Medyada emre.
Mirayın ağzından.
1 hafta sonra. Izmir.
Abimin sesiyle gözlerimi araladım.
- Miray kalk artık Asya geldi.- Asya mı geldi?
- evet.
Yatağımdan doğruldum. Ve Asya odaya daldı.
- mirayyy.- Asyaaaa.
Ona sarıldım.
- seninle bir şey konuşmaya geldim.- evet. Seni dinliyorum.
Gözünden bir damla yaş aktı.
- Miray... Emre...- ne oldu emre ye?
- emre bana saldırdı Miray.
- aynı emreden bahsediyoruz değil mi? Emre ateş?
- ta kendisi.
Daha çok ağlamaya başladı.
- nasıl olur? Arda biliyor mu?
- Hayır. Bilmesini istemiyorum.
- bana baştan sona anlatmanı istiyorum.
- Miray... abim ve berke abi kutlama için herzaman ki bara gitti. Ben de ısrar ettim. Beni de aldılar. Biraz oturduktan sonra sıkıldım. Şoför beni eve bırakmak istedi. Tamam. Ama sahilde biraz yürüyüş yapacağım dedim. Arkamdan gelmemelerini söyledim. Korumam gelmek için çok ısrar etti. Reddettim. Yanıma biber gazı verdi. Iyiki verdi. Sahilde yürüdüm. Kimse yoktu. Arabanın olduğu yöne doğru yürüdüm. Sokağa girdim. Arkamdan gelen ayak sesleriyle arkamı döndüm. Emre yi gördüğüme çok sevindim. Onun yanıma gelmesi için bekledim. Bana saldırdı Miray... bağırdım. Sesimi kimse duymadı. O korkuyla Emre'ye tekme attım. O acıyla kıvranırken cebimden biber gazı nı çıkartım. Sıktım. Ve kaçtım.
Ağlıyordu. Hâlâ inanamıyorum. Emre o. Nasıl yapar? Kardeşim dediği kişinin sevgilisine.
- peki Asya başka biri biliyor mu?
- Hayır. Bir tek sana söylüyorum.
- arda ya söyle...
- Hayır. Olmaz.
- eee. Alpe söyleyelim.
- abim onu öldürür.
- o zaman emre ile ben konuşacağım.
- Hayır olmaz.
- Hayır. Konuşacağım.
- Miray.
- konuşacağım.
- peki konuş.
- şimdi sen git elini yüzünü yıka. Bende üzerimi değiştireyim.
- tamam.
Dolabın karşısına geçtim. Üzerime buzmavisi bir kot, üzerinde denizci şekilleri olan bir tişört ve onun üzerine lacivert bir gömlek giydim. Saçlarımı da at kuyruğu yaptım. Hafif bir mavi-lacivert makyajı yaptım.
Asya da odaya girdi. Beraber kahvaltı için aşağı kata indik. Kahvaltı sonunda masadan kalktım.
- arda ben emre nin yanına gideceğim.
Abim:
- hangi emre.- F4 ten emre.
- hmm. O mu?
- evet.
Arda:
- bende geleyim.
Asya bana kısa bir bakış attı.
- yok sen gelme. Seninle ayrı gideriz.
- tamam. Bende gelseydim yaa.
- arda uzatma.
- tamam be.
Odama çıktım ve yastığımın altındaki telefonumu aldım ve kiliti açtım. Gelen mesajı okumak için mesaj Kutusu ikonuna dokundum.
Gönderen: alpim
Birtanem uyandın mı?
Gönderilen: alpim
Uyandım aşkım.
Gönderen: alpim
Bugün bir şeyler yapalım mı?
Gönderilen: alpim
Yok aşkım dersim var.
Gönderen: alpim
Ders Programına baktım. Dersin yok.
Gönderilen: alpim
Aşkım kardelen le biraz ders çalışıcam sonra Emre'nin yanına gideceğim. Yani günüm dolu. Emre buradayken biraz sohbet edeyim.
Gönderen: alpim
Peki aşkım.
Gönderilen: alpim
Sanki bir trip sezdim.
Gönderen: alpim
Nerden çıktı ya.
Gönderilen: alpim
Peki. Görüşürüz.
Gönderen: alpim
Görüşürüz.
Mesaj Kutusundan çıktım. Rehbere girdim. Emre'yi aradım.
