Bölüm 34

737 38 9
                                    

tae;

"Beni tekmelemeyi kes!" diye göbeğinme bağırdım, gecenin ortasında karnımdaKİ şişliğe baktım, "İkinizin uyanık kalması için çok geç. Uyu ya da Tanrı'ya yemin et, ikinizi dışarı çekip tekmeleyeceğim!"

Bir tekme daha oldu.

"Aynen öyle, evet, yapacağım..."

Jungkook evde değildi. Kayıt yapmaya gitmişti ve dairenin kendisime ait olduğu için mutluydum. Ama bebekler uyumama izin vermiyordu ve kendi karnımı tokatlamak üzereydim.

Etrafıma bakındım ve gözlerim Jin'in bana verdiği çizgi romanları buldu.

O sinir bozucu biri...

"Çocuklar yatmadan önce masalları severler. Eğer uykunuzu bölerlerse, onlara okuyun." demişti.

karnıma okuma düşüncesine gülmüştüm ama şimdi o kitaplara uzandım ve bir tane aldım.

"İyi, burayı dinle. Tahmin et seni ne kadar sevdiğimi," diye homurdandı Taehyung...

...kitabın adı, "şimdi dinleyin..."

Bir elimi karnımın üzerine koyarken diğer elimde kitabı tutarken buldu kendini. Hikaye güzeldi ve kendimi onun içinde buldum. Bebeklerin duyması için yüksek sesle okudum ve tekme yarıda kesildi...

Gülümseyerek karnımı okşadım, "Beğendin mi? Güzel. Baban sana her gün okuyacak..." Çocuklar için her günokuyamayacağımı düşününce yüzümdeki gülümseme silindi. Çocuklar beni tanımayacak.

Jungkook ve şirket, bebekleri asla göremememi sağlayabilirdi. istediğim gibi değil ama... bir yanım bana bebeklerim doğduktan sonra asla göremeyeceğimi hatırlattı. Hemen gidecektim. Onları asla tutamayacaktım. İstediğimden değil ama...

Bir yetim olarak , onları şımartacak birine sahip ebeveynleri olan çocukları her zaman kıskanmıştım. Etrafımda ölümsüz bir aşk olan. Kendi kendine, çocuklarının her zaman o sevgi dolu varlık olarak sahip olacağına söz vermiştm ama...

Yapmayacağım . Jungkook'la mutlu bi aile olamam.

çocukları ayırt etmeyi asla öğrenemeyecektim. Ağladıklarını asla duyamayacaktmı. Baba dedikleri kişi ben olmayacaktım.

ben onların evi olmayacaktım.

Kim olduğumu asla bilemeyeceklerdi.onlarla bir daha karşılaşırsam onları tanıyamazdım.

"Ben sizin babanız olmayacağım..."

"Kim olacaksa, onlara bu hikayeyi sevdiğini söyle." aniden gözlerimde biriken yaşları hissederek mırıldandım. Telefonunumu aldım ve David'i aradı.

"Evet bebek?" uykulu bir sesle mırıldandı david

"Bebeğimiz olduğunda, onlara isim verebilir miyim? lütfen?" diye sordum.

"Ne? Taehyung, elbette isimlerini verebilirsin," diye mırıldandı David, "ikimiz de isimlerini koyacağız. Ve 'Bil bakalım seni ne kadar seviyorum' yazacaklar, tamam mı?"

burnumu çektim, "ve bu bebekler... ah hayır doğduktan sonra onları görmek istemiyorum. Bir kere bile. Tamam mı?"

"taehyung..," dedi David." tamam Seni ondan önce çıkaracağım."

"seslerini duymak istemiyorum," diye fısıldadım, karnıma bakarak, çatlakları elimle okşayarak, "Onların önümde gerçekleşmesini istemiyorum....yüzlerini görmek istemiyorum. Nasıl göründüklerini, kime daha çok benzediklerini ya da kime ait olduklarını görmek istemiyorum. Bunlar umurumda değil."

"Taehyung," David içini çekti, "gelmemi ister misin?"

"Hayır," başımı salladı, "Jungkook yakında evde olacak. Seni sonra arayacağım, David."

"Seni seviyorum Tae," diye mırıldandı David.

"Görüşürüz David," aramayı kestim. Artık tamamen uyanmıştım ve canı çikolatalı bir şeyler istiyordu. Jungkook'u aradım.

"Hey kaplan," Jungkookun sesi neşeli geliyordu, "bu kadar geç saatte ne yapıyorsun?"

"Kruvasan istiyorum," diye sızlandım.

Jungkook güldü, "hemen geliyor bebeğim. Senin için getireceğim."

"Eve ne zaman geliyorsun?" derken mutfağa gittim, "Yalnızım ve sıkıldım."

"Otuz dakika sonra orada olacağım, şimdi gidiyorum," Jungkookun sesi nefes nefese geliyordu, "yakında görüşürüz Tae."

gülümseyerek "görüşürüz" dedim.

*

Jungkook eve çikolatalı kekler ve kruvasanlarla dolu iki kese kağıdıyla geldi. Üç çeşit erişte vardı. kruvasan yemeye giderken soslu erişteleride mideye indirdim. yemeğimi yerken Jungkook gülümsedi ve ağzımı sildi.

"Yavaşla." dedi Jungkook gülerek. ayağa kalktı ve üzerini değiştirmek için yatak odasına gitti.

kekleri yiyerek peşinden gittim. '' biraz istermisin?'' diye sordum.

'' hayır'' diyerek gülümsedi . , "gel, uyuyalım. Yorgunum."

'' dışarda bir şey yedin mi?'' diye sordum ağzım doluyken.

Jungkook garip bir şekilde gülümsedi, "Yemedim. Senin istediğini almadan önce dükkanlar kapanmasın diye acele ettim. Bu yüzden akşam yemeğini kaçırdım."

çiğnemenin ortasında durdum. "Söyleyebilirdin ve paylaşırdık! Hepsini yedim." dedim.

"Sorun değil." dedi jk el sallayarak.

'' hayır sana yemek hazırlicam '' dedim

'' oh tanrım hayır!' dedi jungkook itiraz ederek. '' ben kendime ramen yaparım sen uzan lütfen. ''

'' ben tezgaha oturacağım ve sende ramen yapıcaksın'' dedim . '' tamam mı?''

Jungkook gülümsedi, "Tamam bebeğim."

PREGNANT// taekookWhere stories live. Discover now