2.5: good night curly

234 27 12
                                    

28 Temmuz 2009

Harry, geçen ay olanları çevresindekilerin desteğiyle yavaş yavaş atlatıyordu. Arkadaşları neredeyse her günlerini onun yanında geçiriyordu. Ailesi onun sevdiği yemekler, favorisi olan filmlerle kafasını dağıtmaya çalışıyordu. Hepsi işte olduğunda Tomlinson'ların evine gidiyor, Jay'le çeşit çeşit yemek yapıyordu. Mark'ın bulmacalarına yardım ediyordu. Lottie ve Felicite abileriyle aldıkları ona rengarenk ojeleri ve takıları hediye etmişti. Phoebe ve Daisy, saatlerce onun saçlarıyla oynuyorlardı. Louis ise tüm ailesinin Harry'e olan sevgisini ve kıvırcığının gülen yüzünü uzaktan gün boyu izliyordu. Gece de onunla birlikte uyuyup kabus gördüğünde saçlarını okşayıp ona sarılarak tekrar uyumasını sağlıyordu.

Bugün ise Louis ailesiyle beraber kuzeninin düğünü için şehir dışındaydı. O günden beri ilk kez tek başına uyuyacağı için gergin olsa da Louis istediği zaman arayabileceğini söyleyip onu az da olsa rahatlatmıştı. Normalde uyuduğu saati geçmiş olsa bile kabus görmekten korktuğu için uyumamaya çalışıyordu. Louis'i arayıp aramayacağını düşünürken çalan telefonun ekranındaki isimler kocaman gülümseyip aramayı cevapladı.

''Kıvırcığım?''

''Louehh!''

''Uyuyor muydun?''

''Hayır.''

''Ne oldu? Kabus mu gördün?''

''Hayır. Şey... Ben korktum o yüzden uyumadım.''

''Sana hikaye anlatmamı ister misin?''

''Eskisi gibi mi?'' Louis onun heyecanlı sesiyle güldü.

''Eskisi gibi bebeğim.''

''O zaman isterim.''

''Yatağa gir telefonu komodinin üzerine koy o zaman başlayalım.'' Harry onun dedikleri yapıp hazır olduğunu söyleyince Harry beş yaşındayken yaptığı gibi ona hikaye anlatmaya başladı.

'Yemyeşil ormanın ve masmavi denizin birleştiği bir yerde deniz kadar mavi gözleriyle bir çocuk yaşarmış. Bu çocuk henüz küçük olduğu için denize gitmesine izin vermezlermiş. Ancak bir gün ormanda oynarken uzaklardan gelen bir kahkaha sesi duymuş. Bu ses o kadar güzelmiş ki annesinin kızacağını bile bile sesin geldiği yere doğru gitmeye başlamış. Denize doğru gittiğini fark etse de içindeki hisse engel olmadan gitmeye devam etmiş. Sesler artık çok yakından gelmeye başladığında bir kayanın arkasına saklanıp o tarafa baktı. Gözleri arkasındaki ormanı içine hapsetmiş rüzgarda uçuşan saçları ve gülmesinden olsa gerek yanağındaki kocaman gamzeleriyle kahkaha atan çocuğu görmüş. Deniz kenarındaki kayalıklara oturmuş kurbağaların oradan oraya sıçramasına gülüyormuş. O sırada arkasında olduğu taşın yanındaki bir kirpi çocuğa doğru ilerlemeye başlamış. Aynı anda bir kurbağa da kendisine doğru gelip kirpiyle ikisinin ortasında durmuşlar. Kurbağa kirpinin etrafında zıplayarak onunla oynamaya çalışırken iki çocuk göz göze gelmiş. Yeşil gözlü olan diğerine el sallayıp onu yanına çağırmış. Çocuk uzaktan oraya gitmesinin yasak olduğunu söyleyince kıvırcık olan ona doğru gelmiş. İkisi birlikte orman ve denizi ayıran kayalıkların üzerinde oturup saatlerce oyun oynamışlar.'

''Çok güzeldi Lou. Hep anlattıkların arasında en sevdiğim hikaye buydu.''

''Biliyorum.''

''Nereden biliyorsun? Ben hiç söylemedim ki.''

''Diğer hikayeleri anlatınca direkt uyurdun ama bunu anlattığımda uykun gelse bile uyumazdın. Şimdi ki gibi.''

''Uykum gelmedi-' konuşmasını bölen uzun esnemesiyle Louis güldü.

old summer love in august /l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin