Keyifli Okumalar...🖤
2 Hafta geçmişti. Havalar serinliğini korurken yeni bir aya girişimizi yapıcaktık. Bugün 29 Nisan'dı. Ve benim doğum günümdü...
Geçen 3 haftada Dazai'den ne kan, ne de mektup alabilmiştim. Bugün günlerden pazartesiydi ve müdür Frankenstein'in odasının önündeydim. Her hafta başı olduğu gibi bu seferde kapı önündeydim ve kapıyı aynı şekilde tıklatmıştım.
Odadan yükselen "Gel!" sesi ile kapı kolunu indirdim ve odaya adımladım. Etrafıma bakınırken paket görmeyi umdum ama o kahve paketi görememiştim. Umutsuzluk ve âni gelen üzüntü ile yüzümü asarken, Frankenstein yanıma geldi ve elini omzuma koydu.
-Yine gelmedi, Chuuya-kun.
Umutsuzluk ile gözlerimi yumdum ve başımı eğip odadan çıktım. Bir müddet kapının önünde dikeldim. Ardından derin bir nefes verip gözlerimi araladım ve koridora doğru adımladım.
Onu çok özlemiştim. İlk gönderdiği notu cüzdanımda, ikimizin beraber çekildiğimiz fotoğrafının önüne koymuştum. Cüzdanımı da her açtığımda notu akuyuor ve ufak buseler konduruyordum.
Onu çok özlemiştim...
Tam 1 ay onu hiç görememiştim...
Ve benim kalbim acıyordu...
Sınıfa vardım ve kapıyı açıp içerisine adımladım. Etrafıma bakınmadan başım önde bir şekilde sırama ilerledim ve Hinami'nin önünden geçip sırama oturdum. Başımı ellerimin arasına alıp iç çekerken, Hinami telefonda Tao ile mesajlaşmayı bırakıp, elini omzuma koyup sıktı. O, merakla bakınırken yavaşça fısıldadım.
-Gelmedi...
-Chuuya-kun...
Hinami üzülürken, sol elini sol omzuma uzattı ve sağ elini sağ omzuma koyup bana sarıldı. Başını sağ omzuma yaslarken, konuştu.
-Dazai-kun, vampirlerin Lordu. Bu yüzden işlerinin arasından sıyrılıp sana yazamamış olabilir. Chuuya-kun, eşi olarak ona destek olman ve ayakta durman gerekiyor. Anlıyorsun değil mi?
-Evet, Hinami.
Onayladıktan sonra başımı hafif çevirip bana endişeli bir şekilde bakan Hinami'ye döndüm ve devam ettirdim.
-Teşekkürler...
Hinami yüzüme masum gülümsemesini sunup ayrıldı ve telefonuna bakınıp konuşmaya başladı. Ben ise çoktan dikelmiş ve arkama yaslanmıştım.
-Tao mesaj attı. Bu akşam tüm herkesi toplayıp evde buluşacakmışız.
-Peki... Sizi kendi doğum günü sürprizime götüreceğim. Ne kadarda heyecanlı ha?
-Öyle deme Chuuya-kun... Hepimiz senin mutlu olmanı istiyoruz.
-Biliyorum..
Masaya diktiğim bakışlarımı hafif tebessüm ile Hinami'ye çevirdim ve tebessümümü büyütüp gülümsedim.
-Bu yüzden sizleri seviyorum ya?
Konuşmam üzerine Hinami telefondan bakışlarını çekip bana baktı. Yeşil gözleri sevinçle parıldarken, büyük bir tebessüm ile adımı seslenip üzerime atladı ve sırada sarılmış olduk. Omzuma yaslı bir şekilde gülümsemeye devam ederken hafif kıkırdıyor, kıkırdamaları ise de ben gülmeye başlıyordum.
Evet, sevgili eşim meşgul olabilirdi. Bunları göze alarak buraya gelmiştim. Bu yüzden ağlayıp sızlanmak yerine önüme bakmalıydım.
Ve bu, en doğrusuydu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet Blood ~Soukoku♡~
Teen FictionVampir kurguludur, anime ile alakası yoktur. Yetişkin içeriklidir. Ağır Smut içermektedir!!!🔞 Keyifli okumalar...🖤 Bölüm'den bir kesit~ Dazai elini belime attı ve dikkatimi çekmek için biraz belime baskı yaptı. Yüzümü ona çevirdiğimde dudağını bü...