi.
Can giderken Mert'te içeri girip kapıyı kapattı. Birazcık sinirli gibiydi. Can'ı sevmiyordu. İyi bi insan olmadığını biliyordu. Benim etrafımda dolaşmasıda hoşuna gitmiyordu tabiki. İçeriye geçtiğimizde Mert'e bir planı olup olmadığını sordum. Gerçekten yapmışmıydı yoksa brni Can'dan kutarmak için mi, öyle demişti.
Tabiki romantik sevdiceğimin bir planı vardı. Yüzündeki gülümsemeden bu anlaşılabiliyordu. O tatlı tatlı bana gülümserken bende hayran kalmış onu izliyordum. Neyseki karnımdan gelen açlık sesleriyle irkildim ve artık mideme yemek göndermem gerektiğini farkettim.
Mert'le birlikte kahvaltı ettik. Yine benim becerikli sevdiceğim mutfağı toplamama yardım etti tabii. Onun bu huyunu seviyordum. Çoğu erkek böyle bir şeyi yapmaz. Yani odun olurlardı. Ama benimki çoook romantikti. Ben nasıl bir iyilik yaptımda Mert benim oldu acaba diye düşünmüyor değilim. :))
Mert bugün sinemaya gideriz diye düşünmüştü. Ama benim önce alışveriş yapmam gerekiyordu. Mert'te: "O zaman önce alışverişimizi yapalım, sonra gideriz sinemaya balım." dedi. Yani ev işlerinin çoğunu Mert ile birlikte yapıyorduk. Hatta çoğunu o yapıyorda denilebilir. Tam bir koca adayı be!! :D
Aaa, ne diyorum ben. Resmen evlilik hayali kurdum. Hiç yapmadığım bir şey. Uzun vadeli hayal kurmazdım ben. Ama Mert hayatıma girince bütün dengelerim bozuldu. Ama bu durumdan rahatsız değilim tabii. İyi ki de girmiş hayatıma. Onunla o kadar mutluyum ki. Mutlu son olmasın ama. Sonu gelmesin sevgimizin,aşkımızın. Çünkü hala mutlu olduğumuza göre zaten sona gelmemişiz demektir. Hiçbir son mutlu değildir.
Bir yandan bunları düşünüp bir yandanda kıyafetlerimi değiştirmek için odama çıkmıştım. Mert'i yine bekletiyordum. Ama elimden geldiğince hızlı olmaya çalışıyordum.
Beyaz, arkası dekolteli bir elbise giydim. Saçlarımı ördüm. Çok tatlı göründüğümü düşünüyorum. Hemen merdivenlerden inmeye başladım. Mert biriyle konuşuyordu ve sinirliydi. Tam olarak kimle konuştuğu görünmüyordu. Bir iki basamak daha indikten sonra kim olduğunu gördüm. Korktuğum şey başıma gelmişti. Buraya gelince kurtulurum sanmıştım ve bu yüzden aklımdan bile geçirmiyordum. Onu tamamen unutmaya, onun yüzünden mahvolan günlerin acısını çıkarmaya çalışıyordum. Ama olmamıştı. Yine mi acı çeken ben olacaktım. Mert bırakıp gider miydi? Yoksa yanımda kalıp herşeyi dinler bana hak verir miydi? Ben ona çok alışmıştım. Oda bana birazcık aşıksa eğer yanımda olurdu zaten. Ama şuanda çok sinirlenmişti. Çünkü ben geçmişimdeki bu pislik adamı ondan saklamıştım.
Çok üzgünüm Mert. Çok üzgünüm. Kendime bile itiraf edemediğim korkuları nasıl olurda sana söylerdim ki. Beni affet. Seni seviyorum..