46. Bölüm - Katpatuka

3K 372 346
                                    

@ysmn52 için gelsin bu bölüm de 😘😘😘

Yüksek tepecikten daha kayar gibi aşağıya inerken, çoktan bir ıslık çalıp lanet implerin dikkatini çekmeyi başarmıştım.

Tıpkı diğerleri gibi mide bulandırıcı görünüyorlardı. Üstelik yine elimde tuttuğum tehlikeden habersiz ve ölüme herkesten daha yakın olduklarının farkında bile değillerdi. 

Durduğum an sırtımdaki kılıçları çekip bana doğru koşturan implerden ilkini karşıladım. 

İçten içe gülümsemekten kendimi alamamıştım. O da kendisine zarar veremeyeceğimi düşündüğünden o kadar dikkatsizce saldırmıştı ki, iki kılıcımla birden karnını yardığım saniyede gözlerindeki o boş bakışta bile, bir şeylerin yolunda olmadığını anladığını fark etmiştim.

Onunla daha fazla zaman kaybetmeyip bir sonrakine saldırdım. Bana savurduğu pençesinden belimi geriye doğru kavislendirerek kaçtım ve sonra hızla doğrulup sırtına kılıcımın kabzasıyla sert bir darbe indirerek, bir süre yerde kalacağından emin oldum. Kazandığım süreyi ise arkamı dönüp sonuncusunu karşılayarak kullandım.

Benim kılıçlarıma karşı sadece pençeleri vardı.

Kendilerine olan güvenleri sonları olacaktı.

Savurduğu pençesini tek hamlede bileğinden kesip bedeninden ayırırdım. Ardından etrafımda dönerek son darbeyi gırtlağını, kemikleri gözükecek şekilde derince bir kesikle yararak yaptım.

O sırada çoktan doğrulmuş olan bir önce ki Imp ise şaşkın bakışlarla geri geri giderken, kaçmasına fırsat vermeden üstüne atıldım ve kılıçlarımı karnına sapladım.

Üçünü halletmek toplamda sadece birkaç dakikamı anca almıştı. 

Bir an bile duraksamadan küçük kıza doğru yöneldim. Oturduğu yerde kollarını kendine dolamış, korkuyla sinmiş ve hayretle beni izliyordu.

Yanına çömelip elimi şefkatle yanağına koydum. Teni, yaşadıkları yüzünden bu hava da bile bir ölü kadar soğuk, bedeniyse hala dehşetten titriyordu. Gözlerimi güven vermek ister gibi gözlerine dikip, "İyi misin? Korkmakta haklısın ama artık geçti." diye fısıldadım. 

Benimkileri bulan bakışlarında gördüğüm minnet, boğazımın düğümlenmesine ve lanet Arianlara içten içe sayıp sövmeme sebep olmuştu.

Çoktan, o sırada arkamdan gelen telaşlı ayak seslerini duymaya başlamıştım. Küçük kızın gözleri arkamdaki gruba kaydı. 

Bakışlarından, yaşadığı dehşetten kaynaklanan tutukluğun yerini hızla merkezinde katıksız bir korku olan acıya bıraktığını görebiliyordum. Gözleri doldu ve ağlamak üzere olduğu için çatallı çıkan bir sesle, "Nina." diye fısıldadı.

Bir süre grubun içinde ki kadınla birbirlerine sarılmalarını ve ağlamalarını izlerken, kardeş olduklarını düşündüm.

Ben, iki kardeşin kavuşmasına sanki özel bir an yaşıyorlarmış gibi hissettirdiği için, bakışlarımı kaçırıp elimden geldiği kadar kendime odaklanacak başka bir şey bulma çalışırken, diğer üç adam temkinli gözlerle beni izliyorlardı. 

Birkaç dakika sonra Nina kafasını kaldırıp yaşlı gözlerle bana bakarak, "Teşekkür ederim. Sana minnettarım." dedi.

Önemli değil dermiş gibi omuzlarımı silkerken bakışlarım diğer adamlara döndü.

ALEX +18 (Avesta Serisi 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin