"Hilal'im, yavrum aç gözlerini, hemen kendini koyverme e mi?"Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında, kolumda serumla yatıyordum. Ne olmuştu? Nasıl gelmiştim buraya? Bu olanları bir türlü açıklığa kavuşturamıyordum. Dün geceyi hatırladım. Evde bilinmeyen bir sebepten dolayı yangın çıkmıştı. Sonra serum torbasında baktım. Yeni takılmış gibi görünüyordu.
Evet,evimde yangın çıkmıştı ve ben hastanedeydim. Bir an bir soru aklıma takıldı kaldı. Peki ya ailem neredeydi?
***Birkaç dakika sonra bir hemşire,elinde dosyalarla içeri girdi." Ah,uyanmışsın. Merhaba ben Manolya" dedi."Sana da merhaba,ben de Hilal."
"Raporlarını okumamı ister misin?"
"Ah,tabii." Gururum incilmişti. Birkaç
kağıdı okuyamayacak kadar aciz miydim?
"Tamam hemen bakıyorum," dedi. Yüzünde bir şaşkınlık ifadesi belirmişti.
"Başın hariç vücudunun sol tarafında 2. derece yanıklar var,o yangından bu şekilde kurtulabilmen bir mucize!
Diğerleri-"
"Diğerleri derken?" Korkmuştum. Diğerleri kimlerdi?
"Abla,diğerleri derken kimleri kastediyorsun?" Yakasına yapışmak geldi içimden.
"Hilal,söyleyeceğim ama sakin ol. Diğerleri derken... Anne babanı kastediyordum... Ve onları kurtaramadık." Gözümden yanağıma
doğru bir yaş süzüldü.
"B-bu bir şaka değil mi?" dedim ağlamaya devam ederek.
"Öyle olmasını umardım tatlım, fakat bunların hepsi gerçek." dedi hüzünlü bir sesle. Bana acıdığını sezmiştim.
"Hayır... Bu olamaz!" Beynim Manolya'nın dediklerini kavrayamıyordu. Ne yani, şimdi benim annem,babam,kimsem yok muydu? Manolya bana sarılarak " Ah,tatlım. Üzülme ben herşeyi halledeceğim." dedi. Bir anlık sinirle ona bağırarak,
"Neyi halledeceksin?! Benim artık ailem yok neyi halledeceksin?!" dedim
Öfkeyle karışık hüzün bir anda bağırmama sebep olmuştu.
"Biliyorum tatlım,belki seni akrabalarının yanına götürürüm. Ne
dersin?" Sinir artık beni boğuyordu.
"Sanki onlar beni kabul edecekler."
diye mırıldandım.
"Ne yani,seni istemezler mi?" dedi şaşırarak. Sanki bunlardan,benim daha fazla acı çekmemden zevk alıyor gibi baktı bana. Sonra onu ileri doğru itekledim.
"Tamam,bu kadar yeter! O kadar da aciz değilim." Sert görünmeye çalışıyordum. Düşersem tekrar kalkamayabilirdim." Tamam," dedi. "İyi o zaman seni yurda götüreceğiz. Ben çıkıyorum, sen dinlenmene bak." Şu yaşıma rağmen ondan biraz da olsa korkmuştum. Zaten pek de büyük değildim. 14 yaşında,9. sınıfa gidiyordum. Gözümü kapattım ve okulun ilk günü gözümün önünde canlandı...*1 Ay Önce*
"Hilal biraz daha hızlanmamız gerekiyor. Yoksa yetişemeyeceğiz!" dedi Elif. Okula bir iki saat geç kalmıştık.Koşmazsak öğretmenimizden azar işitecektik. Sokağın köşesini döndüğümüzde. Okula gelmiştik. Hızlı adımlar
la sınıfa çıkan merdivenleri tırmandık, sınıfı bulduk. İşte 9/C'nin önündeydik. Kendimi tuhaf hissediyordum. Okulun ilk günü geç kalmak biraz garip bir histi. Elif kapıyı çaldı,içeri girdik. Elif neden geç kaldığımızı öğretmene açıklarken ben
utancımdan yerin dibine girmiştim. Yanaklarım kızarmıştı. Öğretmen izin
verince yerime oturdum."Neyse artık bunları düşünmeyeyim."dedim. "Önüme, geleceğime bakmalıyım." Sonra birdenbire kapı çaldı biri içeri girdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİLAL
General FictionYangında evini kaybeden küçük Hilal gelecekte hayatını mahvedecek olan bir adamı yok etmeye çalışır. Bu konuda ona iki kız arkadaşı yardım eder...