6 Bölüm:

247 17 2
                                    

Psikoloğa yavaş yavaş gidiyordum. Arabada orta sesli açtığım sıradan şarkılardan birini dinliyordum. Sigara çok tüketen biri değildim. Ancak paket yanımda durduğu için arzuma engel olamayıp, sigaradan bir dal çıkardım.

Dudağıma yerleştirip yaktım. Ardından içime çektim. Dışarı bembeyaz bir duman üflediğimde, içimin ne kadar beyaz olduğunu düşünsem de, aslında dışarı bile beyaz görünen dumanın içimizi simsiyah yaptığı aklıma gelmişti.

Boş yolları ilerlerken saatin 10.19 olduğunu fark ettim. Gelmeme 1 dakikadan az kalmıştı. Köşeye arabayı çekip gözlüğümü alıp, telefonumu cebime koydum.

İçeri doğru girdiğimde kapının önündeki kızın sesi bana ulaştı.

"Beyefendi randevu ile alıyoruz. Pardon! Bakar mısınız?" demişti.

Kıza cevap vermeden yanından geçtim. Belli ki, buraya yeni girmişti. Yoksa beni tanıması gerekirdi.
Ben hep buraya gelen biriydim. Esma'yı tanırdım. Uzun süre boyunca burada çalışmıştı. Şimdi yerine başkası geçmiş olması lazımdı.

Mine Hanım'ın kapısını tıklayarak içeri girdim.
"Merhaba Barancığım. Hoşgeldin. Şu an bir görüşmem var, birazdan alacağım seni."dedi.

Mine'nin odasını kapatarak, koltuklardan birine oturdum. Adamın çıkmasını bekliyordum. Mine'yle konuşmam gereken bir kaç konu vardı. Yanıma koştur koştur gelen o kızı gördüm.

"Bakar mısınız? Randevunuz var mı? Ayriyeten  girişlerimiz ücretli." demişti.

Telefonumla ilgileniyordum. Yanımda olan kızı dinlemiyordum bile. Kim olduğumu bilmediği aşikardı. Instagram'da bir kaç post beğenip geçmiştim.

"Beyefendi bu şekilde sizi içeri alamayız. Ücretle alıyoruz." dedi.

Gözlüğümü indirip kızın gözlerine diklenmiştim. Kızın ela gözleriyle, mavi gözlerim birleşmişti. Parmaklarımı çıtlatırken, stresle yüzünü inceledim.

"Baran Bey?" dedi duraksayarak.

Hele şükür anlayabilmişti. Düşünüyorum ki, artık siktir olup gider ve ücretten bahsetmezdi. Bunu misline kadar vereceğimi iyi bilmeliydi. Tabii o kadar salak değilse. Mine Hanım kapıya çıktığında yanımda duran kıza bakış atıp ayaklandım. İnsanları bu şekilde görmek hoşuma gidiyordu. Elinden tüm zevkini almış gibiydim.

"Barancığım gelebilirsin." dedi Mine.

"Hoşgeldin Barancığım. Nasılsın ya? Çökmüş gözüküyorsun."dedi. Yeterdi artık. Çökmüş falan değildim. Gerginliğim tekrardan yerini bulmadan kendimi ifade etmek istedim. Odanın içerisini incelemiştim. Gelmeyeli duvarlara, poster ve kağıtlar gelmişti.

"Hoşbuldum Mine. Durumlarım kötüye gidiyordu. Yanına uğramak istedim."

"Çok iyi yapmışsın hayatım. Sanırım biraz uykusuzluk ve fazla ilaç kullanımı yapıyoruz gibi görünüyor. dedi not alarak.

"Antidepresan ilacını günde 2 kere olmasına rağmen bazen 4 kez kullanıyorum. İyi değilim Mine. Gerçekten değilim." deyivermiştim.

Beni bir sürü olay yoruyordu. Hele ki şu sıralar, bir de her şey üst üste gelince daha da bunalmıştım. Mine beni dikkatle dinleyerek notlarını almaya devam ediyordu. İyi bir psikologtu.

"Baran seni gayet iyi anlıyorum. Zorlu dönemlerden geçtiğini ve bunların altında kaldığının farkındayım. Henüz verdiğim ilaçları düzenli olarak kullanman, aşmaman gerekir. Bunlar vücuduna bağımlılık yapmakla kalmaz; bir çok da zarar verir. " demişti. "Beni anlıyor musun Baran?" diye devam etti.

Kelebek ve Aşkحيث تعيش القصص. اكتشف الآن