▪︎ Onun Kabusu ▪︎

2.6K 100 25
                                    


Keyifli okumalar..

Sabah işe gitmeden önce aç karnına kıçıma batan yayların üstünde bir saat çalışmak gibi işkolik bir huyum vardı. Çalışmayı severdim çünkü sonunda para vardı.

Kendimi bildim bileli anlımın teriyle kazandığım para için didinip dururdum. İlk okulda mendil sattım, orta okulda hem mendil sattım hem de başka çocukların proje ödevlerini para karşılığı yaptım. Bir lirayı öğrendiğim günden beri onu kazanmak için elimden gelen işin fazlasını yapmıştım.

Ama lise en zoru ve korkunç pisliğin yuva yaptığı bir dönemdi. O zamanlar ergenliğin getirileri olan olgunluğa erişirimimde ki değişimlerim dikkat çekiyordu. Küçüklüğümden beri saçlarım kızıldı ve büyüdükçe iyice koyulaşmış ve bana yeni bir kimlik kazandırmıştı. Ateşin kızı diye artık çağırılıyordum. Buna zamanla alışmıştım ama değişen sadece saçlarım değildi. Vücudumun hatları belirginleşip yeni bir şekil aldığında iğrenç bakışların ve düşüncelerin hedefi olmuştu. Olgunlaşan bedenime dar gelen üniformam ve kızıl saçlarım yüzünden bir çok kere sözlü tacize uğramaktan artık psikolojik sorunlar yaşamaya başlamıştım. Okul yetkilerinden izin alarak pantolon ve gömlek giymeyi istediğimi söylemiştim. O zamanlar maddiyat olarak sıkıntı içerisinde olduğumuzu bilen matematik hocam kendisi bana geniş gri bir pantolon almıştı. Ona minnettardım. Üç buçuk yıl o pantolonla okula gidip gelmiştim.

Kendimi dış dünyanın pisliklerine kamufle etmekte başarılıydım. Uzun kızıl saçlarımı kestirip biriktirdiğim üç kuruşla siyah adi bir boya almış ve yıllarca soluk ve rengi tuhaf olan saçlarla gezmiştim. İş hayatına atılmama rağmen hala aynı soluk saçlarla geziyordum.

Kadın bedenini kullanım aracı olarak gören kesim yüzünden hiç bir zaman kendimi aynanın karşısında bir bütün olarak görememiştim. Beni bana mahrum bırakan bir zihniyetin acımasızlığını bugüne kadar yaşamış ve yaşamaya devam ediyordum. İleride yine yaşayacak olmaktan korksamda ördüğüm duvarların ardında kalmayı beceriyor ve gördüklerimle yetiniyordum.

Liseyi farklı işlerde çalışarak bitirmiş üniversiteyi tam burslu olarak kazanmıştım. Pizzacıda, fırıncıda kafede, markette ve en son çalıştığım yer olan züccaciyeyede iyi kötü geçinip gitmiştim. Ama üniversite yıllarının yokluğu o kadar zordu ki kaç kere bırakmayı düşünmüştüm fakat annemin sözleri aklıma geldikçe bu fikrimden süratle vazgeçiyordum. Son nefesinde ayakta kalmam için yalvaran gözlerini unutmam imkansızdı.

Bir yandan okuyup diğer yandan çalışıp ihtiyaçlarımı karşılarken bana hiç bir faydası olmayan tam tersi okul için kazandığım üç kuruşu da zorla alarak içkiye ve kadına yatıran insan müsveddesi olacak baba bozuntusu zorla tehdit ederek kendine kefil etmiş ve annemden kalan evimizi ipotek ettirmişti. Yuvam gitmişti ellerimden annemin hatırası gitmişti. Ve o günden sonra asıl çilem başlamıştı.

Banka borçlarını öderken diğer yandan okumak çok ama çok zordu. Verilen burslar olmasaydı şimdi sıradan bir garson olarak bir kafede çalışıyor olurdum.

Kıyafetlerimi ve yiyeceklerimi de en uygun yerlede almaya çalışıyordum.Maaşımı değil görmek kokusunu bile duyumsamamıştım kredi borçları yüzünden.

Geçen bir saatin ardından siyah ama griye yüz tutmuş eteğimi tek düzgün krem rengi gömleğimle kombin etmiştim. Kırık dökük aynanın önünde saçlarımı tararken baya uzadığını fark ettim ve bir kaç gün içinde kesmeye karar verdim. Siyah saç boyasınında zamanı geliyordu dipler kızıl duruyordu ama elimde zor günlere ayırdığım az bir param vardı. Ama eğer üzerinde çalıştığım uygulamayı beğendirebilirsem rahat bir nefes alacaktım. Üzerime yıkılan borçlardan kurtulur rahat bir nefes alırdım. Orta halli bir eve geçmeyi düşünüyordum.

NEFRET VE İNTİKAM Kde žijí příběhy. Začni objevovat