tw : ufak çaplı cinsel gerilim
Baji
Siktir.
Milyonlarca defa hassiktir.
Dakikalar geçse de, yanağıma değen yumuşak dudakların bıraktığı histen kurtulamıyordum. Öptüğü yer, yanıyordu. Minik, pembe dudaklarının böylesine sıcak olabileceğini hiç düşünmezdim.
Soğuk suyla dolu bardağı ısınan derime bastırıp sertçe yutkundum. Tiksinmem gerekirken, neden heyecanlanmıştım ki? Dudaklarının baskısını düşündükçe, kalp atışlarım hızlanıyor ve nefesim kesiliyordu.
Daha önce, annem ve babam hariç, hiç kimse öpmemişti beni. Sert mizacımı bilenler, benden uzak durmayı seçerdi.
Oysa Chifuyu... kişisel alanımı her fırsatta çok güzel sikmiş ve şimdi de beni tamamen sarsmıştı.
Öpmekten bahsedince, dudaklarıma yapışacağını sanmış ve onu kıracak kadar saçmalamıştım ama Chifuyu da fazla abartmıştı. Onun için daha fazla sürünemez, gereksiz tipleriyle uğraşamazdım.
Yani... sanırım.
"Beni yeniden kışkırtırsanız, öpeceğim yerler yanağınızdan ibaret olmaz!"
Benimle resmi bir tonda konuşması, canımı sıkıyordu. Aramızdaki tüm samimiyeti aniden bitirmiş, maskelerinin ardına sığınmayı seçmişti. Öfke ve kırgınlıkla parlayan gözleri ve kızarık yanakları eşliğinde beni öpene dek de soğuk davranmıştı.
Tanrım, baya baya yanağımı öpmüştü ve gerçekten de çok tuhaf hissediyordum.
Kafamı dağıtmak için, Chifuyu'nun çalışma masasında bıraktığı kitaplarına göz gezdirdim ve okumama izin vermediği mangayı aldım.
Bj Alex...
İlk sayfalara göz gezdirirken, hiçbir sikim anlamamıştım çünkü Japonca değildi dili. Aynı şekilde, manga da denemezdi buna. Sinirlenip bir kenara bırakacaktım ki, elimi ağzıma bastırmak zorunda kalmıştım.
Siktir, bu çizimler de neyin nesiydi böyle? Chifuyu, ne zamandan beri böyle sapık şeyler okuyordu? Üstelik, benimleyken?
Kıpkırmızı kesilmiş, sayfaları hızlı hızlı çeviriyordum. Resmen porno dönüyordu burada ulan!
Chifuyu, sen nasıl bi şeysin lan?
Kitabı eski yerine bırakırken çığlık atmamak için alt dudağımı ısırıyordum. Chifuyu, shounen ai dışında hiçbir halt okumuyor sanıyordum ve belli ki çokça yanılmıştım. Chifuyu'nun içinde, gerçek bir sapık yatıyordu.
Götümde gözün mü var yoksa, kedi kılıklı sapık?
Chifuyu, odaya geri dönünce homurdandım. "Ne zamandan beri yaoi okuyorsun sen?"
Ders kitaplarını güzelce yerleştirdi ve omuz silkti. "Eşcinsel olduğumu anladığım günden beri." Soğuk bir bakış attı. "Erkeklerden hoşlanırken, yuri falan mı okumamı beklerdiniz?"
Pekâlâ, işte bunu beklememiştim.
Bozuntuya vermemeye çalışıp ben de omuz silktim. "Okuyup okuyup sapıtma da."
Sapıt, lütfen sapıt.
Kaşlarını çatıp üstüme üstüme yürüdü ve sırtım duvara değene dek de duraksamadı bile. "Dersinizi alamamış gibisiniz."
Pembe yanaklarına kaydı bakışlarım. "Dersimi vermek için fazla heveslisin."
Alt dudağını kemirip birkaç adım geriledi. "İzin almadan okuduğunuz manhwa, Korece. Yani, ağustosta gideceğiniz ülkenin dilinde yazılmış." Başını yana yatırdı. "Okuyup okuyup sapıtmayın ama."
Boynuma dek ısınmış, boğazımdaki kuruluk yüzünden kalakalmıştım. "Benden hoşlanmıyorsun bile. O yüzden de normale dön artık."
Çenesi kasıldı. "Kafanı sikeyim, puştperest pezevenk!" Elini ağzına bastırdı. "Siktir." Şaşkın suratıma, irice açılmış gözleriyle bakakalmıştı. "Ağzımı bozdurdunuz!"
Siktir, fazla sevimliydi.
Ağzına bastırdığı elini kavrayıp yüzüne eğildim. "Daha fazla bozdurmalıyım sanırım."
Akları kızarmış safir mavisi gözleri, alnına dökülen açıcı sarısı saçı, kemirilmekten kızarmış minik dudakları ve pespembe yanaklarıyla gerçekten de çok şirindi.
Onu kedileriyle oynarken gördüğüm ilk andan beri şirin buluyordum zaten ama benimle konuşurken ağzını bozması... Ah, tanrım.
Gözlerini kırpıştırdı. "Beni rahat bırakıp Korece çalışsanıza."
Baharatlı parfümünü soluyabileceğim mesafeye dek sokuldum ona. "Puştperest pezevengi sevdim."
Çenesi kasıldı ve sertçe itti beni. Şaşkınlık ve uyguladığı orantısız gücün etkisiyle, kıç üstü yere yapışmıştım. Beni, Keisuke'yi, devirecek gücü nereden bulmuştu ki?
"Birlikte geçirmeye zorlandığımız günleri daha da kötüleştirmemeliyiz. " Telefonuna gelen bildirime baktı. "Neyse, hazırlanmalıyım."
Sızlayan kıçımı ovalayarak kalktım. "Ne için hazırlanacaksın ki?"
Kıyafet dolabına yöneldi. "Saraydan sıvışacağız bu gece."
Chifuyu, Takemichi ve Senju zaman zaman saraydan gizlice ayrılıyordu. Geceden kaçıyor, sabaha karşı da dönüyorlardı. Chifuyu, bunu yıllardır yaptıklarını ve hiç yakalanmadıklarını söylese de onlara katılmamıştım hiç.
Boğazımı temizledim. "Şey, ben de gelebilir miyim?"
Kasıldı. "Arkadaşlarımın yanında bile rol keseyim mi istiyorsunuz, Baji?" Sert bir bakış attı. "Benim de rahatlamaya, bazı durumlara sövmeye ihtiyacım var. Bu gece bana ilişmezseniz sevinirim."
Başımı sallamakla yetindim. Gerçekten de benden tiksiniyordu anlaşılan.
Öyleyse, neden öpmüştü ki beni?
duyurmayı yeni hatırladım
buradaki fuyu'nun tam tersi olan bi fic salmıştım geçen gün, bodyguard, gözünden kaçanlar bakar belki falan ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kıçımın prensi || tokyo revengers
Fanfiction"açıkçası, evlenmeye zorlandığım tuhaf prensin bağımlılık yapacağını hiç düşünmemiştim." → baji keisuke x matsuno chifuyu ← × modern kraliyet & lise × çoğunlukla düz yazı [041221 - 100422]