0.3

556 47 24
                                    

Omuzlarını istemsiz geriye atıp, duruşunu dikleştirdin. "Ben..." Ne söylemen gerektiğini bilmiyordun. Düşündüğünden daha karmaşık bir durumdu. Daha yeni gördüğün biri hakkında bu şekilde hissetmek hem seni rahatsız ediyor hem de geriyordu. Normalde korkak bir kız değildin. Aksine dik duruşa sahip ciddi bir kişiliğin vardı. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak kendini savunmasını bilen biriydin ama o gördüğün ölü-mavi gözlere sahip kişi seni ürkütüyordu.

Ve bu da seni sinirlendiyordu!

"Bu inanılmaz değerli insan hâlâ yanıtınızı bekliyor hanımefendi." Gözlerini kıstın ve stresten dolayı elinde yuvarladığın peçeteyi Thoma'ya attın. "Kıçım önemli kişi."

"Bak! Bu kaçıncı oldu?! Ben senin hedef tahtan mıyım? Neden sürekli şiddet görüyorum? Tanrım, şu insanına neden hiç yardım etmiyorsun?" Omuzlarını silkip Ayaka'yı gösterdin. "Bence yardımı sana çoktan yaptı. Senin gibi biri bu kızı bulduysa, çölde deniz bile oluşabilir." Thoma senin hareketlerini yaparak ökünüyordu. "Bir A sınıfından bize gösterisini sunduğu için Thoma arkadaşımızı alkışlıyoruz."

Ayaka elinde tepsi ile gelip içeceklerinizi önünüze koymuştu. "Arkadaşlığınızı çok kıskanıyorum! Çok iyi anlaşıyorsunuz." Ayaka gülümseyerek ikinize baktığında boş gözlerle ona bakmıştın. "Ayaka, ateşin mi var? Abini arama mı ister misin? Belki de bugün için daha fazla çalışmamalısın." Thoma'ya döndün ve ona sinirli bir şekilde baktın. "Kıza aptallığından bulaştırdın değil mi?!"

"Bu kaba sözlerin minik kalbimi çok kırıyor. Lütfen artık dur. Ayaka'ya bu kalp lazım." Tekrar timsah gözyaşlarını gösterdiğinde, sevgilisi ona sarılmıştı. "Geçti, geçti. Ben buradayım. Seni korurum ben." Ayaka'nın bu sözlerine dayanamamış kıkırdamıştın. Bu iki âşık salak olsa bile, senin en yakın arkadaşlarındı. Seslerini duymak bile sana iyi geliyordu.

Ayaka sana dönmüş ve rahatlamış şekilde derin bir nefes almıştı. "Sonunda gülümsedin." Sana bakan gözleri ve kibar gülümsemesi ile çok şey anlatıyordu. "Birkaç haftadır stresli ve yorgun görünüyorsun. Sanki hiç uyuyamıyor gibi. Sen anlatmadan sormak istememiştim fakat bu durumun beni endişelendiriyor. Biliyorsun seni fazlasıyla önemsiyorum ve en yakın arkadaşımsın." Bu sözleri üzerine buruk bir şekilde gülümsemiştin. Duygularını bu kadar dışarı yansıttığını bilmiyordun ve karşındaki nazik kişiyi endişelendirdiğin için de kendini kötü hissediyordun.

"Anlatmak istediğin bir şey var mı? Biliyorsun. Her zaman yanındayız." Şimdi de konuşan Thoma'ydı. Ayaka'nın burada olmasını önemsemeden sormuştu.

"Anlatmak istediğin bir şey var mı? Biliyorsun, bunu seni düşündüğüm için yapıyorum. Her zaman yanında olacak kişi benim."

Aklına gelen belli belirsiz cümlelerle gözlerini sorgularcasına kısmıştın. Böyle anılara sahip değildin. Kimin sözleriydi bunlar? Sanki ilk defa duyuyor gibiydin ama çok tanıdıktı ve hiç samimi değildi.

"İyi misin?" Endişeli gözlerle sana bakan çifte döndün. Hafifçe gülümsedin ve kafanı salladın. "İyiyim... Önemli bir şey değil. Karşımdaki daire hep boştu ve sahibini bir kez bile görmemiştim; fakat şu son günlerde geceleri o daireden sesler geliyor. Bu da sürekli uykumu bölüyor. Sanırım oraya taşınıyorlar." Ayaka kaşlarını çatmıştı. "Bu çok saygısızca! Müstakil bir ev değil. Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabilirler." Elini boş ver şeklinde sallamıştın. "Dün pek ses yoktu. Eşya taşımaları bitti herhalde."

"Yine de bu şekilde ses yapmaları çok uygunsuz." Thoma da aynı şekilde tavrını ortaya koymuştu. "Bugünlük bende kalmak ister misin? Tabii eğer abimden rahatsız olmazsan." Ayaka'da kalmak mı? Abisinden rahatsız olmak mı? O büyük evde birbirinize rastlayacağınızdan bile emin değildin. Kafa salladın. "Elbette, neden olmasın? Uzun zaman oldu."

Kafenin kapısı açılır açılmaz, Ayaka ayağı kalktı ve oturmaktan dolayı kırışmış olan önlüğünü düzeltti. "Gitmeliyim müşteri geldi. Zaten akşam uzun uzun konuşuruz." Masadan tepsiyi aldı ve müşterilerin masasına doğru gitti. "Hey şu çocuk... Kütüphanedeki kişi değil mi? Yanındaki de Xiao? Birlikte ne yapıyorlar?" Gergince arkanı dönmüştün. Xiao yakın arkadaşlarından biriydi. Onu nereden tanıyordu ki?

Birden omuzuna dokunan el ile gözlerin irileşti. "Yo! Uzun zaman oldu. Nasılsınız?"

Childe x Reader |Genshin Impact|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin