Kırk İkinci Bölüm; Doğum Günü Sürprizi

344 31 180
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

2 Hafta geçmişti. Havalar serinliğini korurken yeni bir aya girişimizi yapıcaktık. Bugün 29 Nisan'dı. Ve benim doğum günümdü...

Geçen 3 haftada Dazai'den ne kan, ne de mektup alabilmiştim. Bugün günlerden pazartesiydi ve müdür Frankenstein'in odasının önündeydim. Her hafta başı olduğu gibi bu seferde kapı önündeydim ve kapıyı aynı şekilde tıklatmıştım.

Odadan yükselen "Gel!" sesi ile kapı kolunu indirdim ve odaya adımladım. Etrafıma bakınırken paket görmeyi umdum ama o kahve paketi görememiştim. Umutsuzluk ve âni gelen üzüntü ile yüzümü asarken, Frankenstein yanıma geldi ve elini omzuma koydu.

-Yine gelmedi, Chuuya-kun.

Umutsuzluk ile gözlerimi yumdum ve başımı eğip odadan çıktım. Bir müddet kapının önünde dikeldim. Ardından derin bir nefes verip gözlerimi araladım ve koridora doğru adımladım.

Onu çok özlemiştim. İlk gönderdiği notu cüzdanımda, ikimizin beraber çekildiğimiz fotoğrafının önüne koymuştum. Cüzdanımı da her açtığımda notu akuyuor ve ufak buseler konduruyordum.

Onu çok özlemiştim...

Tam 1 ay onu hiç görememiştim...

Ve benim kalbim acıyordu...

Sınıfa vardım ve kapıyı açıp içerisine adımladım. Etrafıma bakınmadan başım önde bir şekilde sırama ilerledim ve Hinami'nin önünden geçip sırama oturdum. Başımı ellerimin arasına alıp iç çekerken, Hinami telefonda Tao ile mesajlaşmayı bırakıp, elini omzuma koyup sıktı. O, merakla bakınırken yavaşça fısıldadım.

-Gelmedi...

-Chuuya-kun...

Hinami üzülürken, sol elini sol omzuma uzattı ve sağ elini sağ omzuma koyup bana sarıldı. Başını sağ omzuma yaslarken, konuştu.

-Dazai-kun, vampirlerin Lordu. Bu yüzden işlerinin arasından sıyrılıp sana yazamamış olabilir. Chuuya-kun, eşi olarak ona destek olman ve ayakta durman gerekiyor. Anlıyorsun değil mi?

-Evet, Hinami.

Onayladıktan sonra başımı hafif çevirip bana endişeli bir şekilde bakan Hinami'ye döndüm ve devam ettirdim.

-Teşekkürler...

Hinami yüzüme masum gülümsemesini sunup ayrıldı ve telefonuna bakınıp konuşmaya başladı. Ben ise çoktan dikelmiş ve arkama yaslanmıştım.

-Tao mesaj attı. Bu akşam tüm herkesi toplayıp evde buluşacakmışız.

-Peki... Sizi kendi doğum günü sürprizime götüreceğim. Ne kadarda heyecanlı ha?

-Öyle deme Chuuya-kun... Hepimiz senin mutlu olmanı istiyoruz.

-Biliyorum..

Masaya diktiğim bakışlarımı hafif tebessüm ile Hinami'ye çevirdim ve tebessümümü büyütüp gülümsedim.

-Bu yüzden sizleri seviyorum ya?

Konuşmam üzerine Hinami telefondan bakışlarını çekip bana baktı. Yeşil gözleri sevinçle parıldarken, büyük bir tebessüm ile adımı seslenip üzerime atladı ve sırada sarılmış olduk. Omzuma yaslı bir şekilde gülümsemeye devam ederken hafif kıkırdıyor, kıkırdamaları ise de ben gülmeye başlıyordum.

Evet, sevgili eşim meşgul olabilirdi. Bunları göze alarak buraya gelmiştim. Bu yüzden ağlayıp sızlanmak yerine önüme bakmalıydım.

Ve bu, en doğrusuydu...

          

Geçen 2 ders saatinin ardından saat 14.45'ti. İç çekip esnedim ve kapşonlumu üzerime geçirip Hinami ile çıkışa ilerledik. Çok geçmeden de okulun bahçe kapısına ulaşmış ve ikizlerin karşısına dikilmiştik.

-Selam!

Hinami'nin Tao'ya gülümseyerek ve el sallayarak seslenmesine, Takeo sinirlenirken ben anlamsızca bakınmaya başlamıştım. Takeo öne atılıp el sallayan Hinami'nin elini tuttu ve hızla indirdi. Tao utanç ile başını eğerken Takeo konuştu.

-Bir ilişkiniz varsa, bunu okulda göstermeyin. Unutma, Tao bir güvenlikçi ve sen bir öğrencisin. Diğer öğrencilerin ilişkinizi öğrenmesi ile tadınızın kaçmasını ister misiniz?

-Oh...

Hinami utanıp başını eğdiğinde gülümsedim ve etrafıma bakındım. Saat 15.00'de dersi olan öğrenciler girişlerini yaparlarken, dersi kalmayanlar ise okuldan çıkışlarını yapıyorlardı.

Tekrardan önüme döndüm ve Tao'ya baktım. Telefondan Hinami'ye mesaj yazıyordu. Hayır, tek değildi. Karşılıklıydı.

Hinami kenar banka oturup gülümseyerek mesajlaşırken, Tao okul duvarına sırtını yaslamış ve gelen bildirimleri cevaplıyordu. Onların bu mutlu haline gülümseyerek bakarken, Takeo'ya baktım. Üzerindeki siyah takım ile yüzü asıktı ve parlak elâ gözleriyle kaşlarını çatarak önündeki kalabalığa bakınıyordu. Korkutucu denebilirdi ama tanıyınca çok sadık ve iyi birisiydi.

Bakışlarımı kaçırıp ilk eldivenli elime baktım. Eldivenimin üzerinden evlilik yüzüğüm ile söz yüzüğümü kavrayıp okşadım. Dazai'i şuan yanımda istiyordum ve istiyordum! Başka birşey değil! Sadece onu!

Düşünceler içerisinde elimi tişörtümün üzerinden sarkan parlak sarı kolyeye ve yüzüğe attım. Elimde tutarken, hafiften sıktım ve kolyeleri tuttuğum elimi öptüm. Gözlerim kapalı iken duyduğum ses ile başımı hafiften çevirdim ve gözlerimi araladım.

-Akutagawa, Atsushi... Sizde mi geliyorsunuz?

-Eğlence olucağını söylediler! Gelmesek olmazdı değil mi?

Elimi kolyelerden çekmeden gülümsedim ve gelen ikiliye bakındım. Atsushi yanıma gelip boynuma sarıldığında, elimi kolyeden çektim ve sarılışına karşılık verdim.

Akutagawa bir müddet yüzüme baktı. Ardından etrafına bakınıp, yeteneğini kullandı ve bana sarılan Atsushi'nin ince belini kavrayıp kendisine çekti. Atsushi söylenmeye başlarken, Akutagawa öksürdü ve bakışlarını kaçırdı. Yaptığı kıskanç harekete bakınıp gülmeye başladım.

Pekala, bu gün daha ne kadar ilginç olabilirdi?

Arkamı döndüğümde hazırda bekleyen guruba baktım. Şimdilik akşam vaktine kadar eğlence vardı ve beraber zaman geçirecektik. Seira ile Rei'nin de çoktan geldiklerini gördükten sonra gülümsedim ve önden adımlayıp ilerlemeye başladım...

İlk toplanma alanımız olan internet kafeye ilerledik. Büyüktü ve kaliyeliydi. Tüm para ise Rei'den çıkıcaktı. Bu yüzden gönlümüzce oyun oynayabilirdik.

Kapıyı açıp içeriye adımladığımda karşıma çıkan silüet ile duraksadım. Fyodor-san bindiği motor ile 3D gözlüğünü takmış ve sanal gerçeklikte motoru hareket ettirip sürüyordu. Yanında ise Mirai-san vardı ki, ikisi büyük bir yarışın içerisindeydiler.

-Gelmişler!

Tao çığlıklı bir ses ile bağırıp Hinami'yi belinden kendisine asılıp internet kafenin içerisine adımlamıştı.

-Fyodor-san'ı bile çağırdınız mı?

-Aslında birçok kişiyi çağırdık. Kunikida-san ve Ango-san'da bu listenin içerisinde. Ama gelirlermi bilmem.

Sweet Blood ~Soukoku♡~ Donde viven las historias. Descúbrelo ahora