- emre beyin telefonu.
- Emre'ye ver.
- peki...
- efendim Miray.
- emre Neredesin?
- evdeyim.
- izmir de mi?
- evet.
- tamam ayrılma birazdan geliyorum.
Cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım.
Takı kutumdan denizci bilekligimi taktım. Ve at kuyruğu olan saçımi topuz yaptım. Ayna da kendime baktım. Gömleği çıkartsam daha iyi olur düşüncesiyle gömleği çıkartım. İnci küpelerimi taktım. Odadan çıkacak iken bir şey unuttuğumu farkettim. Tabi yaa. Çift bilekliklerimi taktım. Masaya bıraktığım siyah cüzdan çantami aldım ve çıktım. Aşağı kata indim.
- arda maviyi ver.
- masanın üstünde.
Masanın üstünde ki anahtarı aldım. Ayakkabılarımı giydim. Ve otoparktan maviyi buldum. Arabayı çalıştırdım. Emre'nin evine geldiğimde otoparka çektim ve kapıya yürüdüm. Kapıyı sertçe çaldım. Kapıyı hizmetli açtı.
- buyrun. Kime baktınız?
- çekil.
Hızla içeri daldım.
- emre, emre... ,diye bağırmaya başladım. Emre merdivenlerden kafasını çıkartarak konuştu.
- ne oldu Miray ya. Burdayım.
Merdivenleri çıktım. Ve odasına daldım. Arkamdan geldi.
- gel otur şöyle.
- sen ne ara bu kadar aşağılık oldun? Diye gürledim.
- ne oldu Miray yaa?
- bir de ne oldu diyorsun? Ya sen nasıl kardeşim dediğin kişinin sevgilisine, gelecekteki yengene... Emre yapmaz dedim. Inanmam dedim. Ama yaptın. Ya sen nasıl bu kadar haysiyetsiz oldun? Inanamiyorum sana, diye bağırdım.
Utançla başını öne eğdi.
- Özür dilerim.
- benden niye Özür diliyorsun? Özür dinlenmesi gereken kişi ben değilim. Arda dan, Alp ten, en önemlisi Asya dan Özür dile. Ama Özür dilemekle geçmez, diye gürledim.
Derin bir nefes aldım. Tekrar bağırmaya başladım. Ama sesim eskisi gibi gür çıkmıyordu.
- arda sana kardeşim dedi. Ama sen ne yaptın?
Boynumdaki damarların belirgin olduğunu hissediyorum.
Başını önünden hiç kaldırmadı. Odadan tam çıkacak iken Arkamdan seslendi.- Miray.
Arkama döndüm.
- ne var emre?
- ben sarhoştum. Çok içmiştim. Özür dilerim.
- zıkkım iç.
Ona doğru yaklaştım. Sağ yanağına sert bir tokat attım. Resmen beş parmağımın izi çıktı. Kapıyı çarpıp çıktım. Merdivenleri sert bir şekilde indim. Hizmetlinin kapıyı açmasını beklemeden kapıyı açtım. sertçe kapıyı çarpıp gittim. Otoparktan maviyi aldım. Gaza basıp eve döndüm. Çok sinirliydim. Emre bunu nasıl yapardı? O nasıl gelecekteki yengesine yan gözle bakardı? Anahtarımla kapıyı açtım. Ileri girdim. Kapıyı açık bıraktığımı farketmedim.
Arda:- Miray ne oldu sana? Niye bu kadar sinirlisin? Alp bir şey mi yaptı?
- Hayır.
Abim:
- eee ne oldu o zaman?
- Asya affet beni.
Asya kafasını olumsuz anlamda salladı. Arda bir bana bir Asya ya bakıyordu. Abim durumları anlamaya çalışmakla mesguldu.
- arda.!
Derin bir nefes aldım. Ve devam ettim.
- emre nin yanından geliyorum. Emre Asya ya sarkmış.
Ardadan, abimden ve arkadan gelen bir "ne" sesiyle arkadan gelen sesin sahibine bakmak için Arkama döndüm.
- Alp
- onu öldüreceğim.
Evet gençler geç geldi. Ve kısa geldi. Kusura bakmayın. Yeni bir kitaba başladım. Yeni bir çalışmam var. Sınav haftası ve bir çok sorun. Bir sonraki bölümde size yeni kitabım hakkında bilgi vereceğim.