Bölüm 19

5 2 0
                                    


Ayaz

Karaca'da her şeyi fark etmem günlerimin birbirinin aynısı gibi olduğunu anlamamla başlamıştı. Şimdi ise, özgürlüğüme kavuştuğum bugünlerde, günlerimin yine birbirinin aynısı olduğunu fark ediyorum. Her gün belirli saat aralığında Aziz, her seferinde farklı biriyle geliyordu. Bilgisayarını açıyordu gelen kişi içeri girdikten hemen sonra. Aziz önce benimle biraz konuşuyordu. Sonra da bilgisayarda bazı işlemler yapıyorlardı. Bu işlemlerin ardından benim program akışını görüp görmediğimi soruyorlardı. Her seferinde cevabım aynı oluyordu hala... Acaba yalan mı söylemeliydim?

Aziz içerideyken birkaç kişi gelip ona bazı haberler veriyordu ve bu haberler Aziz'in canını çok sıkıyordu. Bazen o kadar sinirleniyordu ki gelenlere bağırıp odasından çıkarıyordu. Onun mavi gözlerinde farklı bir delilik vardı. Ürkütücü bir karanlık vardı gözlerinde ve sinirlendiği zamanlar iyice ortaya çıkıyordu bu. Odada olan kişiler onun bu halinden korkuyor gibiydiler. Bense hiç etkilenmiyordum. Onun bu tarz davranışlarını ilkel buluyordum. Ve bazen, aklıma yalan söylemek gelse de hala programı gördüğümü büyük bir keyifle söylüyordum. Çünkü onu sinirlendiriyordu... O deliliğin ve ilkelliğin ortaya çıkması bana da dana önce tatmadığım bir haz veriyordu.

Bugün onlar odadan ayrıldıktan sonra kapıda duran adamın kapıyı kapatırken Aziz'in arkasından yürümeye hazırlandığını gördüm kısa bir an. Kapı üzerime kilitlenmemişti ve sonrasında da kimse gelip kapıyı kilitlememişti. Acaba, çok önemli bazı konular vardı ve benim kapımda durmayı bırakmış olabilir miydi? Buradan çıkmak için denemeye değerdi. Eğer kapıyı açtığımda o adamı hala orada görürsem acıktığımı söylerim ki zaten o adamın kafamda sancı oluşturabileceğini sanmıyorum.

Yataktan yavaşça kalktıktan sonra ağır adımlarla kapıya doğru yürüdüm. Kapının önüne gelince bir süre bekledim. Kapının ardından gelen sesleri dinlemek için kulağımı dayadım. Bir süre bekledim dışarıdaki sesleri duymak için ama hiçbir ses gelmedi. Bunun üzerine kapıyı yavaşça açtım. Önce başımı uzattım, sağ ve sol tarafa baktım. Koridor tamamen boştu. Bunun üzerine odadan tamamen çıkıp kapıyı ardımdan kapattım. Koridorun sağ ve sol tarafına yeniden baktım. Çok uzun olan koridorun yerlerine döşenen gri parlak taşlarda duvarın yansımasını ve kendi yansımamı gördüm. Bembeyaz duvarların arasında yürüyerek birkaç gün önce indiğim asansörün önünde durdum. Nereye gideceğimi bilmiyordum ama bir şekilde Sinan ile karşılaşmayı çok istiyordum.

Asansör geldiğinde kapı açılırken içerisinde birinin olmamasını umuyordum. Kapı açıldıktan sonra umduğum gibi olduğunu gördüm. Geniş asansörün içine girdikten sonra kapı kapandı. Sağ tarafta bulunan rakamlardan hangisine basacağımı düşünürken asansör birden hareket etmeye başladı. Aşağı doğru iniyordum. Rakamlar birbiri ardına azalıyordu 10,9,8 diye azalırken sonunda 3 numaralı katta durdu. Kapının ardında bekleyen bir kadın ve bir erkek asansöre girerken bana da tuhaf bir bakış attılar. Sanırım onlarla asansörde kalmam benim için iyi olmayacaktı. O katta inmeye karar verdim ve ikisinin arasından geçtim. Sanırım bu iki takım elbise giymiş insanı şaşırtan en büyük şeylerden birisi bana verdikleri bu gri renkli eşofman takımıydı. Buranın giyim kuşamına çok da uymuyordu anlaşılan. Zaten her gün odama giren insanlar da onlar gibi giyiniyorlardı.

Asansörden indiğimde yine uzun bir koridor ile karşılaştım. Benim odamın bulunduğu kata göre bu katta daha çok gürültü vardı. Koridorda yürürken koridorun sonunda balkon gibi bir yere açılan bir kapı gördüm. Kapı camdandı ve bu sebeple ardında olanları görebiliyordum. Oraya doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Biriyle karşılaşmadan önce nasıl bir yerde tutulduğumu detaylıca bilmem gerektiğini düşünüyordum.

ZİHİN HAPSİ    *TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin