Quidditch

175 20 59
                                    

Kasım ayına girdiklerinde hava çok soğudu birdenbire. Okulun çevresindeki dağlar buz grisi bir renge büründü, göl donup çeliğe döndü. Her sabah çiyle kaplanıyordu yer.

Quidditch mevsimi başlamıştı. Harry ve Draco, haftalarca çalışmadan sonra, cumartesi günü ilk maçlarına çıkacaklardı. Slytherin'le Gryffindor arasındaydı maç. Gryffindor kazanırsa, şampiyonluk yarışında ikinci sıraya yükselecekti.

Pansy, Harry'yle Draco kendisini o dağ ifritinin elinden kurtardıkları günden sonra, kuralları bozmak konusunda biraz yumuşamıştı, şimdi çok daha şirin bir kızdı. İlk Quidditch maçından bir gün önce, ders arasında, buz gibi bahçeye çıktılar; Pansy, bir reçel kavanozuna yanlarında taşıyabilecekleri masmavi bir ateş yaratmıştı. Sırtlarını kavanoza vermiş ısınırlarken McGonagall çıkageldi. Harry, McGonagall'ın topladığını gördü. Ateşi görmemişti, ama bir bahane uydurup oradan çekip gitmelerini isteyecekti besbelli.

"O arkanızdaki nedir?"

Harry kavanozu çıkarıp gösterdi.

"Okul dışında büyü kullanmak yasak," dedi McGonagall. "Ver şunu bana. Slytherin'den beş puan sildim."

McGonagall topallaya topallaya uzaklaşırken, "Bu kuralı şimdi uydurdu," dedi Draco öfkeyle. "Bacağına ne oldu acaba?"

Pansy, acı acı, "Bilmem," diye homurdandı. "Umarım, canını adamakıllı yakıyordu."

*

O akşam Slytherin'lerin ortak salonu çok kalabalıktı. Harry, Draco, Pansy, bir pencerenin önünde birlikte oturuyorlardı.

Harry sinirliydi. Aklı McGonagall'ın aldığı kavanozdaydı, geri almak istiyordu. Ondan niye korkacaktı ki? Ayağa kalktı, McGonagall'a gidip kavanozu geri isteyeceğini söyledi Draco'yla Pansy'ye.

"Kafayı mı yedin sen?" dedi Pansy birden, ama Harry kararlıydı.

Öğretmenler odasına gidip kapıya vurdu. Yanıt gelmedi. Bir daha vurdu. Boşuna.

Belki de içeride kimse yoktu. Denemeye değerdi. Kapıyı araladı, içeriye girdi. Göz atar atmaz da iki kişiyi gördü.

McGonagall'la Filch içerdeydiler. McGonagall cübbesini dizlerinin üstüne çekmişti. Bacaklarından biri kan içindeydi, paramparça olmuştu neredeyse. Filch, McGonagall'a sargı uzatıyordu.

"Lanet olasıca!" diyordu McGonagall. "Üçünü birden aynı anda göz altında nasıl tutabilirsin ki!"

Harry hafifçe öksürdü.

"POTTER!"

McGonagall, bacaklarını örtmek için cübbesini indirdi hemen, yüzü öfkeden kırpış kırış olmuştu. Harry kendini gülmemek için zor tuttu.

"Geçmiş olsun, Profesör," dedi sakinlikle. "Benden aldığınız kavanozu almaya geldim."

"ÇIK DIŞARI! DIŞARI!"

Harry, McGonagall'ın Slytherin'den puan silmesine fırsat vermeden çıktı. Aşağıya indi.

Yanlarına barında, Draco, "Aldın mı?" diye sordu. "Beceremedin değil mi?"

Harry Potter ve Saklı Kalınmışlıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin