•11: Kaçmayı istemek•

913 167 4
                                    

Lalisa arayıp Jimin'in, onun erkek arkadaşı gibi davranmayı kabul ettiğini söylediğinde, Taehyung'un ağzı açık kalmıştı. Jimin'in halkla ilişkiler uzmanına kahkahalarla güleceğini ve imajını düzeltmek için başka bir yol bulmaya çalışacaklarını düşünmüştü. Belki Jimin hakkında haklı çıkmıştı; o da, dikkat çekmek için kendisiyle birlikte olmak isteyen diğerlerinden farklı değildi.

Çok yazık.

"Adım atıp duruyorsun." Lalisa'nın sesi sinir bozucuydu.

Taehyung durdu ve pencereden, kalabalıklaşan caddeyi bölen, bakımlı parka baktı.

Birkaç parçadan oluşan kanepede oturan Lalisa iç çekti. "Bu gelişmeden mutluluk duymalısın."

Onu mutlu eden tek gerçek, arayıp bulmasına gerek kalmadan Jimin'i yeniden görebilecek olmasıydı. Ne rezalet bir durum!

"Evinin Jimin'in dairesinden çok daha güzel olduğunu söylemeliyim. Onun renklere karşı... bir saplantısı var. Duvarları mavi, kırmızı ve sarı. Kanepenin üstündeki yastıklar gökkuşağının tüm renklerine sahip. Kendimi Susam Sokağı'nın bir bölümünde gibi hissettim."

Pencere camına yaslanan Taehyung'un dudakları hafif bir tebessümle kıvrıldı ve kollarını kavuşturdu.

"Ve bir kedisi var." Lalisa ürperdi. "Küçük bir köpek boyunda olan bir kedi."

Taehyung kedilere pek düşkün değildi; köpekleri daha çok severdi. Yine de kuşkusuz kedileri Lalisa'dan daha dayanılabilir buluyordu. Kapıya yumuşak, neredeyse tereddütlü bir şekilde vuruldu. Taehyung pencerenin önünden döndü ve saçını düzeltti. Duvardaki saat yediye bir dakika kaldığını gösteriyordu.

"Açacak mısın?" diye sordu Lalisa.

Taehyung kadına bir bakış attı. "Onu sen davet ettin. Senin fikrindi."

"Bu tarz bir tutum işe yaramayacak Taehyung. Kapıyı aç."

Jimin.

Yüzündeki hafif pembelik yanağında ve burnunda Taehyung'un daha önce fark etmediği ufacık çilleri ortaya çıkarmıştı. Daha sonra dışarı çıkmaları gerektiği için ağırbaşlı, koyu yeşil bir triko takım elbise giymişti, siyah spor ayakkabıları ciddi havayı yumuşatmıştı ama iyi görünüyordu.

Gerçekten iyi görünüyordu.

Jimin'in gözleri ileriye odaklanmıştı ama Taehyung'u görmüyordu. "Geç kaldıysam özür dilerim," dedi.

"Geç kalmadın." Taehyung yana çekildi ve inanılmayacak kadar uzun bir süre sonra, ilk kez kendini gergin hissetti. "Bir şey içmek ister miydin?"

"Evdeki en sert içkiyi," dedi, sürtünerek yanından geçip telefonunu mutfak tezgâhının üstüne bırakarak.

Taehyung derin bir nefes aldı, çiçek kokusu onda arzu uyandırmıştı.

Taehyung dolaba döndü ama Lalisa birdenbire ortaya çıktı. "Şu an, alkolün iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum."

Jimin kaskatı kesilerek kadına döndü. "Bunu yapmamı bekliyorsan, bir içkiye ihtiyacım var. Gerçekten sert bir içkiye."

Taehyung nasıl hissetmesi gerektiğinden emin olmayarak dolaptan bir şişe Grey Goose ve bardak çıkardı. "Bu gece eğlenceli olacağa benziyor." Bardağa içki koydu ve Jimin'e uzattı. "Başlamak için sabırsızlanıyorum."

Parmakları hafifçe birbirine dokunurken Jimin gözlerini kısarak ona baktı. Hızla geri çekilince azıcık içki bardağın kenarından parmaklarına döküldü. Taehyung o parmakları yalamak için neler vermezdi. Bayan Titiz'in bunu onaylayacağından kuşku duydu. Bu arada Jimin Taehyung'a bakmıyordu, bakmayacaktı da.

Tempting the player||VminWhere stories live. Discover now