Başkanın verdiği görevle birlikte dünyam kararmıştı.Birşey yiyemez hatta konuşamaz olmuştum.Bu halim evede yansımış olacakki karım "Ne oldu? Sende bir hal var yine," diye sorularla beni sıkıştırmaya başladı.
İlk başta onun canınıda sıkmak istemiyor olsamda ısrarlarına fazla dayanamayıp, olan biteni anlattım.Duydukları karşısında karımın yüzü giderek asılmıştı.Ben bağırıp kızmasını beklerken, o tam aksine dinledikçe suskunlaşmış ve benim kopyam olmuştu.Ev bir ölü çöplüğüne dönüşmüştü bizim için.
Ertesi gün erkenden işe gittim.Belediye binasındaki sessizlik sanki herkesin suikastten haberi varmış gibi izlenim veriyordu.Halbuki ne başkan, ne ben, ne de karımdan başka kimsenin haberi yoktu.Yani ben öyle sanıyordum.
Odama geçip yerleşmiştimki içeriye sekreterim Aynur girdi.Dolgun sarı saçlarını elleriyle düzelterek, birazda bıkkın bir havayla "Süleyman Bey, Hoca Efendi geldiler.Sizi görmek istiyorlar," dedi ve benim "buyursunlar," dememi beklemeden dışarı çıktı.
Biraz sonra kapı açıldı ve içeriye Hoca Efendi girdi.Hoca Efendi bir çok kişi tarafından sayılan, sevilen, muhterem bir zattı.Kendi adına pek çok hayır kurumları açmış, devlet için her türlü hizmete kanat germişti.
Bir iki adım atmıştı ki ayağa fırladım ve hemen gidip elini öptüm.Gayet tok bir ses tonuyla "esselamu aleyküm Süleyman'ım," dedi ve siyah deri koltuğa oturdu.Ben de "selamun aleyküm Hocam.Hoş geldiniz," dedikten sonra yerime geçtim.
Hoca Efendi, sakalını sıvazladıktan sonra direk söze girdi."Hoş bulduk, hoş bulduk.Süleymanım bilirsin seni sever ve sayarım."
Ben, "Estağfirullah hocam," diye lafı kestikten sonra Hoca devam etti."Son olanları ve aldığın görevi biliyorum.Bu görev bizler için çok önemli.Özellikle başkan beyin yaşaması.Zira o, bu devletin yetiştirdiği ender kişilerden birisi, onu korumak bir şeref meselesidir.Kısaca sana diyeceğim şudur ki zor zamanlardan geçiyoruz, aman diyim görevi layıkıyla yerine getir."
Ben "tabiki efendim," dedikten sonra Hoca Efendi ayağa kalktı ve elimi sıktı.Gözlerime minnetle baktıktan sonra geldiği gibi ağır adımlarla odadan çıktı.Belli ki buraya beni yüreklendirmeye gelmişti.Dediklerini düşündükten sonra kendi kendime söylenmeye başladım.
Zor Zamanlar, Zor zamanlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESTAĞFİRULLAH
General FictionBirisi diktatör mü dedi? Ne diktatörü yahu! Ben diktatör değilim. Olmayacağımda, bak göreceksiniz. Ben bir halk kahramanıyım...