Yeosang öpücüğü nefes alamadığı an durdurmuştu. Gözlerini nazikçe açtı. Durduk yere kendisine neden bu kadar yakın olduğunu merak etti ama asıl merak ettiği onu neden öptüğüydü.
Gözlerine değen kahveler ile bakıştı uzun süre.
"Jongho-"
"Seni seviyorum Yeosang."
Yeosang duyduğu şey ile gözlerinin sonuna kadar açılmasına engek olamadı.
"Ne?"
"Duydun işte. Seni seviyorum. Varlıklı olmana rağmen senden daha az bütçeli insanlara bile saygılı davranmanı, kimin ne giydiğini ve kimin ne olduğunu umursamayıp kalplerinin güzelliklerine odaklanmanı seviyorum."
Sarışın olan gözlerini kırptı bir süre. Ilk kez böyle bir şey söyleniyordu ona... Ve bu açıkçası hoşuna da gitmişti.
"Ben de seni seviyorum Jongho."
"Bunu biliyorum zaten."
"Ah- ne?"
"Hyunjin. Eğer o bana söylemeseydi sana açılamayacaktım."
"Oh... Onu öldüreceğim."
"Bence bunu yapma çünkü şuan birbirimize açılmamızın tek sebebi o."
"Haklısın..."
Jongho gülümseyerek sarışını kucağına çekti. Başını boyun girintisine yerleştirdi ve sarı tutamları okşadı.
"Ona teşekkür edeceğim aklıma hiç ama hiç gelmezdi..."