Esther dışarı çıktı. Klaus yerde yatıyordu. Mikael ise Klaus'un başında öylece bekliyordu. Gözlerinden yaş akıyordu birkaç damla. Esther'da ağlamaya başladı. Yanmış ve kurumuş bedenin yanına gitti. Sarımsı saçlarını okşadı. Her ne kadar Klaus ailesine karşı kibir ve nefret beslesede Esther oğlunu hiç sevmekten vazgeçmedi. Çok geçmeden Elijah, Rebekah, Kol ve Finn de Klaus'un yerde yatan bedenini gördü. Rebekah inanmak istememişti. Abisi ölmüştü. Babası onu öldürmüştü. Mikael kendini tutamadı. Ağlamaya başladı.
-"Böyle olmasını hiç istemedim oğlum. Sana gerçek bir baba olamadım. 1000 yıl boyunca seni öldürmek istedim. Seni kıskandım. Sana nefret besledim. Ama seni hep bir parçam sevdi Niklaus. İlk doğduğunda bana hayat verdin. Gözlerindeki savaşçı ruhunu gördüm. Ama benim oğlum olmadığını öğrenince kendime çok kızdım. Seni kendimden uzaklaştırdım. Bir Kurt adamın oğlu olduğunu öğrenince gerçek babanı öldürdüm. Affet beni Niklaus. Affet." dedi Mikael.Hayley Hope'a bakmaya gitmişti. Hope çok kötü bir şekilde ağlıyordu. Susmak bilmiyordu. Bunun bir sebebi olmalıydı. Masmavi gözleri babasına benziyordu. Elijah geldi. Hayley şaşırdı.
-"Klaus öldü Hayley. Babam onu öldürdü."
Hayley şok oldu. Klaus ölemezdi. Ne yapar eder hep kazanırdı ama Elijah ciddiydi. Ağlamaya başladı Hayley.
-"Görmek istiyorum. İnanmam !" diye bağırdı.
Marcel de tekrar krallığına geçti. Bu onu mutlu hissettirdi.Rebekah abisinin bedenini alıp gitti. Bataklıkta Elijah ve Hayley karşıladı onu. Hope babasının bedenine yaklaştı. Yanına uzandı ve kalkmadı birdaha.
-"Klaus gitti. Abim gitti. Duyuyormusun Elijah ! Nik gitti !"