Şu an odada benim için ayrılmış dolaba ve yeni kıyafetlerime bakıyordum. Gerçekten değişmiştim. Eski Gönül yoktu artık. Bambaşka bir Gönül'düm adeta. Artık eskisi kadar pantolon giymiyor , daha çok dizimi geçen ve bacaklarımı tamamen kapatan elbiseler giyiyordum.
Aslında mecbur değildim ama hoşuma gittiği için tarzımıda değiştirmiştim böyle.
Şimdi dolaptan yeşil renkli , diz kapağımı geçen kısa kollu bir elbise giydim. Kısaydı ama diz kapağımı geçiyordu. Giyindim.
Saçlarımıda at kuyruğu yaptım.
Sonra odadan çıktım.Balkonda kimse yoktu. Aşağıya indim. Aşağıda masada ödev yapan Gül'den başka kimse yoktu. Çok sevmiştim onu bu iki ayda.
"Merhaba Gül hanım!"
"Merhaba mutsuz masalın prensesi!"
"Ne yapıyorsun güzel kız ?"
"Öğretmenim ödev vermişti. Ödevimi yapıyorum."
"Ya ne güzel... Peki yardım etmem gereken bir yer var mı?"
"Aslında evet. Şu soruyu sabahtan beri bakıyorum bakıyorum ama yapamıyorum."
"Neymiş bakalım?"
"..."
Gül Hanım'ın ödevine bakacağım o sırada bir kağıt çıktı. Aldım elime. Okudum.
"Mükemmel aşk, insanın kendisini mutsuz edecek kişiyi sevmesidir."
Düşünmeye başladım. Bu yazı oldukça ilginçti. Özellikle Gül hanımın kitabından çıkması dahada ilginçti. Ben tam daldığım an , Gül hanım kitabını toplayıp odasına gidiyordu.
"Gül hanım dur bir dakika ?"
"O kağıdı bana bir abi verdi. Gönül Aslanbey'e ver dedi. Tanımıyorum ama."
Dedi ve gitti odasına. Ben hiç bir şey anlamamış şekilde kağıda baktım. Bu neydi şimdi ?