bombos bolum sırf yazmıs olayım dıye var yanı ama cok da onwmlı degıl
Hava soğuk, etraf kalabalıktı. Kawatalar oradan oraya koşuştururken Haitanilerin tek istediği ise bir bank bile olsa bulup oturabilmekti. Tabi ki bu isteklerinin gerçekleşebilmesi şimdilik pek de mümkün değildi.
Örgülü genç iç çekip kıyafet yığınını kurcalayan sevgilisinin omzuna dokunarak kendisine bakmasını sağladı.
"Nahoyacım biraz dinlensek mi?"
"Cidden, ayaklarım bir adım daha atarsam yerinden çıkacakmış gibi hissediyorum..."
Gözlüklü abisinin önerisine huysuzlanarak destek çıkarken ikizler onları dinlememeye devam etti.
"Birazdan oturacak bir yer buluruz size Rinrin." Rindou'nun başını köpek sever gibi patpatlayarak konuşan Souya tezgahı kurcalamayı bırakıp abisinin kolundan çekerek ilerlemeye devam etti.
İkizler her zamanki gibi bit pazarına gelmişti. Ama bu sefer erkek arkadaşlarını da getirmek istemişlerdi.Çünkü dört kişi daha da eğlenceli olabileceğini düşünmüşlerdi. Maalesef bu yanlıştı.
Ran ve Rindou böyle yerlere gelmezdi. Mağazadan giyinmek varken neden buradan alsınlardı ki? İkizler ise mağazadan alabilecek olmalarına rağmen bit pazarından ilginç buldukları şeyleri giymeyi tercih ediyorlardı. Hem, buradaki ıvır zıvırları kurcalamak da çok zevkliydi.
Güzel şeyler kapılmasın diye sabahın altısında kalmış ve üç saat yol giderek sonunda varabilmişlerdi. Haitaniler daha yolda bile kendilerine gelemedikleri halde ellerine tutuşturulan poğaça ve meyve suyuyla sözde kahvaltılarını yaparak pazarın içini incelerken Souya ve Nahoya çoktan tezgahların arasına karışmıştı bile. Her ne kadar pek kalabalık olmasa da kaybetmek istemedikleri için peşlerinden koşuşturup durmuş, meyve sularını bile rahatça içememişlerdi.
Şimdi ise saat on ikiye gelirken Nahoya ve Souya hala etrafı dolanmaktan bıkmamıştı.
"Ya abi 100 yen veririm fazlasını vermem ne diye uzatıyorsun?!"
"150 olur aşağısı olmaz diyorum bende kardeşim nesini anlamıyorsun?"
Nahoya internette yaptığı kombine çok uyacak bir kazak bulmuş ve akbaba gibi üşüşmüştü. Tabi söylenen fiyatı vermektense ölmeyi tercih ederdi. Fiyatı ne kadar uygun olursa olsun her seferinde bunu yapmaktan çekinmiyor, tabi Souya'da her seferinde destek çıkıyordu.
"Nahoyacım zaten çok ucuz deği-"
"Kes çeneni kes kes kes kes. 100 veririm diyorum bak yıpranmış zaten iyice."
Durumdan bıkmış olan Ran müdahale etmeye çalışsa da ağzına tıkılınca Nahoya'nın sonunda 100 yene o kazağı alabilmesini izlemekten başka bir şey yapamadı. Cidden bıkmıştı ama asla laf edemiyordu.
Nahoya istediğini alabildiği için neşe saçarken Souya gözüne kestirdiği sweati başka bir teyzeye kaptırdığı için kızarıp bozarmakla meşguldü.
Rindou sevgilisin yanına gidip omzundan sarıldıktan sonra başına bir öpücük kondurup adım atacak mecali kalmadığı halde Souya'ya benzer giysilerin olduğu tezgahı korkarak gösterdi. Souya normalde olsa Rindou'nun biraz dinlenebilmesi için Nahoya'yı ikna ederdi. Ama bu sefer o üç saatlik yolu en son geldiğindeki gibi boşuna gelmiş olmamak için adeta savaş veriyordu.
Sonunda saat bir olduğunda Nahoya ve Souya sonunda yeterli olduğuna karar verip pazarın çıkışını aramaya koyuldu. Ran ve Rindou tanrılara şükürler yağdırırken çıkışın o kadar kolay bulunamayacağını akıllarına getirmemişlerdi bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cat • rinsou
FanfictionRindou kedilere tapıyor ama Souya nefret ediyor. Ya da, Rinsou ve Ranhoya ile ilgili mini bölümler. rindou hitn + souya kwt ran hitn + nahoya kwt For ▪︎ Love of my life 🐿💞