~11~

4.5K 255 158
                                    

Beni istemeyip ben daha bebekken terk eden ailemin evinin bahçesindeydim. Yamaç zor da olsa sosyal hizmetlerden gelen kadın ve adamları kovmuştu daha da doğrusu tehdit etmişti. Buraya gelmek istemiyordum ama bir yanım annem ile babamın kim olduklarını merak ettiği için fazla itiraz edemedim. Kim olduklarını öğrenince e zaten burada kalamazdım fazla.

Yine lüks bir ev... Eve doğru yürümeye başlayan Yamaç ile Bora'ya baktım. Hızlıca onların önüne geçip durdurdum.

"Lütfen gidelim buradan, bunu şu an istemiyorum." Yamaç yüzünü bana döndürüp eliyle kolumdan tutup beni eve doğru sürüklemeye başladı.

"Bak zaten sırf rahat ol diye o sosyal hizmetlerden gelenleri yolladım. Artık zamanı geldi." Bir umut Bora'ya döndüm. O da Yamaç'a hak verdiğini belli eden bakışlarıyla benim umutlarımı söndürdü. Kapının önüne gelmiştik. Bora kapının zilini çalınca ben de refleks olarak direk Yamaç'ın arkasına doğru yol aldım. Aşırı stres olmuştum.

Kapı açılınca bir tane yaşlı kadın belirdi. Sanırım kadın yardımcıydı. Yaşlı değildi aslında da yaşı var da biraz yani.

"Oğlum, hoş geldiniz." Kadın beni fark edince bana gülümsedi ben de kendimi gülümsemeye zorlasam da şu an aşırı stresli olduğum için hiç bir şey yapamadım. Bora lafa girdi.

"Hoş bulduk Emine teyze annemler yok mu?" Annemler mi? Bir dakika ne? Burası Bora'nın eviyse bir dakika? Yok hayır mümkün değildi.

"Olmaz olur mu? Salonda sizi bekliyorlar da onlar akşam diye düşünmüştü. O yüzden karşılayamadılar." Yamaç lafa girdi.

"Ben o zaman şu anlık gidiyorum. Bora sende bundan sonrası." Ben hâlâ olayları çözmeye çalışıyordum. Bora Yamaç'a elini uzatınca ellerini tokuşturdular. Abi noluyordu şimdi. Aklıma gelen şeyin olması imkansız olmalıydı. Ağzımı dahi açamıyordum. Yamaç bana döndü.

"Sakin ol tamam mı Bora yanında olacak zaten." Abi nasıl ya? Ben bir şey diyemeden sadece Bora'ya bakıyordum. Yamaç ile Bora'nın arasında kısa bir bakışma geçti. Anlam veremedim. Yamaç'ın çıkmasıyla kalakaldım. Bir kadın sesi duyduğumda ben de oraya baktım. Biz hala kapının önündeydik. Ben gerçekten hazır değildim. Şu an cidden buna kendimi hazır hissetmiyordum. Bora benim öz abim olabilirdi ve bunu şu an duymak istemiyordum. Kapıyı açıp çıkacağım sırada Bora'nın belimden tutup beni sürüklemesiyle kaldım.

"Adel ben senin yanındayım tamam mı? Sakin ol lütfen." Şu an boğuluyormuş gibi hissediyordum ve bu gerçekten Dünya'nın en kötü hislerinden biriydi.

"Bora hiç bir şeye hazır değilim. Anla beni lütfen." Bora kafasını olumsuz yönde salladı.

"Kendini hazır olduğuna inandırırsan hiç bir sıkıntı kalmaz." Başımı hayır anlamda salladım. Biz konuşurken zaten salon denilen yere gelmiştik. Bana bakan bir adam ile bir kadın görünce başımı Bora'ya çevirdim. O bana güven veren gözlerle bakıyordu ama fazla da işe yaradığı söylenemezdi.

...

Aradan sadece bir saat geçmişti ama o bir saat bile bana beş saat gibi gelmişti. Salonda oturuyorduk hepimiz. Biyolojik annem ve babam ve öz abim. Onlar o kadar sıcak kanlı yaklaşıyorlardı ki... Onlar ne kadar samimiyse ben de o kadar onlardan uzaktım. Bir sürü soru sorup beni tanımaya çalışıyorlardı. Hâlbuki beni hiç bırakmasalardı beni tanıma ihtiyaç duymazlardı.

Vee evet Bora benim öz abimdi. Son zamanlarda bana çok yakın olmasından bir şeyleri anlamaya başlamıştım ama fazla ihtimal de vermemiştim. Böyle olduğunu düşünmemiştim. Her neyse yapacak bir şey yoktu sonuçta.

ÇıkmazWhere stories live. Discover now