***"Bence fazla tepki veriyorsun Nishi senpai." Hinata'ya bütün herşeyi anlatmıştım. Tabiki zaman yolculuğunu değil. Toman'a katılmam hakkındaki herşeyi.
Önündeki limonatayı karıştırmayı bırakıp elini yanağına yasladı. "Evet Takemichi onların yanında olduğu için sürekli dayak yiyor ama mutlu da. Onlarla olduğundan beri daha özgüvenli, daha güçlü ve daha çetin. Kabul etmek zor gelsede Takemichi-kun onlarla çok iyi." Hina düşüncelerini belirttiğinde arkama yaslandım.
Başımı gökyüzüne kaldırıp iç çektim. Saat geç olmuştu. "Pekala... Sana güveniyorum Hinata. Seni dinleyeceğim." dedim gülümseyerek.
Hinata gülümseyip ayağa kalktı. "Artık eve gitsek iyi olur." Saate bakıp bana döndü. "Takemichi-kun'la ders çalışacağız."
Bende kalktım ve alışveriş poşetlerini alarak kasaya ilerledim. "Benimde antrenmana gitmem gerekiyor zaten." Hesabı ödeyip arkamı döndüm.
"Nishi-chan! Ben ödeyebilirim!" Hinata'nın elindeki parayı uzatmaya çalışması ve kaşlarını çatması aşırı komik gözüküyordu.
"Ben varken ödeyemezsin ama." Saçlarını okşayıp güldüm. "Hadi gidelim!" Arkamdan söylene söylene gelmesine cevap vermeden ilerledim.
Bir süre sonra eve gitmek için otobüse binecektik ki çok kalabalık geldi. Tabiki para sıçtığım için taksi çevirdim. "Nishi-chan, Takemichi mesaj atmış. Seni aramış fakat ulaşamamış. Nerde olduğumuzu sormuş. Ne diyeyim?"
Kaşlarımı çatıp arka tarafa döndüm. "Ne diye sormuş ki? Takside olduğumuzu yirmi dakikaya eve geleceğimizi söy-" demiştim ki aniden taksinin durması ve ön camın parçalanmasıyla irkildim.