Yatakta doğrulup komodini karıştırmaya başladım bişey yoktu içerisinde sadece basit karalamalar kalem silgi gibi şeyler vardı dolabına gidip kapaklarını açtım kokusunu duyunca o kadar mutlu olmuştum ki ablamı özlediğimi hissettim ne arıyor ne aramalarıma cevap veriyor ama yine de geleceğine inancım vardı mavi bir elbise gözüme çarptı böyle bişeyin ablamda olduğunu dahi bilmiyordum elime alıp yatağın üzerine koydum ve içinde bir not olduğunu fark ettim "Bu Elbise Dünyada Gördüğüm En Güzel En İhtişamlı En Cesur Kadına Armağanımdır. Seni Çok Seviyorum " isim yok ablama hediyeydi sanırım sevgilisi mi vardı ki yatakta elbiseyi bırakıp makyaj masasını karıştırdığımda bir yüzük ve kolye buldum biri yuvarlak mavi büyük taşlı bir yüzük biri de ortasında mavi taşlı parlak bir kolye yüzüğü ve kolyeyi takıp aynanın karşısına geçtim güzel olmuşlar mıydı bunu Evren ve Rüzgara da göstermek istiyordum elbiseyi dolaba koydum ve hızla odadan çıktım çantamı alıp telefonla Ayaz hocayı aradım bahçeye geçip bekledim yarım saat sonra Ayaz hoca'nın tamamen siyah lüks arabası evin önünde durdu Resim öğretmenisin sen kendine gel neyine bu araba diyesim geliyordu ama adamın parası var demekki alır bahçeden çıkıp arabanın kapısını açtım ve içine bindim Ayaz hocanın gözlerinin kolye ve yüzükte olduğunu gördüm Ayaz hoca arabayı sürmeye başladığında
"yüzüğün ve kolyen ne kadar güzelmiş nerden buldun onları"diye bir soru yöneltti bana
"ablamındı ben de Evren ve Rüzgara göstermek istedim yerine koyacağım geldiğinde"
"bence kazananın açıklanacağı partide de tak bunları yakışmış ablanın güzel bir zevki var"
"aslında fena olmaz bunların elbisesi de var" ufak bir şaşkınlık yaşayıp
"istiyorsan birlikte giy onları ablan için sakıncası olacağını düşünmüyorum" okula varmıştık kapıyı açıp çıkarken
"kızmayacağını biliyorum giyebilirim"
"eminim sana çok yakışacak görüşürüz hadi göster bakalım kolyeni ve yüzüğünü"
"görüşürüz hocam"
Evren ve Rüzgara ilerledim
"merhaba"
"merhaba"
"merhaba aaa Gece bu kolye ne çok güzell eski zamanlardan kalma gibi"
"evet yüzüğü de var bak"
"of bunlar cidden çok güzeller nerden buldun bunları"
"ablamın kolye ve yüzüğü size göstermek için taktım"
"güzel gececiğim bana sormadın ama"
"Rüzgar üzülme seni de seviyoruz kıskanıyor biraz da"
"hahaha"
"hahaha"
"ha ha ha ne komik dalga geçmeniz bittiyse yürüyün geç kalacağız"
Yürüyüp yerlerimize oturduk 1 saatimiz vardı en güzel tabloyu çıkarana ödül olacaktı boyaları tek tek ihtiyacım kadar dökmeye başladım dökdükten sonra sudaki fırçalardan birini alıp boyaya daldırdım ve ay şeklini boyamaya başladım güneş konusunda ne yapabilirdim bilmiyorum ama kafamda canlanan birkaç resim vardı süre bitimine yakın adımı yazarak tabloyu jüri masasına bırakıp dışarda beklemeye başladım yavaş yavaş insanlar çıkarken Evrenle Rüzgar aynı anda kol kola çıktılar
"Gece canım benim nasılsın"
"iyiyim de bu neşe nerden geliyor Rüzgar" kulağıma eğilip
"kesin kazandın resmine bakışlarını görmeliydin"
"belki olabilir"
"ya kızım şu soğuk havanı kır"
"ben soğuk değilim Rüzgar!"
"öylesin yalan söylemeyi kes" gülmeye başladığında yüzüne iğrenir gibi bakıyordum
"tamam tamam gülmüyorum gececik"
"gececik diyor Allahım sen bana sabır ver" Evren söze atladı
"Rüzgar kızla uğraşma"
Gülüşerek ilerledik

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Ay
RomanceKırıldı hayallerim yıkıldı tek tek ölümle burun buruna da geldim yıkılmadım hiç her insan özeldir ve bu özel insanların hikayesi